19 Ekim 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Kazım GÜLEÇYÜZ

Resepsiyon çatlağı ve ötesi


A+ | A-

Başörtüsü yasağıyla ilgili tartışmaların yeniden canlanmasında rol oynayan en önemli ve belirleyici faktör, CHP’nin en azından üniversitelerdeki yasağa karşı tutumunu yumuşatması, hattâ Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu konuda çözüm taahhüdünde bulunmasıydı.

Şu aşamada bu taahhüt üniversitelerle sınırlı.

Ve CHP lideri, medya yöneticileriyle yaptığı toplantıda çözüm formülünü “YÖK’ü kaldırıp üniversiteleri özgürleştirmek” diyerek ifade etti.

Ama gerek parti içinde, gerekse dışarıda bu formülü de çıkmaza sokacak atraksiyonların ardı arkası gelmiyor. Muharrem İnce’nin Kılıçdaroğlu’nu ikilemde bırakan “Çankaya resepsiyonunu boykot” açıklaması ve bu tavrı dayandırdığı gerekçe, bunun en yeni örneklerinden biri.

Çankaya’nın “türban”a açılması, ilk ve ortaöğretimle kamuda da “türban serbestisi”nin ilk adımı imiş. Buna tepki olarak katılmayacakmış.

İnce bunu parti kararı olarak açıkladı, ama Kılıçdaroğlu teyid etmeyince kendisinin “kişisel tercih”ine dönüştürdü ve bunu yaparken çok sayıda arkadaşının da öyle davranacağını ekledi.

Grup Başkanvekili sıfatıyla konuşmuş olması ise hem Kılıçdaroğlu’nu, hem kendisini, hem de partisini zora soktu. Ve partinin yeni açılım arayışlarını hızlandırdığı bir ortamda, Genel Başkanın medya ile buluşmasından çıkan sonucun “CHP’de resepsiyon çatlağı” olması talihsizlikti.

İnce’yi konuşturan perde arkasındaki aktörün, kendisini partideki “Kemalist çizginin temsilcisi” olarak niteleyen Önder Sav olduğu iddia edildi. İşi Baykal’la irtibatlandıranlar da oldu.

Ama aynı İnce’nin “CHP, oylarını arttırmak için dinle barışmalı. Hâlâ insanlar ezanın Türkçeleştirilmesini bize karşı propaganda malzemesi yapabiliyorsa, biraz kendimizi de sorgulamalıyız. ‘Türkiye laiktir, laik kalacak’ diye bağırmakla olmuyor” (Aslı Aydıntaşbaş, Milliyet, 22.2.10) gibi sözleriyle, Kılıçdaroğlu’nun çizgisine mutabık bir söylem kullandığı da biliniyor.

Buna rağmen “türban” üzerinden yaptığı boykot çıkışı, hem bu söylemleriyle çelişti, hem de dediğimiz gibi kritik bir anda partiyi zora soktu.

CHP adına verilen bu karışık mesajların verdiği hasar, ancak Kılıçdaroğlu’nun resepsiyona katılması ile belki bir ölçüde telâfi edilebilir. Aksi bir durum, CHP’deki sıkıntıyı iyice büyütür.

Bakalım, o gün gelince ne yapacaklar?

Tabiî, bunları ifade ederken, cumhuriyet resepsiyonunu teke indirme kararının bazılarınca niye “türban dayatması” diye algılandığının da iyi analiz edilmesi lâzım ki, bunu yapması gereken de Cumhurbaşkanlığı makamı ve hükümet.

Kararla Sezer öncesi uygulamaya dönüldüğünü belirterek, Demirel ve ondan önce Özal dönemlerinde başörtülülerin Köşke hiçbir kısıtlama olmadan serbestçe girebildiğini söylüyorlar.

Başbakan da yakınlardaki beyanlarından birinde, “Sekiz sene öncesine kadar kamusal alan diye birşey yoktu, bu lâf bizim iktidar olmamızdan sonra icad edildi” diye yakınmamış mıydı?

El hak öyle. Ama neden böyle? AKP iktidarı niye birilerinde böyle bir psikolojiyi depreştirdi?

“Efendim, aynı ithamlar daha evvel Menderes, Demirel ve Özal’a da yapılmıştı” gibisinden yorumlar meseleyi tam olarak izah edemiyor.

Bunun en önemli sebeplerinden biri, bugün bunu söyleyenlerin, şimdi referans gösterip dayanmaya çalıştıkları o liderlere vaktiyle en ağır hücumları yapan rijit bir gelenekten gelmeleri.

Konunun bir başka önemli boyutu da şu:

İşin bir tarafında, dinle ilgili herşeyi laiklik karşıtlığı ve irtica olarak gören bağnaz laikçi kafanın iflâh olmaz fanatizmi var, ama diğer tarafında meseleyi böyle bir fanatizm noktasına götürmediği halde, Türkiye’nin “dine dayalı bir diktatörlüğe” gitmesinden ciddî kaygı duyanlar da var.

Bu iki grubu birbirinden ayırmak gerekiyor.

Peki, demokrasiden yana oldukları halde “dinci dikta” korkusu yaşayanların endişelerini gidermekte AKP niye bir türlü başarılı olamıyor?

19.10.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (17.10.2010) - HSYK seçimi ve sonrası

  (16.10.2010) - CHP lideriyle 2.5 saat

  (15.10.2010) - Şili dersleri

  (14.10.2010) - Örtünme baskısı mı?

  (13.10.2010) - Başörtüsünde çözüm

  (12.10.2010) - Siyaset de demokratikleşmeli

  (10.10.2010) - Liberallerin iki yanlışı

  (09.10.2010) - Tek tipçi projeler

  (08.10.2010) - Askerlik reformu ne zaman?

  (07.10.2010) - Anayasanın başlangıcı


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  YENİ ASYA NEŞRİYAT

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.