Faruk ÇAKIR |
|
Moskova’dan Viyana’ya |
Zaman, ‘sel dolaplarını’ hızla çevirdiği için bazen bir günde bir yıllık ‘iyi haber’ler duyuluyor. Dün de öyle bir gündü. Hem Rusya’dan, hem Almanya’dan, hem de Avusturya’dan ya da oraları ilgilendiren güzel haberler geldi. Rusya ile ilgili haber sadece Rusya’yı değil, bizi de yakından ilgilendiriyordu. Haber, şöyle özetlenebilir: Rus ordusundaki reform sürecinde askerlerin morallerini en yüksek seviyede tutmak için artık din adamları resmen göreve başlıyor. Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev’in kararı ile asker din adamı kurumunun oluşturulduğunu kaydeden Patrik Kirill, “Şimdi biz ilk adımı atıyoruz… Ancak resmi yapılanmanın tamamlanmasının ardından etkin bir şekilde çalışmalar başlayacak” demiş. (Kaynak: Cihan Haber Ajansı) Rusya Savunma Bakanlığı’nın verilerine göre orduda görev yapanların üçte ikisi kendini “inançlı” olarak tanımlıyormuş. Kendilerini “inançlı” olarak tanımlayanların da yüzde 83’ü Ortodoks Hristiyan, yüzde 8’i Müslüman ve yüzde 9’u da diğer dinlere inandığını ifade ediyormuş. Şu an subay kadrosunda olmasa da 400 civarında din adamı Rus askerî birliklerinde görev yapıyormuş. Rus ordusunda gezici kilise ve mescidler de dinî ihtiyaçların karşılanması için organize edilmeye başlanmış bile. Düne kadar ‘Kızılordu’ olarak bilinen ve dine mesafeli olan Rus Ordusunda ‘din adamı’ görevlendirilmesi çok çok önemli olmakla birlikte, “gezici kilise ve mescid”lerin hizmete sunulması da şükredilecek bir durum. Almanya’dan da güzel haberler geliyor. Meselâ Başbakan Merkel, “Camilere alışmamız lâzım” (Yeni Asya, 20 Eylül 2010) derken, Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere, “Neue Osnabrücker Zeitung” gazetesi için yazdığı bir makalede, Almanya’nın Hristiyan bir ülke olduğunu ancak ülkede yaşayan yaklaşık 4 milyon Müslümandan dolayı İslâmiyetin de toplumun bir parçası hâline geldiğini söylemiş. Maiziere yazıda; “İslâmiyet ile ilgili tartışmalar önyargılı ya da gözboyayıcı bir şekilde değil, gerçekçi ve adil bir şekilde yapılmalı” ifadesini de kullanmış. (AA, 20 Eylül 2010) Avrupa’nın bir başka ülkesiyle ilgili yapılan değerlendirme de şükre medar. Dünyaca ünlü politik psikoloji uzmanlarından Prof. Vamık Volkan, bir gazeteye verdiği mülakatta, “İstatistiklere göre, 10 sene içinde Viyana halkının yüzde 40’ı Müslüman olacak” demiş. (Vatan g., 20 Eylül 2010) Prof. Volkan’dan bu cevabı alan muhabir hayret edasıyla “Gerçekten mi?” diye tekrar sormuş. Porf. Volkan, ısrarlı: “Evet. Bu gerçek bir gerçek...” Peki, bu neyin sonucu? Politik psikoloji uzmanı Volkan’a göre “Çünkü dünya değişiyor. (...) Değişim sadece Türkiye’de yaşanmıyor. Biz ne yapıyoruz, sanki dünya yokmuş gibi, ‘Türkiye, Türkiye’ diyoruz. Viyana’nın yüzde 40’ı Müslüman olacak. Şimdiden, şu günden itibaren... Berlin’de de her 7 kişiden biri şimdiden Türk. Yani bambaşka bir dünya oluşuyor artık. Başka türlü medeniyetler ortaya çıkıyor. Başka türlü de ilişkiler olacak. Kimlikler, etnik ilişkiler başka türlü olacak. 10 sene sonra, 20 sene sonra, 50 sene sonra, her şey başka türlü olacak.” Önünde durulması imkânsız bu ‘değişim’in Müslümanları ve İslâm dünyasını müsbet yönde etkilemesi için duâ edelim. Böyle müjdeli haberlerin sayısının artması için de elbirliği ile gayret sarfedelim. 21.09.2010 E-Posta: [email protected] |