M. Latif SALİHOĞLU |
|
Kurtulmuş, kurtulacak mı? |
Kongreye kadar kayyuma devredilen Saadet Partisi, bugünlerde şiddetli sancılar içinde kıvranıp duruyor. Baba–oğul Erbakanlar'ın hışmına uğrayan Numan Kurtulmuş, mahkemenin kararıyla genel başkanlıktan düşürüldü. Yeni genel başkanı seçmek için şimdi olağanüstü kongreye gidilecek. Numan Beyin yeniden seçilip seçilmeyeceği, şimdilik meçhûl durumda. Şayet tekrar seçilirse, Erbakanlar'ın siyasetteki ağırlığı bitme noktasına gelmiş olacak. Ancak, liderliğe seçilmese bile, Numan Beyin siyasî hayatı yine devam edecek gibi görünüyor. * * * Açıkça anlaşılıyor ki, iki taraf arasında gerildikçe gerilen ipler, artık kopma noktasına gelmiş bulunuyor. Bu sebeple, Erbakan ve kırk yıllık yol arkadaşları, Numan Beye yol göstermek için vargüçleriyle çalışacaklar. Erbakan cephesi, her şeye rağmen, teşkilât içinde ciddî bir ağırlığa sahip. Numan Bey ise, teşkilâttan ziyade halkın nazarında daha mazbut, daha itibarlı bir şahsiyet olarak kabul görüyor. Saadet Partisinin gelişme kaydetmesi, ancak Numan Bey ve ekibinin iş başında olmasıyla mümkün görünüyor. Ne var ki, bu realitenin Erbakanların umurunda olduğunu hiç sanmıyoruz. Zira, onlar partiden çok kendilerini düşünüyorlar. Partiyi kendi tapulu malları olarak, parti yönetimini de kendileri için bir "muktesep hak" şeklinde görüyorlar. Fatih Erbakan'ın Numan Kurtulmuş'u küçümser mahiyetteki son açıklamalarından da bu mânâyı çıkarmak mümkün.
Tarihin yorumu 27 Eylül 1919
Millî kahraman Refet Bele Konya'da
Yönetimde irade ve otorite boşluğunun had safhaya çıktığı Mütareke (Mondros Mütarekesi, 30 Ekim 1918) sonrasında, Anadolu'nun muhtelif bölgelerinde çeşit çeşit isyanlar çıktı, ayaklanmalar başgösterdi. Bunların en önemlilerinden biri de, Konya ve çevresinde vuku bulan Bozkır İsyanıdır. (27 Eylül 1919) Borkır Ayaklanmasının birincisi 4 Ekim'e kadar devam ederken, 20 Ekim–4 Kasım tarihleri arasında ise ikinci bir isyan hadisesi yaşandı. İsyan edenlerin başında Bozkırlı Zeynelabidin isimli şahıs vardı. Bu şahsın, İstanbul hükûmetinin tayin etmiş olduğu Konya valisi Cemal Beyden de cesaret aldığı anlaşılıyordu. Hadisenin tehlike arz etmesi üzerine, Heyet–i Temsiliye, Millî Mücadelenin kahraman kumandanlarından olan Miralay Re'fet Beyi Konya'ya gönderdi. (27 Eylül) Re'fet Beyin Konya'daki ilk işi, Müdafaa–i Hukuk Cemiyetini teşkil etmek idi. Bu vazifesini hakkıyla yerine getiren Re'fet Bey, Konya halkını Millî Kuvvetlerin yanına çekmeyi büyük ölçüde başardı. İsyan tehlikesi de, bu sayede gitgide hafifledi ve bir müddet sonra bertaraf oldu. * * * Esasında, 1919–21 yıllarında Anadolu'da yaşanan ayaklanmaların ve iç çatışmaların tamamını "isyan" şeklinde nitelemek de doğru olmaz. Zira, bu hadiselerin önemli bir kısmı otorite boşluğundan, bir kısmı güyâ Padişahın emrinde hareket eden İstanbul hükûmetine bağlılıktan, bir kısmı da Ankara hükûmetinin yanlışlarından, yahut tedbirsizliğinden kaynaklanmıştır. Meselâ, Demirci Mehmet Efe ile Çerkes Ethem gailesinin en önemli tetikleyici sebebi, Ankara'daki bazı ekâbirlerin doymak bilmez hırsları, ihtirasları, ikiyüzlülükleri ve türlü ayak oyunlarıdır. Nitekim, Ethem Bey gibi bir millî kahramanı ittire ittire harcayan aynı şahıslar, Re'fet Paşanın da içinde olduğu Kuvâ–yı Millîye Ordularına kumandanlık yapmış diğer bütün kahramanları (TCF kurucuları) da, 1924'ten itibaren yine aynı ihtiraslarla harcamaya ve devre dışı etmeye çalıştılar. 27.09.2010 E-Posta: [email protected] |