Sevgili Ayhan!
İnsanın bu dünyada en büyük emeli mutlu olmaktır. Bütün gayret ve didinmeleri bunun için değil midir?
Ancak nice insan mutluluğu basit hedeflere ulaşmada arar ve ona bir sonuç olarak bakar. Onun için de kendini aldatır, bir türlü mutluluğa ulaşamaz.
Oysa mutluluk bir süreçtir. İnsan bir maksada ulaşmayı hedeflemişse elbette maksadına ulaşınca mutlu olur. Ama ya bu süreç içinde geçen saatler, dakikalar? Belki o maksada ulaşmak yıllar alabilir veya insan o maksada ulaşamayabilir.
Gerçek ve sürekli mutluluk, Yaratıcının koyduğu esaslar çerçevesinde hayat sürmek, Onun rızası yolunda olmakla mümkündür. Böyle olunca insan her an mutlu olur. Çünkü Rabbinin yolunda, O'nun rızası dairesinde hareket ettiği için büyük bir sevinç ve mutluluk duyar.
İnsan ya Allah’ın rızasını düşünecek, onu hedef edinecektir, ya da nefsinin arzularına uymayı. Allah’a kul, köle olma gibi şerefli bir rütbe yerine hizmetçisi olan nefsinin kölesi olmayı kabullenecektir.
Öyleyse maksat Allah’ın rızasını kazanmak olmalıdır. Bunun yolu da O'nun seçkin Resûlü Hz. Muhammed’e (asm) benzemek, onu model almaktan geçer. Kur’ân, “And olsun ki, Allah’ın rahmetini ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çokça zikredenler için, Allah’ın Resûlünde size güzel bir numune vardır”1 buyurur.
Sonra Kur’ân, Resûlullaha (asm) tâbî olmayı Allah’ı sevmenin yolu olarak gösteriyor. Bu sûretle Allah da bizi sevecek ve günahlarımızı bağışlayacaktır.2
Nisa Sûresinin 65-70’inci âyetlerinde ise Resûlullah’a (asm) uymak ve onu takip etmek, bizi hidayete ve Allah’ın rızasına götüren yegâne yol olarak gösterilmektedir.
Demek Allah’ı sevme ve rızasını kazanmanın tek bir yolu var: O da her hususta Allah Resûlünü (asm) örnek almak, onun gibi ve onun yolunda olmak. Onun yolu hak ve hakikat yoludur. Mükemmelliklerin menbâı olan mârifetullaha, yani Allah’ı tanımaya götüren en kestirme yoldur. Vesvese ve evham karanlıklarına karşı projektördür, onun söz ve davranışlarını içine alan Sünneti.
Onun Sünneti gökyüzüne yükselen bir asansöre benzer. Ona binen yükselir, terakkî eder. Onun sünnetine tabi olan maddî ve manevî bin bir türlü dertten kurtulur.
Dünya ve ahiret saadetinin temel taşıdır Sünnet. Onun yolunun dışında başka yerlerde mutluluk aramak çölde su aramaya benzer. Gerçek ve sürekli mutluluk onun yolunda olmakla mümkündür.
Konuya yarın da devam edelim inşaallah.
Dipnotlar:
1- Ahzab Sûresi: 21.; 2- Âl-i İmran Sûresi: 31.
17.06.2008
E-Posta:
[email protected]
|