Banu YAŞAR |
|
Yaşadıkların sana bir şeyler söylüyor |
İnsan hiçbir şeyi sadece yaşamış olmak için yaşamıyor. Başına gelenlerin ve geçenlerin ilk bakışta göremediğimiz o kadar çok anlamı olabiliyor ki… Kendimizin bile unuttuğu birçok anı ve yaşanmışlık yıllar sonra başka bir hikâyenin kahramanı olarak karşımıza çıkabiliyor. O dönem niye yaşadığını anlamadığın sahneler, sonra anlamlı repliklere dönüşebiliyor. Seni Yaratan asla döküntü yaratmıyor, seni ihmal de etmiyor, sadece imhal ediyor, bekletiyor… Yaşadıklarının hiçbiri kalıcı değil, sürekli kalmaya da niyetli değil… Sen şikâyet ettiğinde ve sızlandığında sırtındaki yükü de artıyor. Gittiğin her yere yükünü de taşır hale geliyorsun. Atlayıp gidemediğin, kalbinde aklayamadığın her şey, ruhunda kara izler bırakıyor. Seni yolundan da alıkoyuyor aslında… Oysa şikâyet eden şüpheye düşer. Kalbindeki emniyeti ve huzuru kaybeder. Bildiği yerlerde kaybolup, yitip gider. Kendi kişisel haritan, senin kişisel ihtiyaçların, zaafların, yaraların ve zayıf yanlarına uygun şekilde çizilmiştir. Devamını göremediğin her yol, kör dağlara döner önünde… Nice açık yollar dururken, kendini karanlık kuytularda bulursun.. Ya da en azından sana öyle görünür. Doruktan bakarsan yol haritana, nice açık yollar görürsün, ama sadece yürüdüğün yola odaklanırsan, yol daraldığında, bitti, tükendi sanırsın… Yürüdüğün her yol sana yeni hikâyeler anlatır. Hiç canın sıkılmaz, yüreğin de daralmaz… Hikâyenin sahibi yolun da sahibidir. Yolu sevdiği ve koruduğu gibi seni de sever ve korur. Emniyetli yolculuklar yaşarken, seyrettiğin her şey, yolun ilerideki kısımlarında sana azık olarak döner. İpuçları sunar önündeki görünmezliğe dair… Bilinmez gibi görünen her şey, ışıklı aydınlık bir yola dönüşür… Sen yeter ki, sükûnetli bir teslimiyetin sahibi ol, Yüreğindeki şüpheyi savur tozlu yollara, Öfkeni duânla yıka, üzerini sakin küllerle ört Soğut kalbini inciten bütün ateşleri Yaşadığın her şeyi anlamlı yolculuklara dönüştürene Ve seni çok sevene bırak yüreğini… Bırak etrafındaki öfkeli, şikâyetçi bakışları Yorma içindeki kalan umudunu Kimseyi incitmemeye verdiğin söz gibi, İzin verme yüreğinin hoyratça kullanılmasına Sen değerlisin, en çok değer verenin, adını hep ananın kulusun O neyi yaşamanı murat ediyorsa, sadece yolu takip et Yorma kendini çıkmaz sokaklarda, yanlış yollarda Kendine zulmetmeyi de bırak artık ne olur… Yoldaki işaretler O’nun senin için koyduğu ışıklar gibidir Onları doğru okumaya odaklanırsan eğer, Bırak yürümeyi, koşarak gidersin buralardan... 17.10.2010 E-Posta: [email protected] |