H.İbrahim CAN |
|
Kırgızistan seçimlerinin ardından |
Kırgızistan’da Batılı gözlemcilere göre şeffaf ve başarılı bir seçim yapıldı. Avrupa Parlamentosu delegasyonu Başkanı Katarina Nevedealova’ya göre etkin ve istikrarlı bir demokrasiye geçiş için tarihte yeni bir sayfa açıldı. AGİT gözlemcileri de seçime şaibe karışmadığını duyurdu. Ancak hiçbir parti 120 sandalyeli parlamentoda tek başına iktidarı kazanamazken, en çok sandalyeyi 29 milletvekili ile devrik lider Bakiyev yanlısı Ata Yurt Partisi aldı. Bu durumda ülkenin geleceği kurulacak üçlü koalisyona bağlı. Koalisyon, demokrasi geleneği olmayan bu eski Sovyet Cumhuriyeti için pamuk ipliğine bağlı bir istikrar demek. Buna Kırgızların demokrasi heyecanını kendisine yönelik tehdit olarak algılayan Rusya’nın hükümeti kontrol etme çabaları da eklenince, ülkedeki demokrasi deneyiminin uzun ömürlü olmasını beklemek güç. Burada dış politika ve ulusal güvenlik meselelerini kontrolü altında tutmaya devam edecek olan cumhurbaşkanı Roza Otunbayeva’nın tutumu da önem taşıyacak. Kırgızlarla Özbekler arasında birkaç ay önce yaşanan kanlı çatışmalar, Oş başta olmak üzere bazı bölgelerde halk arasındaki gerginlik ve yabancı düşmanlığının artmasına katkıda bulundu. Böyle bir durumda yeni hükümeti bekleyen en önemli sorunlardan birisi ülkede vatandaşların güvenliğinin sağlanması. Özellikle de Özbek kökenlilerin temel haklarının korunması büyük önem taşıyacak. Kısa zamanda kurulması zor görünen hükümeti bekleyen ikinci önemli mesele uluslar arası toplumla ilişkiler. Özellikle de Amerika, Rusya ve Çin ile ilişkiler önem taşıyacak. Bu üç büyük devletin bölgedeki çıkar dengesi, Kırgızistan’ın istikrarının sürmesinde büyük önem taşıyacak. Özellikle Manas’taki ABD üssü, geçmiş hükümetlere yönelik rüşvet suçlamalarına da konu olması dolayısıyla hassas bir sorun. Diğer iki komşu Kazakistan ve Özbekistan’ın da Kırgız demokratik denemesinin kendi ülkelerine yayılmasından kaygı duydukları biliniyor. Aslında ülkenin yeni hükümeti bekleyen en önemli sorunu ekonomi. Siyasî istikrar, yabancı yatırımların güvenceye alınması –Kırgız-Özbek çatışmalarında bir çok Türk yatırımcının işyeri zarar görmüştü-, hükümetin ticarî faaliyetlere müdahale etmemesi, ülkede sanayileşmenin teşvik edilmesi, gelecekteki refah ve istikrar açısından büyük önem taşıyor. Tabiî kaynakları sınırlı olan ülkenin, stratejik konumunu iyi değerlendirmesi ve uluslar arası ticareti kolaylaştırıcı tedbirleri alması gerekiyor. Çok sayıda Türk iş adamı da bu istikrardan yararlanacak. Hepsinden de önemlisi; Kırgızlarla Özbekler arasında tahrik edilip duran etnik çatışmaların önü alınarak, ülkedeki birlik ve beraberlik yeniden sağlanabilecek. Bu yönüyle tek başına iktidar çıkarmasa da, bölgesindeki ilk demokratik seçimleri başarıyla yapan Kırgızistan önemli bir adım attı. Umarız bu kardeş ülkedeki demokrasi güçlenir ve ülke her birkaç yılda bir basit ayaklanmalarla iktidarın el değiştirdiği sözde devlet olmaktan çıkar. 14.10.2010 E-Posta: [email protected] |