28 Eylül 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Ahmet BATTAL

Hissedilen hürriyet derecesi


A+ | A-

Hava sıcaklığı tahmini yapan uzmanların “termometredeki sıcaklık” ile “insanlarca hissedilen sıcaklık” rakamlarını ayrı ayrı vermelerini geçen haftaya kadar tam anlayamazdım.

Geçen hafta, anayasa değişikliği referandumunun sonuçlarının resmen açıklanmasından sonra, bir komşum sıkıştırdı: “Eeee yeni anayasanız da tamam, hani daha demokrat olacaktık, hani daha fazla hürriyetimiz olacaktı, biz hiçbir değişiklik hissetmedik” dedi. Bendeniz de kendisine “Siz kimsiniz ki? “ ya da “bekle ve gör” yerine “bekleme ve sor” dedim. Neden dedim?

Gerçekten, kanunlarda yazılı olan hak ve hürriyetlerle insanlarca hissedilen demokrasi ve hürriyet sıcaklığı arasında açık bir fark varsa o ülke hayli “rutubetli” demektir! Hep beraber üfleyelim de bereketsiz bulutlar açılsın, hürriyet güneşi doğsun üzerimize.

Bir vatandaş olarak, hak ve hürriyetlerimizin geliştiğini nasıl anlarız?

*Bizimle aynı ideallere sahip olmayan komşumuz bize selâm vermeye başlamışsa,

*Hangi siyasi partiye oy verdiğimizi daha rahat söyleyebiliyorsak,

*Hangi siyasi partiye oy verdiğimizi bilen muhatabımız da kendi tercihini aynı rahatlıkla söylemeye başlamışsa,

*Önümüzü keyfince kesen emniyet mensubuna “ben vergisini veren bir vatandaşım, ne hakla bana engel olursun, çekil yolumdan” diyebiliyorsak,

*Kapımıza dayanıp içeri girmeye kalkan silâhlı resmî görevliye “arama iznini göster” dedikten sonra, “al sana arama izni” cevabı ile aynı anda burnumuzun ortasına yumruğu yemeden kalabiliyorsak,

*Camileri yakanların aslında camileri sevdiği ve cami yakarken aslında koruduğu fikrini ciddiye almayacak kadar uyanık hale gelmişsek,

*Çocuklarımız okulda, sevdiği ve sevmediği sanatçıların yanı sıra, sevdiği ve sevmediği devlet adamlarının isimlerini de rahatça sayabiliyorsa,

*Vali bey “namaz pantolonu” taşımaktan vazgeçmişse,

*Kaymakamınızın odacısı, telefonla arayanın vali olduğunu anlayınca “Kaymakamım iç odada spor yapıyor, selâm versin hemen gelecek” demekten kurtulmuşsa,

*İlçenizin “tek hakimi” yan oda komşusu savcıyı telefonla Cuma namazına çağırırken “halk günü etkinlikleri için hazırım, seni bekliyorum” demekten vazgeçebilmişse,

*Benim gibi acemi yazarlar, söyleyeceklerini, çözülemeyen bulmacaların içine saklamaktan vazgeçerlerse,

*Astsubay komşunuz bu yazımı sizin internet bağlantınızdan ve sizin dizüstü bilgisayarınızdan değil de kendi bağlantısı ile ve kendi bilgisayarından okumaya başlamışsa,

*Harp akademisi öğrencisi yeğenim bu yazımı okumak için gazeteyi akademi kantininden satın almaya başlamışsa,

* Yukarıdaki cümleden sonra, harp akademisinde bir yeğenimin olabileceği ihtimali, yeğenim hesabına sizi korkutmamışsa,

*Şikâyetlerimizi ulaştıracak daha çok merci bulabiliyorsak ve şikâyetlerimizin sonuçları bize daha hızlı ve daha net bildiriliyorsa,

…,

tamamdır, tuttuğumuz bu yol bizi iyiye götürüyor demektir, ha gayret.

Bunlar yoksa, bir türlü olmuyorsa, tuttuğumuz yolu bir daha gözden geçirme zamanı gelmiş demektir. Anketi siz yapın, bizi de haberdar edin.

Şikâyet demişken; Ankara’da bir okulun servisi şoförü bir okuyucumdan yedi kilometrelik mesafe için aylık 160 lira ücret istemiş. Okuyucum, şikâyet etmek için öncelikle bilgilenmek istedi. Ben de kendisine gelişmiş demokrasi yollarında nasıl yürüneceğini anlatmak üzere yardımcı olmak istedim. İnternette hayli uçtum, en son valilik dalına kondum, ama okul servisi tarifesini orada da bulamadım.

Ama bu vesileyle, web sayfasının en başında, altında “K. Atatürk” imzası bulunan, “Ankara ve Ankaralıların benim gönlümde bambaşka bir yeri vardır” sözünü okudum.

Bu cümlenin, Valilikçe, biz Ankaralılar için mühim ve veciz bir söz olarak takdir ve takdim edildiğini böylece öğrendim. “Valim adına bahtiyar!” ama “kendi adıma ihtiyar” oldum.

Ne de olsa bendeniz sadece bir “amatör köşe yazarı”yım. “Profesyonel kamu yöneticileri”miz en iyisini bilirler.

Niçin ihtiyar olduğumu anlatmayı ise sonraki bir yazıya bırakıyorum.

28.09.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (23.09.2010) - Jüri ve adalet

  (21.09.2010) - Hakimler kimi temsil eder?

  (16.09.2010) - Cumhurbaşkanının kaç yılı kaldı?

  (14.09.2010) - Emir basamaklarının zirvesi

  (03.08.2010) - Dokunulmazlıklar ve dokundurmalar

  (29.07.2010) - Bankalar ve güven

  (27.07.2010) - Anayasa Mahkemesi, Senato ve Meclis

  (22.07.2010) - Meslek birlikleri ne işe yarar?

  (13.07.2010) - Gazete kardeşten ders ve mahiyeti

  (08.07.2010) - Hesap ve muhasebe


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.