29 Eylül 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

M. Latif SALİHOĞLU

Yerinde sağlam duran kazanır


A+ | A-

Bazı zamanlarda sosyal çalkantılar dahi bir şiddetlenir. Siyasî sarsıntılar daha bir ivme kazanır.

Tıpkı, bugünlerde olduğu gibi...

Şok istifalar, çekişmeli kongreler, sürpriz görüşmeler, yeni parti arayışları, gizli–açık seçim ittifakı manevraları, adlî sahadaki flaş gelişmeler, adeta baş döndürücü bir hızla devam edip gidiyor.

Bütün bu sarsıntılar ve şiddetli çalkantılar karşısında, sarsılmamak, kendine güvenmek, kendinden emin olmak iktiza eder.

Bunun için de, bilhassa sahip olduğu fikre, dâvâya ve mensubu olduğu camianın sağlamlığına güvenmek icap eder.

Dalgalanmanın şiddetlendiği zamanlarda, münferit kalınmaz, yalnız başına hareket edilmez.

Fikre ve camiaya mensubiyet, böylesi zamanlarda insana büyük bir güven ve mukavemet hissi verdiği gibi, kişiyi muhtemel tehlikelerden de mahfuz tutar.

Camia ile birlikte hareket edilince, korkular, kuşkular, endişeler azalır, zail olur. Tek başına kalındığında ise, tedirginlikler gitgide çoğalır, kişiyi mutsuz, huzursuz eder. Zira, bir adım sonrası için ne olacağını, dahası başına neler geleceğini bilememenin, hadiseler selinin kendisine de zarar verebileceği ihtimalinin tedirginliğini yaşamaktan kurtulamaz. Bu da onun uykusunu kaçırtır.

Bu korkunun çaresi, evvelâ dirayetli olmaktır. Dirayetli olabilmek için de, sağlam bir noktaya istinat etmektir.

Sağlam noktalar ise, başta ifade ettiğimiz gibi, güvenilir bir fikir ve dâvâya sahibiyet ile gayet metin bir camiaya mensup olmaktır.

İşte, bu noktalara istinat ile yerinde sağlam duran kimseler, zelzele gibi en şiddetli sarsıntılarda dahi, zarar görmez, ya da en az hasarla kurtulma şansına sahip olurlar.

Biliyorsunuz, zelzele, sağlam zeminde inşa edilmiş sağlam yapılara fazla zarar vermez.

Eski zamanlarda, şöhretli şahıslara güvenmenin bir anlamı vardı. Ancak, sosyal ve siyasî dalgalanmaların alabildiğine sür'at peydâ ettiği günümüzde, şahıslara değil, belki ondan çok daha metin olan "şahs–ı mânevi"ye dayanmak ve güvenmek lâzım.

Aksi halde, kuşkuların, korkuların, sinir bozucu acabaların, "Yaa, bir de şöyle olursa?" türünden çengelli oltaların sonu gelmez olur.

O halde, yaşanan siyasî çalkantılar sebebiyle evhama kapılmamalı, tedirgin olunmamalı.

Yerinde sağlam durmalı.

Bunun için de, hülâsaten:

Sahip olduğu dâvânın sağlamlığından emin olmalı.

Mensubu olduğu camianın metanetine güvenmeli.

Harici cereyanlara kapılmamalı.

Siyasî ve dünyevi cereyanlar ne kadar şiddetlenirse şiddetlensin, dahilde şüpheye, tereddüte ve bilhassa ihtilâfa düşmemeli.

Zira, hariçteki hiçbir hadise, dahildeki kuvvet ve kudsiyetin, ittifak ve ittihadın yerini tutamaz, onun değerinde ve ayarında olamaz.

O halde, yerinde sağlam durmalı ve gittiği istikamette esaslı bir duruş sergilemeli ki, hem muhtemel tehlikeler en az hasarla atlatılsın, hem de aynı istikamette ilerleme şansı devam etsin.

Tarihin yorumu 29 Eylül 1928

Yeni Türk (Latin) Harfleri Marşı

Latin harflerinin resmî olarak kabul ediliş tarihi, 1928 yılı Kasım ayının ilk günlerine rastlar.

Ancak, halktan habersiz alt yapı çalışmalarına daha evvelki aylarda başlanır.

Öyle ki, yeni harfler için yapılan beste çalışmaları bile, 29 Eylül'de tamamlanarak neşredilir.

Adına Yeni Türk Harfleri Marşı denilen bu bestenin beş mısra halindeki yazılım tarzı şöyledir:

a, o, u, ö, e, ü, i

b, c, ç, d, f

g, f, j, k, l

m, n, p, r, s

ş, t, v, y, z

Bu ucube "Harfler Marşı"nın bestecisi, aynı zamanda İstiklâl Marşının da bestecisi olan Osman Zeki Üngör'dür. Üngör'ün resmî görevi ise, Cumhurbaşkanlığı Orkestrası Şefliğidir.

Burada dikkat çekici bir başka nokta şudur:

Yapılan inkılâbın adı gibi, bestelenen marşın adı da "Yeni Türk Harfleri"dir.

Oysa, bu meselenin içinde "Türklük"ten hiç eser yok. Kabul edilen yeni harfler, düpedüz Latin harfleridir.

Esasında, o dönemde yapıldığı iddia edilen "Türk inkılâbı"nın da Türklükle ve Türk unsuruyla, yani Türk'ün örf, an'ane, gelenek, görenek ve medeniyetiyle uzaktan yakından bir alâkası bulunmamaktadır.

Dolayısıyla, 1923'ten sonrası için isimlendirilen "Büyük Türk İnkılâbı"nın, bir "büyük yalan"dan ibaret olduğunu söylemek mümkün.

Bunun aksini iddia eden varsa, yapılan o Avrupaî devrimlerin Müslüman Türk milleti ve medeniyetiyle doğrudan bir bağlantısını göstermesi icap eder.

Aksi halde, yalancı duruma düşmekten kurtulamazlar.

29.09.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (28.09.2010) - Ortalık hareketlenirken

  (27.09.2010) - Kurtulmuş, kurtulacak mı?

  (23.09.2010) - Agop, Hagop ve "zıpçıktılar"

  (22.09.2010) - Esrarengiz gelişmeler

  (21.09.2010) - İsmail Hakkı'ydı; Hakk'ın hizmetkârıydı

  (17.09.2010) - CHP liderlerinin ortak kaderi

  (16.09.2010) - Gündemin öncelikli konuları

  (15.09.2010) - Suç duyurusu...

  (14.09.2010) - İki seçim arası iki referandum

  (08.09.2010) - Kaldıraçlarla yerinden sökmek


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.