9-2’LİK kararla birlikte uzlaşma kavramı yine podyuma çıktı. Uzlaşmanın odağında CHP ve Baykal var. Anayasa Mahkemesi’nin son kararından sonra oy oranı ne olursa olsun onayları devletin temsilcisi CHP’den geçirmekte kararlı bir grubun sesi yine yükseldi.
“Komünizm gelecekse onu da biz getiririz”in 2008 versiyonu “memlekette uzlaşma olacaksa onu da biz belirleriz” şeklinde karşımıza çıkıyor. Bu kabile, cumhurbaşkanlığı ve genel seçimleri istedikleri gibi kontrol edemeyince “9-2’lik ikinci bir emre kadar” uzlaşmayı yasaklamıştı. Yasak şimdilik kalktı.
***
AKP için uzlaşma kanallarını yeterince kullanmadığı eleştirileri yapılabilir. Doğrudur. Bu mekanizma daha akılcı ve tesirli kullanılabilirdi.
İyi de uzlaşmanın odağındaki devletçi zihniyet ve temsilcileri, bu konuda sabıkasız mı? Türk sinemasının o ünlü “ya benim olacaksın ya kara toprağın” repliğindeki gibi muhatabını “ya benim dediğimi kabul edeceksin ya da yok olacaksın” seçenekleriyle masaya oturma şartı getirenlerin kabahati ne olacak? Tamam, ev sahibi tedbirsiz ama hırsızın hiç mi suçu yok?
***
Baykal’ın cumhurbaşkanlığı seçimindeki tutumunu hatırlayalım. Abdüllatif Şener’in ismini ortaya atmıştı. Destekleyeceklerini söylemişti. Başka isimlere de açık ambargo koymuştu. Tek söz sahibi kendisiymiş gibi efelenmişti. Yeni anayasa çalışmalarında da aynı tutumu sürdürmüştü. Muhatabını tahrik edercesine bir üslup kullanmıştı. Yumruğunu sıkmıştı. Ona sorsanız uzlaşmak istiyordu.
Sıra kendisine geldiğinde ne yaptı Baykal? Bir çok CHP’linin de kınadığı Önder Sav’ı hâlâ kanatlarının altında tutuyor. Hâlâ savunuyor. Kamuoyunun ‘görevden al’ çağrılarını görmezden geliyor. Kendi tasarrufuna müdahale ettirmek istemiyor. Uzlaşmaya yanaşmıyor. Bugün 9-2 üzerine çağrıda bulunanlar Baykal’ı Sav konusunda uzlaşmaya çağırdı mı hiç? Duyanınız var mı?
***
Bu zihniyetin uzlaşma anlayışı farklıdır. 1923’ten 1950’ye kadar ne güzel uzlaşıyorlardı milletle! Sonra ne olduysa çok partili sisteme geçildi. 10 yıllık aradan sonra 27 Mayıs 1960’ta tekrar uzlaştılar!
Bir fırsatını bulup anlaşmayı bozan milletle 12 Mart 1971’de yine uzlaşıldı! Aradan daha 10 yıl bile geçmeden 12 Eylül 1980’de öyle bir uzlaşıldı ki 28 senedir unutamıyoruz. Derken 28 Şubat 1997’de bir uzlaşma hatırlatması daha yapıldı. 27 Nisan 2007’de teknolojik bir uzlaşmayla tanıştık. Şimdi sıra yargı üzerinden uzlaşmaya geldi.
Bunlar bizim bildiğimiz uzlaşma değil. Bunun adı devlette, bürokraside örgütlü CHP tipi uzlaşmadır. Kısaca “C tipi uzlaşma”dır.
09.06.2008
E-Posta:
[email protected]
|