Başkalarının Türkiye’nin ilerlemesini istememelerini anlamak zor değil, ama kendimiz istemezsek anlamak ve anlatmak çok zor.
Özellikle son gelişmelere baktığımızda birilerinin “Türkiye’nin ilerlemeye, yükselmeye hakkı yok” dediklerini duyar gibi oluyor insan. Bunu dışımızdakiler, düşmanlarımız değil, biz istiyoruz.
Gelişmiş, kalkınmış modern ülkelere bir bakın, nasıl bu noktalara gelmişler? “Plânlı, programlı, sistemli, olağanüstü denilebilecek bir çalışmayla” diyeceksiniz.
Doğru. Ama bunlara temel olabilecek diğer bir önemli nokta daha var. O da demokrasiyle; insan hak ve özgürlüklerine saygı ve onları karşılamakla.
Kalkınmış ülkelerin hak ve özgürlüklerle ilgili bir problemleri yok. Onun için de ülkelerinin daha ilerlere nasıl gideceğinin plan ve programlarını yapıyorlar.
Hiçbir kanun, insanın aklına, fikrine, kalbine, inancına, kılık ve kıyafetine ölçü ve sınır koyamaz. Demokrasiler bunları sağlamakla kalmaz, saygılı da olur.
Yıllardır bu ülkede insanlar düşünce ve inanç hürriyetini kullanma noktasında sıkıntı çeker. Demokratik ülkelerde devlet vatandaşının her türlü hak ve özgürlüklerinin teminatı olduğu halde bizim devlet nev-î şahsına münhasır hâliyle bir türlü demokratik ülkelere ayak uyduramaz, uydurma arzusu içerisine de girmez.
Her demokratik ülkede devlet millet içindir. Devlet milletin hizmetindedir. Biz de ise millet devlet içindir. Devlet millete değil, millet devlete hizmet için vardır.
İşte yanlışlık burada. Onun için de inancı gereği başlarını örten çocuklarımız bir türlü hürriyetlerini kullanamazlar. Suç inanç gereği örtünmek değil, inancı gereği örtünenlere bu hakkı çok görmektir. Bu ne zamana kadar böyle devam edecek?
Kanunsuz bir yasaktır bu. İktidar partisi bir muhalefet partisiyle birlikte (çoğunlukla) bir kanun hazırlar, öğrencilerin bu hakkı kullanmalarını sağlamaya çalışır, fakat bu kanun da Anayasa Mahkemesi tarafından bozulur. Sırf bir partiye muhalefet olsun diye öğrenme aşkıyla yanıp kavrulan çocukların haklarını kurban etmeye hakkımız var mı? Yıllardır içleri kan ağlayan yavrularımız bu haklarını nasıl ve ne zaman kullanacaklar?
Kanunsuz yasağı uygulamak suç değil mi? Eğer yapılan kanun bir hakkın verilmesiyle ilgili ise bunun iptalini izah etmek mümkün mü?
Anlaşılan Türkiye modern dünyanın kabullenegeldiği insan hak ve özgürlüklerine lâyık görülmüyor.
Demek her şeyin yerli yerine oturması, tam demokrasi için çok fırın ekmek yememiz gerekiyor.
Millet lütuf değil, hakkını istiyor! Bu hakkı çok görenlerin hakkı ise utanmak olacak.
10.06.2008
E-Posta:
[email protected]
|