H.İbrahim CAN |
|
Bosna’da seçim sonuçları neyi değiştirecek? |
Bosna-Hersek’te seçimler yapıldı. Aliya İzzetbegoviç’in oğlu Bakir İzzetbegoviç sürpriz bir zaferle Bosnalıların lideri oldu. İzzetbegoviç, Bosnalıların önceki lideri Haris Silayciç’ten daha yapıcı ve yumuşak. Hırvatlar da ılımlı Jelyko Komsiç’i seçti. Sırplar ise aynı duyarlılığı göstermedi. Ayrılıkçı Neboyşa Radmanoviç yeniden seçildi. Dayton Antlaşması uyarınca üçlü sistemle yönetilen Bosna-Hersek’te barış sonrası doğan umutlar, son dört beş yılda yerini bezginlik ve umutsuzluğa bıraktı. Sırpların sürekli oyun bozanlık etmesi, birleşme ve istikrar umudu olan anayasayı 2006’da boykot etmesi, toplumların kendi içlerindeki siyasal rekabet ve ülkeyi boğan ekonomik kriz, Bosna’nın Avrupa’nın ortasındaki yalnızlığını daha da zorlaştırıyor. Uluslar arası Kriz Grubu’nun Bosna-Hersek raporuna göre; “birbiriyle rekabet veya açık çatışma içinde olan yoğun bürokrasi, birbiriyle çelişen mevzuat, üçlü yapının getirdiği düzensizlikler ülkeyi Avrupa’nın yatırım yapmak için en kötü yeri haline getirmekte ve halkın ekonomik potansiyelini boğmaktadır”. Buna kamu ihalelerinin politikacıların yakınlarına verilmesi, özellikle enerji ve Telekom sektörlerinde koalisyon liderlerinin yönetimi paylaşması, yönetim kurullarına kimin atanacağına karar vermesi durumu daha da kötüleştiriyor. Bu olumsuz tablo içinde, AB’den gelen vizeyi kaldıracağı umudu da Fransa’nın bu karara karşı çıkacağı söylentileriyle zayıfladı. Tek umut İzzetbegoviç’in yapıcı politikalarının ülkedeki üçlü yapıyı bir arada tutması. Onun başarısızlığı, artık beklemeye sabrı kalmayan ülkenin bölünmesi anlamına gelecek. Washington’daki Stratejik ve Uluslar arası Araştırmalar Merkezinin öncülüğündeki Balkanlar görev gücü müdürü Ioannis Armakolas’a göre, böyle bir kriz bütün bölgeyi etkileyecektir. Bu noktada Türkiye’nin bölgedeki arabuluculuğu büyük önem taşıyor. Sırbistan’la kurulan dostluk ilişkileri de Bosna-Hersek’te sallanan parçaları bir arada tutan önemli unsurlardan birisi. Osmanlı’nın Balkanlardaki altın mirası, çoğu parçası AB’ye üye olmasına rağmen Avrupalı olamayan Balkanlarda istikrarın ve kaynaşmanın sağlanmasında hâlâ etkisini gösteriyor. Uzun süren iç savaşın yaralarının kapanması en az iki kuşak alacak gibi görünüyor. Ama Boşnaklar ve Hırvatlar acılarını içlerine gömüp, varolmak için bir olmalarının gerekli olduğunun farkındalar. Sırplar da artık bölünmenin kendi yararlarına olmadığını, Bosna-Hersek’in kendi kaderleri olduğunu görmek zorundalar. Kısacası; seçimlerin sonuçlarının tek umut verici yanı İzzetbegoviç’in Boşnakların liderliğini kazanması. Umarız başarılı olur. Bu arada Avrupa Birliği’nin de bir zamanlar gözleri önündeki soykırımını görmezden geldikleri Bosna-Hersek’e verdikleri vizeyi kaldırma sözünü tutmalarını bekliyoruz. 07.10.2010 E-Posta: [email protected] |