Ali OKTAY |
|
Tekke Musikîsi |
Ramazan ayındaki yazılarımızdan birinde Câmi Musikîsi’nden bahsetmiştik. Bizim müzik kültürümüzde Tekke Musikîsi diye tabir edilen bir tür daha vardır. Peki nedir Tekke Müziği? Değişik biçim ve usûllerde, ayinler için bestelenmiş eserler diye kısaca tarif etmek mümkün. Meselâ Cami musıkîsinde hiç müzik aleti kullanılmazken, tekkelerde ney, rebab, keman, kudüm, bendir, zil, def gibi müzik aletleri kullanılmıştır. Müziği ibadet ve ayinlerinde kullanan bazı tarikatlar ise şunlardır: Başta Mevlevilik olmak üzere Kadirî, Rıfaî, Şazelî, Halvetî, Celvetî gibi tarikatları sayabiliriz. Mevlevilerin mukabele günlerinde çalıp okudukları bestelere ayin denir. Ayinler, na’t, ilk ve son peşrev, selâm (4 selâm bölümü vardır) ve son yürük semaiden oluşur. Mevlevilikte ayin bestekârlarının bestelediği peşrev ve semailer de vardır. Ayin icrası ney taksimi ile başlar ve sona erer. Her ayin öncesi Itrî’nin rast makamında bestelediği “Na’t-ı Mevlânâ” okunur. Ayinler Türk Müziği’nin önemli değerleridir. Elimizde 59 adet ayin-i şerif olduğu belirtilmektedir. En çok ayin besteleyen bestekârların başında Dede Efendi, Zekai Dede, Nayî Osman Dede gibi bestekârlar gelir. Tekke musıkîsinde ayin dışında, durak (ayin icrası sırasında dinlenme dönemlerinde toplu veya tek kişi tarafından okunan eserler), tevşih (bir çeşit na’t olup Mevlid ve Mi’raciye okunurken icra edilir) şuğul (Arapça sözlü ilâhiler), tesbih (Tekkelerde SübhanAllah, Elhamdülillah gibi zikir çekmek için bestelenmiş eserler), nefes (İlâhiye benzerlerse de halk müziği özelliği taşırlar), Mersiye (Özellikle Kerbelâ şehitleri için bestelenmiştir.) kaside, nevbe ve savt. (Dr. M. Nazmi Özalp’in Türk Musıkîsi Tarihi’nden yararlanılmıştır.)
TARİHTEN YAPRAKLAR
Bir muganniyenin (şarkıcı) ücreti
İTALYA’NIN en meşhur muganniyelerinden Karuzo, Nevyork şehrinde kain Godovil Metropoliten Teatr nam tiyatroda teganni etmek üzere direktörle akdi mukavele ettiğini bu mukavele mucibince muganni-i mumaileyhe 1904-1905 senelerinin yalnız kış mevsimlerinde tiyatroda teganni edeceğini ve ücret olarak 1.000.000 frank alacağını beyan etmişlerdir. (Sabah Gazetesi, tarih 23 muharrem 1321, sahife 3 )
GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ...
Osmanlı’nın ilk hava şehidi Tayyareci Fethi Bey’in türküsü
TAYYARECİ Fethi Bey, Osmanlı’nın ilk hava şehidi pilotudur. Peki onun için yapılan bir türkü de olduğunu biliyor muydunuz? Kısaca hikâyesini anlatalım: Fethi Bey Deniz Harp Okulunu ve İngiltere’de de Havacılık okulunu bitirir. Yüzbaşı rütbesi alıp İstanbul’da gösteri uçuşları yapar. Hatta dönemin içişleri bakanı Talat Paşayı da uçağıyla gezdirmiştir. Padişahın talebi üzerine Şam ve İskenderiye’ye bir hava yolculuğu planlanır. 1914 yılında yapılan bu yolculuk maalesef hüzünle sonuçlanır. Şam’da uçak düşer. Kabri Şam yakınlarındaki Selâhaddin-i Eyyubi Türbesinde bulunmaktadır. Bu olayın ardından Behçet Kemal Çağlar’ın yazdığı şiir 1940’larda türkü olarak taş plağa okunur. Türkünün sözleri şöyledir:
“Aslan uçtu diye söylenir methi Bu kutsal toprağın çocuğu Fethi Kahrolur darbanla elbet her zeman Olursa bakış yan ve maksat eğri Bak Fethiye oldu sayende Meğri Kartalım! Gölgende hürdür bu vatan.” 14.10.2010 E-Posta: alioktay@alioktay. net |