H.İbrahim CAN |
|
Almanya Cumhurbaşkanı: İslâm da bize ait! |
Almanya’nın sembolik cumhurbaşkanı Christian Wulf’un iki Almanya’nın birleşmesinin 20. yıldönümünde yaptığı konuşma, Almanların kabul etmekten korktukları bir gerçeğin ifadesiydi: “Hıristiyanlık ve Yahudiliğin yanı sıra, İslâm da Almanya’ya aittir”. Wulf bu konuşmasında, Almanya’nın tekrar birleşmesine ihtiyaç bulunduğunu, bu kez Almanya’da kuşaklardır yaşayan yabancı etnik kökenlilerle Alman etnik kökenlilerin birleştirilmesi gerektiğini vurguladı. Gerçekten de İslâm, artık Almanya’da varlığı camileri, İslâm merkezleri ve Müslümanlarıyla yadsınmaz bir gerçek. 82 milyona yakın Alman nüfusunun 3,5 milyonu Müslüman. Daha da önemlisi bu Müslümanların yüz bini İslâm’la şereflenen Almanlar. Sayıları da gittikçe artıyor. Almanya’daki cami ve mescid sayısı 2500’den fazla. Başörtüsü konusunda genel bir yasak yok. Hayvan kesimi konusunda çekilen güçlükler ise 2002 yılında Federal Anayasa Mahkemesi’nin Müslümanların hayvan koruma mevzuatından, dinî inançları dolayısıyla istisna tutulma hakkına sahip olduklarına karar verdi. Bu konuda tartışmalar sürse de, helâl et kolaylıkla bulunabiliyor ülkede. Bu üçbuçuk milyon Müslüman’ın yüzde 70’i Türk kökenliler. Dördüncü kuşağı Almanya’da yaşayan Türk kökenliler, artık eğitimli, meslek sahibi, ticarette ve politikada söz sahibi bir grup haline geliyorlar. Cumhurbaşkanı Wulff da bu gerçeği ifade etti. Almanya Müslümanları Merkez Konseyi genel sekreteri Aiman Mazyek, “Wulff’un konuşması Müslümanların ikinci sınıf vatandaş olmadığını gösteriyor” diye sevincini dile getiriyor. Almanya Merkez Bankası yönetim kurulu üyesi Thilo Sarrazin’i Müslümanlara ve özellikle de Türklere yönelik hakaretleri üzerine, bu görevinden alma yerine, pazarlık ederek yüklü bir tazminat karşılığı istifasını sağlayan Cumhurbaşkanı bu yüzden hayli eleştirilmişti. Bu konuşma biraz da Müslümanlardan o hatanın özrünü dileme mahiyetinde. Bir bakıma ülkede Müslümanları yabancı sayan tabuyu da yıkmış oldu. Wolff bu arada bir ihtiyaca da dikkat çekti: “Okullarda, Almanya’da eğitim görmüş kişiler tarafından Almanca İslâm dersi verilmelidir.” Uzun yıllar boyu Türkiye’den gönderilen öğretmenler tarafından Türkçe din dersi verilirken, bu ülkedeki Türk çocuklarının Almanca öğrenme ihtiyacı dikkate alınarak, son yıllarda bu dilde eğitim verilmeye başlanılmıştı. Okul öncesi eğitime katılımın düşüklüğü, Türkler başta olmak üzere yabancı kökenli Müslüman çocuklarının Almanca öğrenmesini güçleştiriyor. Bu da sonraki eğitimlerinde, okulu erken terk etmelerine, yüksek öğrenimden yoksun kalmalarına, üniversite eğitimi gösteren mesleklerde az sayıda Müslümanın bulunmasına yol açıyor. Umarız Alman Cumhurbaşkanının İslâm’ın da artık Almanya’ya ait olduğu fikri, Almanlarca da kabul görür ve Müslümanlar doğup büyüdükleri bu ülkede kendilerini yabancı olarak görmekten kurtulurlar. Zira Wolff’un doğru bir şekilde tesbit ettiği üzere; “Gelecek kültürel çeşitliliğe açık olan milletlerin olacaktır”. 06.10.2010 E-Posta: [email protected] |