Ali FERŞADOĞLU |
|
Önce dînimizi öğrenelim! |
Allah dostlarından Abdullah-ı İsfehânî, nasîhat isteyen bir gence; “Evlâdım benim sana birinci nasîhatim, her şeyden önce İslâmiyeti iyi öğren” dedi. Delikanlı sordu: “Nereden öğreneyim efendim?” “Ehl-i Sünnet âlimlerinin yazmış olduğu bir İlmihâl kitabından...” “Efendim ben her gördüğüm din kitabını alıp okuyorum. Bu yaptığım yanlış mı?” “Hem de çok yanlış. Sana çok önemli bir nasîhatta bulunayım mı evlâdım?” “Buyurun efendim.” “Gelişigüzel yüz kitap okuyacağına bir doğru kitabı yüz defa oku. Hem de haz duyarak, zevk alarak oku!” dedi ve ekledi: “Lokman Hakîm, ‘Hayatta her lezzeti tattım. Din kitabı okumaktan lezzetli şey bulamadım’ buyurur.” Şu muazzam kâinat kitabının ezelî yorum, mütercim ve okuyucusu olan Kur’ân, insanı “Düşünmüyor musunuz?”1, “Ey akıl sahipleri, bakmıyor musunuz?”, “Anlamıyor musunuz? Okuyunuz, inceleyiniz, araştırınız” gibi teşvik edici âyetleriyle kâinat kitabını okumaya yönlendirir. Bunu pek çok tekrar ile yapar. Aklı şahid tutar, ikaz eder, akla havale eder, tahkike sevk eder... Böylelikle, ilim ehli ve akıl sahiplerine, din nâmına makam veriyor, ehemmiyet veriyor. Tahrif olmuş Hıristiyanlık gibi aklı azletmiyor, ehl-i tefekkürü susturmuyor, körü körüne taklit istemiyor.2 Namaz, oruç, zekât, hac gibi temel ibâdetler hakkında 10-20 âyet bulunurken, “okuma, tefekkür etme, ilim öğrenme/öğretme”ye dâir âyetlerin sayısı 750’yi aşmaktadır. Nobel Ödülünün ilk Müslüman sahibi Prof. Dr. Abdüsselâm, Kur’ân’ın yaklaşık sekizde birinin, inananları, tabiatı incelemeye, nihâî gerçeği arayışlarında akıllarını en iyi şekilde kullanmaya, bilgi elde etmeye ve ilmî düşünceyi toplum hayatının bir parçası kılmaya teşvik ettiğine3 dikkat çekiyor. Mürsel-i mutlak (Peygamberler gönderen) yüce Rabbimiz, insanlığı eğitmek, terbiye etmek, Kendisini tanıtmak, ferd, âile ve sosyal hayatı tanzim etmek ve iki dünya saadetini kazandırmak için gönderdiği son peygamber Resul-i Ekrem’e (asm), ilk âyette “Bana ibâdet ile tesbih et!” şeklinde vahyetmeyip, “İkra!”4 (Oku!) emrini vermesi ince ve derin bir nükteye işâret etmektedir. Önce okumalı, dinini öğrenmeli, sonra hayata geçirip yaşamalı.
Dipnotlar: 1- Kur’ân, En’am, 50. 2- Mektûbât, s. 422. 3- İdealler ve Gerçekler (Terc. Senai Demirci-Mesut Toplayıcı), Yeni Asya Yay., İst., 1987, s. 13. 4- Kur’ân, Alak, 1. 21.09.2010 E-Posta: [email protected] [email protected] |