Recep TAŞCI |
|
Döviz savaşı |
Uzunca bir süredir uluslar arası arenada bir mücadeleye şahit oluyoruz. Kimileri adına “Kur savaşı” diyor. Ama... Top tüfek kullanılmıyor... Kansız... Sessiz sedasız... Cereyan ediyor. Bütün çaba... Millî paranın değerini düşük tutmak için. İlk nazarda garip gelebilir. Bir ülke parasının değerlenmesini neden istemez ki. Şundan: Parası değerli ülke dış ticarette rekabet gücünü kaybediyor. İhraç ettiği ürünlerin fiyatı pahalanıyor, ithal ürünleri ise ucuzluyor. Kaçınılmaz akıbet: Dış ticaret açığı... Yerli sanayinin dar boğaza girmesi... İşsizlik. Tabiî bütün faturayı döviz fiyatlarına çıkarmak gerçekçi olmaz. Yine de önemli bir faktör. O yüzden ülkeler paralarının değerlenmemesi için her yolu deniyor. En klâsik yöntem Merkez Bankalarının döviz satın alarak piyasaya yerli para enjekte etmeleri. Geçenlerde Japon Merkez Bankası bu amaçla piyasadan 12 milyar dolar çekti, yuan/dolar paritesi iki puan yükseldi. Para birimi Real’in aşırı değerlendiğinden yakınan Brezilya da aynı yolun yolcusu. ABD Merkez Bankası sürekli dolar basarak değerini düşürme peşinde. Euro’nun bu sebeple dolar karşısında değer kazanması Avrupa Birliği’nin tepkisini çekti. Almanya ihracatta zorlandı. G. Kore, Tayvan, Malezya paralarının değerini düşürmek için çare arıyorlar. Esas kavga ise ABD ile Çin arasında. Bilindiği gibi Çin dünyanın en büyük ihracatçısı ünvanını Almanya’dan aldı. ABD ucuz Çin mallarının istilâsına uğramış vaziyette. Rekor cari açık veriyor. Yuan’ın değerini arttırması için ABD, Çin hükümetine baskı uyguluyor. Çin baskılara boyun eğmiyor. Zira büyüme stratejisinde ihracat temel unsur. İhracatının sekteye uğramasına rıza göstermiyor. Anlayacağınız herkes aşırı değerli millî paradan kaçıyor. Amaç daha fazla mal satmak. Halkına iş ve aş sağlamak. Döviz kazandırmak. Biz mi ne yapıyoruz? Şu gerçeği tesbit edelim. TL nerden bakarsanız bakın, nasıl hesaplarsanız hesaplayın aşırı değerli. Bunda herkes mutabık. 2001’den beri fiyatlar yüzde 150 artmış, dolar/TL paritesi neredeyse sabit. Buna can dayanmaz. İhracatçılar isyan ediyor... Cari açık büyüyor... Sıcak para imdada yetişiyor... Yarınlar ipotek altına alınıyor. Başbakan ne diyor? “Biz değerli TL istiyoruz. Lira’nın değer kaybetmesinden yana değiliz.” Döviz geliriniz giderinize yetiyorsa eyvallah. Elbette hepimiz “değerli TL’den” yanayız. Ama rekora koşan bir cari açık veriyorsanız, oturup bir kere daha düşünmelisiniz. Ve sormalısınız: Başka milletler neden paralarının değerini düşürmek için yırtınıyorlar? 11.10.2010 E-Posta: [email protected] |