M. Latif SALİHOĞLU |
|
Anma programı teklifi |
Demokrat Parti eski İçişleri Bakanlarından Namık Gedik'le ilgili yazılarımızdan sonra, bazı okuyucularımızdan şöyle bir teklif geldi: "Darbecilerin katlettiği diğer 'Demokrasi şehitleri' gibi, merhûm Namık Gedik için de, vefat tarihi olan her 30 Mayıs günü mevlitler okutulsun ve anma programları yapılsın." Bize göre de, teklif gayet makul ve yerinde. Neden olmasın? Şehit Menderes, Zorlu ve Polatkan için, vefat yıldönümlerinde mezarı başında anıldıkları, onlar için çeşitli etkinlikler ve anma programları yapıldığı gibi, Namık Gedik için de, elbette ki benzer şeylerin yapılması gayet normal ve hatta gereklidir. Zira, Namık Gedik de, o şehitlerle birlikte aynı yola çıkmış, aynı siyasî misyona hizmet etmiş ve aynı dâvâ uğrunda hayatını kaybetmiştir. Üstelik, o bu dâvânın ilk şehidi olma hüviyetini kazanmış ve çok ağır işkenceler altında son nefesini vermiştir. Dahası, işlenen dehşetli bir cinayete "intihar" süsü verilerek, en büyük yalana imza atılmış, dolayısıyla onun hakkında işlenebilecek en büyük günaha ve yapılabilecek en dehşetli iftiraya imza atılmıştır. İşte, bu iftira ve hemen ardından icat edilen birtakım uydurma hikâyelerle elli senedir ruhuna okunacak Fâtihalardan bile onu mahrûm bıraktıran haksızlıklar karşısında, hiç vakit kaybetmeksizin harekete geçilmeli ve Namık Gedik'in ruhunu şâdûmân edecek programlar hazırlamalı. Böylelikle, hem yarım asırlık hata ve ihmâlkârlıklar telâfi edilmiş olur, hem de o mazlûm insan, hak ettiği ve lâyık olduğu şekilde yâd edilmiş olur. * * * Namık Gedik hakkında uydurulmuş iftiralı hikâyeler, ne yakık ki muteber gördüğümüz bazı kitaplarda da yer almış durumda. Bazı yazarlar, yeni baskılarda bu yanlışı düzelteceklerini ve işlenen hataları telâfi edecekleri söylediler. Bu da sevindirici, memnuniyet verici bir gelişme. Ümit ve temenni edelim ki, mazlûm bir şehit olarak tarihe intikal etmiş olan Namık Gedik hakkında, yeni bir süreç başlamış olsun.
Tarihin yorumu 19 Ekim 2003
Küçük devletin büyük lideri
Dünya kamuoyu nazarında "Bilge Kral" lâkabıyla da yâd edilen Bağımsız Bosna–Hersek Cumhuriyetinin kurucu Devlet Başkanı Aliya İzzetbegoviç, 19 Ekim 2003'te başkent Saraybosna'da vefat etti. Vasiyeti üzere, mezarı ağırlıklı olarak "Bağımsızlık şehitleri"nin medfun bulunduğu yerde yapıldı. Burası, Saraybosna'ya gidenler için pek mühim bir ziyaretgâhtır. * * * 1925 senesinde dünyaya gelen Aliya İzzetbegoviç, kendi hatıratına göre henüz 6 yaşında iken Kur'ân Kursuna gitmeye ve Kur'ânı tilâvet etmeye başlamış. Yine, aynı yaşlarda namaz kılmaya, hatta sabah namazını aile büyükleriyle birlikte gidip camide kılmaya başladığını anlatıyor. Küçük yaşından itibaren dinî hayatı yaşayan ve gençliğinde İslâma hizmet için çırpınan Aliya, 1943'ta komünist Yugoslavya'nın Devlet Başkanı Tito'nun hışmına uğradı. Üç yıl müddetle hapis cezasına çarptırıldı. Hapisten çıktıktan sonra, hukuk tahsiline başladı. Bir yandan ilimle, bir yandan siyasetle uğraştı. İslâmın lehinde ve komünizmin aleyhinde çalışmalar yapması, onu dikta rejiminin nazarında sakıncalı kişi durumuna düşürmüştü. Sürekli takip ve tazyik altındaydı. Nihayet, demirperdenin yırtılması, komünizmin yıkılması ve bununla bağlantılı olarak Yugoslavya'nın parçalanmasının ardından, 1990'da Cumhurbaşkanlığı makamına gelen Aliya İzzetbegoviç, Bosna'nın tam bağımsızlığı yönündeki mücadeleyi hızlandırmaya çalıştı. 1992'de bu maksatla yapılan referandumdan "bağımsız cumhuriyet" kararı çıktı. Ancak, Sırplar bu kararı tanımayarak, özellikle Boşnak Müslümanlara yönelik kanlı saldırılara başladı. İşte, bu tarihte patlak veren Bosna–Hersek Savaşı, yaklaşık üç yıl sürdü. Aralık 1995'te savaşın sona ermesiyle birlikte, taraflar arasında varılan Dayton Antlaşması gereği Sırp, Boşnak ve Hırvatlar, yine eskisi gibi birarada yaşamaya başladı. Savaş süresince, 250 bin kadar Müslüman Boşnak, Sırp ve Hırvat'ların saldırısı sonucu şehit düştü. Bu da, o coğrafyadaki Müslüman nüfusun yüzde 10'una tekabül ediyor. 2003'te vefat eden Devlet Başkanı Aliya İzzetbegoviç'in ilmî ağırlıklı birçok eseri var. En önemlileri şunlar: Doğu ve Batı Arasında İslâm, İslâm Manifestosu, Tarihe Tanıklığım. 19.10.2010 E-Posta: [email protected] |