03 Kasım 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

M. Latif SALİHOĞLU

Sinüzit tedâvisi


A+ | A-

Aşağıda izahını, tarifini okuyacağınız yöntemle, şiddetli başağrılarına yol açan sinüzit hastalığından yüzde yüz ihtimalle kurtulmak mümkün.

Yaklaşık yirmi sene evvel kendim aynı yöntemle ilâcı kullandım ve bu dayanılmaz marazdan biiznillah kurtuldum.

O günden bu yana, aynı dertten muztarip olan bütün yakınlarım pekçok okuyucularımız da aynı ilâcı kullanarak kâmilen şifâ buldular.

Son haftalarda o ilâcı kullanarak sinüzit tedâvisi olan iki şahidin ismini de vererek, yedi sene evvel neşredilen konuyla bir yazıyı—mevsimi henüz geçmeden—tekraren takdim ediyoruz.

Şahitlerden biri Bizim Radyoda program yapan Hakan Bey, diğeri ise Yeni Asya Satış ve Pazarlama Müdürü Selahattin Beydir. Tam emin olmak isteyen, bu arkadaşlarımızı da arayıp sorabilirler.

Bu girizgâhtan sonra, "Sinüzit ilâcı: Acıdüvelek" başlığını taşıyan 12 Kasım 2003 tarihli yazımızı takdim ediyoruz.

* * *

Kar yağmadan, buz vurmadan, yani mevsimi henüz geçmeden tanıtalım, hatırlatalım istedik, tabiî sinüzit ilâcını.

Halk arasında "Acıbostan, Acıkavun, Kedikabağı... diye bilinen, Risâle–i Nur'da ise, "Acıdüvelek" ismiyle zikrolunan (24. Söz) ve mûcizevî tesire sahip olan bu şifâlı bitkinin suyu, sinüzit hastalığının kökünü kurutmaya birebir geldiğini, mevzuun hemen başında ifade edelim.

Üstelik, bunu sayısız tecrübelere dayanarak ifade ettiğimizi de belirtmiş olalım.

Evet, kendimiz başta olmak üzere, çevremizdeki pekçok kişide tecrübe ettik ve biiznillah, sinüzitten muztarip olanların hemen tamamının şifâ bulup iyileştiğini bilmüşahade gördük.

Bu sebeple, aynı Lokman Hekim ilâcını, sinüzit rahatsızlığı olanlara da buradan tavsiye ediyoruz.

Ancak, kullanırken özellikle bir noktaya tam mânâsıyla dikkat edilmesi gerektiğini belirtelim: Zehir gibi etkili olan bu bitki suyunu, sakın ha buruna damlatmayın, boğazınıza kaçırmayın.

Bitkiyi biraz daha tanıttıktan sonra, ilâcı kullanma tarifini verelim.

* * *

Acı düvelek, daha çok yol ve kaldırım kenarlarında, bilhassa moloz gibi taş–toprak yığınlarının olduğu mıntıkalarda yetişir. Yerden yüksekliği 20–30 santimi bulduğu halde, etrafa yayılan dallarının uzunluğu bazan bir metreyi geçer. Yaprak ve çiçekleri, kabak bitkisinin benzeri ve minyatürü gibidir. Kalın parmak büyüklüğündeki hıyarcıkları ise, etrafı dikenli, içi ise, asit gibi keskin sulu ve çekirdeklidir. Olgunlaştığı zaman, posası yere düşerken, çekirdekleri metrelerce etrafa saçılır. Koparırken, göze sıçramamasına dikkat edilmeli.

* * *

Bu şifalı bitki suyunun kullanılma şekli değişik olmakla birlikte, daha çok buruna damlatma tarzı yaygındır. Ancak, bu tarz, son derece dikkat ister, aksi halde genzi yakar, ses tellerine zarar verebilir.

