21 Eylül 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Kazım GÜLEÇYÜZ

PKK, derin PKK’ya karşı!


A+ | A-

Üzerinden günler geçmesine rağmen bir numaralı gündem olarak referandumu ve sonuçlarını konuşup tartışmaya devam eden Türkiye, Hakkari Geçitli köyünde 9 masumun can verdiği mayın katliamı ile sarsıldı.

Ve bir kez daha terör gerçeğini hatırladı.

Ölenlerin 4’ü kadın. Bunlardan biri, genç bir anne. 23 yaşında hayata veda eden bu annenin, biri 3, diğeri 1.5 yaşındaki kızları yaralı. Yaraları iyileşip hastaneden çıktıklarında—ki Bakan Atalay, “15 aylık Zeynep artık yürüyemez” dedi—Allah korusun, bir başka kalleş terör saldırısına kurban gitmezlerse, artık annesiz büyüyecekler.

3 yaşındaki Sudenaz ve 15 aylık Zeynep, terör fitnesinin öksüz veya yetim ya da sakat bıraktığı çocuklar listesinin kaçıncı sırasında ve sırada kimler var? Daha kaç masumun canı yanacak?

Ve bu yürek yakıcı trajedi ne zaman bitecek?

Hükümetin, “Artık analar ağlamasın” söylemiyle başlatır gibi olduğu demokratik açılım projesi, ilk ortaya atıldığı tarihin üzerinden bir seneyi aşkın zaman geçtiği halde artık konuşulmuyor bile. Acaba niye? O da mı rafa kaldırıldı?

Dileyelim ki, referandumun açtığı yolda bu açılım projesine de, sürecin tıkanmasına sebep olan hatalardan ders çıkarılarak ve yeni yanlışlar da yapılmadan, hız verilerek devam edilsin.

Geçitli köyü katliamı için BDP’den gelen ve devletin yaptırdığını ima eden mesajlar, AKP ve hükümet cenahında sert bir tepkiyle karşılandı.

Bu durum, iktidar partisinin kendisini artık devletle iyice özdeşleştirdiğine mi işaret ediyor?

Galiba. 12 Eylül’de gözaltına alınıp gözleri bağlı olarak sorgulandığını anlatan Cumhurbaşkanı Gül’ün, “Artık Türkiye çok değişti” diyerek, “Geçmişte bireysel hatalar yapıldı. Bugünkü Türkiye ortamında o tür mevziî hatalara ihtimal vermiyoruz. Devlet kurumlarının bilgisi dışında dahi bu ihtimal dahilinde değildir” şeklinde açıklamalarda bulunması da bunu gösteriyor.

Bize de “İnşaallah öyledir” demek düşüyor.

Bu bağlamda Geçitli’deki mayınlı minibüs katliamı için Gül’ün yaptığı değerlendirme, “PKK’daki bağımsız gruplar”a dikkat çekiyor.

Burada hükümetin yaklaşımından ayrılan bir nüans var. İktidar, olayı doğrudan PKK’ya yüklerken, Gül örgüt içerisindeki bağımsız grupları adres gösteriyor. Böylece, dolaylı olarak “Olay PKK’nın değil, örgütün kontrolü dışındaki faaliyet gösteren grupların işi” demeye mi getiriyor?

Aynı gün medyada çıkan haberlerde mayınlı saldırının “derin PKK”ya mal edilmesi de ilginç.

Bu durumda şöyle bir tablo ortaya çıkıyor:

Bir tarafta, İmralı üzerinden yapılan temaslarla belli bir noktaya getirilmeye çalışılan, meselâ 20 Eylül’e kadar ateşkes ilân etmesi sağlanan bir örgüt; diğer tarafta bu mutabakatı tanımayıp direnen ve kendi başlarına terör eylemleri düzenlemeye devam eden “kontrol dışı” unsurlar.

Eğer durum böyle ise, bundan sonraki süreçte terörle mücadele, İmralı üzerinden temas ve diyalog kurulup ateşkes ve eylemsizlik kararları aldırılabilen PKK’ya değil, bu kararlara uymayan o “başıboş” unsurların etkin olduğu “derin PKK”ya karşı mı sürdürülecek ve “derin PKK”ya karşı “sığ PKK” ile birlikte mi hareket edilecek?

Öcalan’la, 11 yıldır, Kenya’dan getirilmesinde rol alan özel ekibin görüştüğüne ve devlette “Sen konuşmazsan başkaları konuşur, kontrol senden çıkar” görüşünün hakim olduğuna dair haberin tam da bugünlerde Hürriyet gazetesine servis edilmesi (28.8.10) ile verilen mesaj ne?

Ve MİT eski Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş’in, Öcalan’la görüşmelerin 1999’dan 2006’ya kadar sadece askerin kontrolünde yürüdüğü ve ancak ondan sonra MİT ve Emniyet gibi sivil unsurların devreye girmeye başladıkları yönündeki açıklamalarını nasıl değerlendirmek lâzım?

Terörü bitirmek için Öcalan’ın siyasî aktör olarak sahneye sürüleceği aşamaya mı geçiliyor?

İşaret ve ipuçları henüz netleşmiş değil. Ama galiba terör bahsinde de yeni bir sayfa açılıyor.

21.09.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (19.09.2010) - Güncel ve ötesi

  (18.09.2010) - Bursa nutku ve yargı

  (17.09.2010) - Yargı ve halk

  (16.09.2010) - Uyum paketi

  (15.09.2010) - Yeni anayasa ve AB

  (14.09.2010) - Sıra yeni anayasada

  (12.09.2010) - 12 Eylül’ün 470 gün kapattığı gazete: Yeni Asya

  (05.09.2010) - Ramazan’a veda ederken

  (19.08.2010) - Müsaadenizle...

  (18.08.2010) - Demokrasi ve devrimler


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.