Ali FERŞADOĞLU |
|
Topkapı Sarayı’nda bir marifet dersi |
Tıp fakültesine yeni giren ve İstanbul’a ilk defa gelen, solculukta samimî “Tahsin” isimli bir tanıdıkla, yaratılış konusunu konuştuk saatlerce. Sohbetin sonunda şu teklifte bulundum: “Önümüzdeki cumartesi seninle Topkapı Sarayı Müzesi’ni gezmeye gidelim mi?” “Bana kılavuzluk yaparsan memnun olurum!” diyerek teklifimi kabul etti. Sözleştiğimiz saat ve mekânda buluştuk. Muhteşem müze tam dört saatimizi almıştı. Ne var ki, bu ziyaretimiz yine de üstünkörü olmuştu. Öylesine antika san’at eserleri, öylesine tarihî şahsiyetlere ait hatıralar vardı ki, bu sınırlı saatlere sığdırılacak gibi değil; belki haftalar ayırmak gerekirdi! Ziyaretin sonunda, “Nasıl buldun?” diye sordum. “Tek kelimeyle harika!” Daha önceden kurguladığım soruyu sordum: “Sence bu müze niçin yapıldı?” “Elbette insanlar ziyaret etsin, tarihin dilimlerinde insanların ortaya koyduğu harika san’at eserlerini izlesinler, ibret alsınlar diye…” “Haklısın! Fuar ve sergileri bir maymunun veya devenin gezdiği görülmemiştir. İşte şu kâinat da, atomaltı parçalardan galaksilere kadar antika san’atlarla dolu muhteşem bir müze, bir san’at fuarı gibidir. Her saniye, her dakika, her gün milyarlarca değişik filmler sahnelenmektedir.” Onun herhangi bir cevap vermesine fırsat vermeden hemen şu soruyu ekledim: “Ne dersin, bu saray/müze ve müzedeki antika san’at eserleri kendi kendine olabilir mi?” Ne demek istediğimi anlamıştı. Sustu. İkinci soruyu ekledim: “Sebepler icat edebilir mi?” “Tabiî ki hayır!” “Şimdi kendine, hücrelerine, organlarına, duyularına, duygularına dikkatle bak! Sonra gözlerini fezaya/uzaya çevir. Sonra da yeryüzünü bakışlarınla tara. Göreceksin ki, sen küçültülmüş bir kâinatsın! Şu müzeyle asla kıyaslanamayacak çapta daha muazzam bir san’at eserisin. Şu güneşe, uzaydaki cirimlere, unsurlara bak! Ağaçlara, toprağa, gökyüzüne, yıldızlara dikkat et! O muhteşem sergiler/fuarlar/müzelerin bir ustası, bir san’atkârı yok mu? Ve bunları yaratmasının bir sebebi yok mu? Akıllı/şuurlu insanlar ziyaret etsinler, gözlemlerde bulunsunlar ve sanatkârını takdir etsinler diye değil mi?...” 14.09.2010 E-Posta: [email protected] [email protected] |