Ali FERŞADOĞLU |
|
Hıristiyanlıkta reform ve liberalizm |
Pek çok düşünür gibi reformcu Alman Rahip Martin Luther, Kilise Engizisyonunun, istibdat ve işkenceyle insanları soyup soğana çevirmesine dayanamıyordu. 31 Ekim 1517 yılında Wittenberg Şatosu’nun kilise kapısına, ilk maddesi “Kurtuluşa ancak imanla erişilir” şeklinde olan reform listesinin 95. maddesini asarak, vasıtayı aradan çıkarmak istiyordu. 1 Hıristiyanlıkta o zamana kadar pek çok kere reform yapılmıştı. Hıristiyanlığın içini azizler, keşişler, papazlar, reformcular doldurdu. Çünkü Hıristiyanlık, “vasıtayı” kabul ediyordu, yâni bir ruhban sınıfı mevcuttu. Bundan dolayı, Konsiller de reform veya değişiklikler yapmışlardır. Konsil, Hıristiyanlıkta, inanç ve sosyal hayatla ilgili problemleri çözmek üzere piskoposlar veya yüksek seviyeli din adamlarından müteşekkil bir kuruldur. Kilise hayatının ortaya koyduğu bütün meseleleri halletmek ve tartışmak üzere bir araya gelirler. 2 Bâzı Hıristiyan İlâhiyatçıları, ilk tarihini, Kudüs’te, 50-52 yıllarında yapılan Havariler toplantısından başlatır. Özel konsiller, genel konsiller diye başta ikiye ayrılır. Özel konsiller de, millî ve bölge konsilleri diye ikiye ayrılır. İlk dönem antik devrinde (M. 325-870) sekiz, Ortaçağ’da (M. 1123-1312.) yedi; 15. yüzyıl’da (1414-1442) iki; Reform devrinde (1512-1563) iki; 19. ve 20. yüzyılda (1869-1965) iki konsil toplanmıştır. Bunlar, özel ve genel olarak, pek çok tartışmadan sonra, temel meselelerde değişiklikler yapmışlardır. Böylece Hıristiyanlık bir çok merhaleden geçer. Bediüzzaman Hazretleri, Hıristiyanlığın geçirdiği merhalelere ve varacağı yere şöyle işaret eder: “Nasraniyet (Hıristiyanlık) birkaç defa yırtıldı, Protestanlığa geldi. Protestanlık da yırtıldı, tevhide yaklaştı. Tekrar yırtılmaya hazırlanıyor. Ya intıfâ bulup sönecek veya hakikî Nasraniyetin esasını câmi olan hakaik-i İslâmiyeyi karşısında görecek, teslim olacaktır. İşte bu sırr-ı azîme Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm işaret etmiştir ki: ‘Hazret-i İsâ nâzil olup gelecek, ümmetimden olacak, şeriatımla amel edecektir.’” 3 Reforma güç veren liberalizm ise; hürriyet ve serbestlik fikirlerini benimsemek, başkalarının hürriyetine hürmetkâr olmak, fertlerin hürriyetlerinin en son hadde kadar genişletilmesi, devletinkinin ise aksine daraltılmasını müdafaa etmek ve hayata geçirmeye çalışmak 4 diye tanımlanır. Liberalizm, felsefede, “hayatın bütün yönlerini” ele alır ve her meseleye çâre getireceğini savunur. Ferdiyetçi ve sosyal olduğundan ferdi en öne çıkarır. Liberal bilgi felsefesi ise, rasyonalisttir ve gerçeğe, ferdî akıl yoluyla ulaşacağına inanır. Serbest düşünceden yanadır. Özel mülkiyet üzerine oturduğundan, ekonomik açıdan “üretim ve ticâret hürriyeti”dir de. Politik açıdan da, ferdi ve toplumu her türlü hürriyetler üzerine oturtur. Liberalizm, 19. yüzyıla damgasını vurup, 20. asrın sonuna kadar da “sosyo-kültürel-politik ve ekonomik” olarak tesirini göstermiştir.
Dipnotlar: 1- Prof. Dr. Mehmet Aydın, Hıristiyanlık Kaynaklarına Göre Hıristiyanlık, TDV, Ank. 1995, s. 30. 2- Prof. Dr. Hayri Bolay, Felsefi Doktrinler ve Terimler Sözlüğü, s. 404. 3- Bediüzzaman, Mektubat, s. 454. 4- Doğuştan Günümüze Büyük İslâm Tarihi, c. 12., s. 27. 27.09.2010 E-Posta: [email protected] [email protected] |