Raşit YÜCEL |
|
Dönüş |
Her kıştan sonra bir baharı, her yazdan sonra bir kışı yaşıyoruz. Bir çok menfî alışkanlık oluyor. Sonra bunlardan bir dönüş yaşıyoruz. Akşam uyuduğumuz zaman adeta dünyadan kopuyoruz. Sonra hayata adeta yeniden dönüyoruz. Aslında her an bir “son dönüşü” yaşıyoruz. Hayat o kadar kaygan, o kadar fani ki… Dünya aslında bu dönüşün sermayesini hazırlıyor bize. Dönmeliyiz.. Artık bu yersiz hayatlara bir son vermeliyiz. Bir sonu yaşamadan… Bu nasıl olsa başa gelecek. Bediüzzaman şöyle seslenmişti: “Eyvah! Aldandık. Şu hayat-ı dünyeviyeyi sabit zannettik. O zan sebebiyle bütün bütün zayi ettik. Evet, şu güzerân-ı hayat bir uykudur, bir rüya gibi geçti. Şu temelsiz ömür dahi bir rüzgâr gibi uçar gider.” “Keşke toprak olsa idim de, bu akıbet başıma gelmeseydi” dememek için bir dönüş lâzım. Kendimize dönmek için bir dönüş lâzım; eski güzel günlere kavuşmak için. Bir dönüş lâzım; “İslâmiyet fedaisi” olmak için. Bir dönüş lâzım; eski yaptığımız güzel hizmetlerin devamı için. Bir dönüş lâzım; “keşke” dememek için. Bir dönüş lâzım; fani olanları kalben terk etmek için. Bir dönüş lâzım; dünyadan kaybettiklerimize üzülmemek için. Bir dönüş lâzım; dünyadan kazandıklarımıza sevinmemek için. Bir dönüş lâzım; kader çizgisinin ince hatlarına tebessüm etmek için. Bir dönüş lâzım; musîbetlerin, musikînin nağmeleri gibi karşılanması için. Evet, bir dönüş lâzım; geriye dönüşü olmayan bir güzel yol için. 14.10.2010 E-Posta: [email protected] |
Önceki Yazıları (27.09.2010) - Bediüzzaman Çorum’da idi (22.09.2010) - Kılıçdaroğlu’nun iyi sözleri (02.09.2010) - Uzak diyarlar ve Nurs Köyü |