Bizim—uzmanına da danışarak—bulabildiğimiz en zararsız kullanım şekli, çekirdekleri dışarı fırlayan kabakçığın arta kalan saf suyuna "kulak pamukçuğu" diye bilinen ucu pamuklu çöpü bandırıp ıslatarak, burnun iç duvarına iyice sürmektir. Böylelikle, damlanın boğaza kaçması tamamiyle önlenmiş olur.

Bu su öylesine etkilidir ki, burun ıslaklığındaki gazı bile, hafiften genzi yakmaya başlar. Bunun ise, hiçbir zararı yok.

Kullandıktan bir–iki saat sonra, sinüziti olan kişinin burnu damla damla akmaya başlar. Aktıkça da, sinüsler açılır ve hasta rahatlamaya, şiddetli başağrıları dinmeye başlar. Faydasını gören, bir–iki hafta arayla bunu tekraren de kullanabilir.

Sinüzit yoksa eğer, burundan akıntı gelmez ve hissedilen rahatsızlığın türü başka olduğu anlaşılır. (Migren, vesaire.)

Tarihin yorumu 3 Kasım 1926

Erzurumlu Rüştü Paşanın idamı

Dadaşlar diyârı Erzurum'un gözbebeği, İstiklâl Harbi kahramanı, İstiklâl Madalyasının sahibi Rüştü Paşa, İstiklâl Mahkemesinin hakkında idam kararı sebebiyle, 3 Kasım 1926'da idam edildi. (TC Kronolojisi, TTK Yayınları, s. 463)

İsnat edilen suç: İzmir Sûikastını tertipleyenler arasında yer almak.

Oysa, sehpaya doğru giderken, ölüme giden bir insanın yalan söylemeye tenezzül etmeyeceğini hatırlattıktan sonra, yemin–billah ederek, hakkındaki iddiaların asılsız olduğunu ve sûikast tertibi ile bir alâkasının bulunmadığını haykırarak ilân etmiştir.

Gerçekte ise, sırf M. Kemal, İsmet ve Fevzi Paşaların ekibine taraftar olmadığı ve 1925'te siyaset sahnesine çıkan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasına dahil olduğu için, onun ismi kasten sûikast hadisesine karıştırılmış ve zulmen idam edilmiştir.

* * *

1872 senesinde Erzurum'da dünyaya gelen Rüştü Paşa, 1893’te harp okulunu bitirdikten sonra, sırasıyla Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşına iştirak etti.

Bilhassa, 1915 yılı başlarındaki Sarıkamış Harekâtı esnasında defalarca ölümle burun buruna geldi.

Benzer tehlikeleri, İstiklâl Harbi esnasında atlattı.

Gaziydi, harp madalyası sahibiydi, büyük ordulara defalarca kumandanlık yapmış bir kahramandı.

Ne var ki, Ağustos 1923'te Erzurum mebusu seçildikten sonra, hayata bakışı ve dolayısıyla hayatının seyri değişmeye başladı.

Ankara'da ayyuka çıkan siyasî çirkefliklere ve ayak oyunlarına şahit olunca, eskiden beri tanıştığı, can dostu olarak gördüğü nisbeten temiz, dürüst adam Kâzım Karabekir Paşanın yanında ve başında bulunduğu TCF safında yer aldı.

Rüştü Paşa, bu yaştan sonra daha fazla ilgi ve itibar beklerken, ne yazık ki, hiçbir alâkasının bulunmadığı suçlarla itham edildi ve aylar süren yargılamaların neticesinde idam sehpasına götürüldü.

03.11.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (02.11.2010) - Terörün taban desteği

  (01.11.2010) - Uzmanından önemli tavsiyeler

  (29.10.2010) - Cumhuriyetin 10. yılı

  (28.10.2010) - Başımıza gelenler

  (27.10.2010) - Muhtelif konular

  (22.10.2010) - Yüksek pencere

  (21.10.2010) - Sağlık bilgileri

  (20.10.2010) - Elvedâ şekerli çay

  (19.10.2010) - Anma programı teklifi

  (18.10.2010) - Namık Gedik kaç kez öldürüldü?


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  YENİ ASYA NEŞRİYAT

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.