Eskiden asker arkadaşlıklarının büyük bir önemi vardı. Unutulmaz hatıralarla dolu bu asker arkadaşlıkları mektuplaşmalarla, zaman zaman da ziyaretlerle devam ettirilirdi.
Sevgi, saygı, kısacası insânî duyguların daha çok hâkim olduğu o günlerde aslında asker arkadaşlığı gibi her şey değerli ve önemliydi.
Bunun temelinde sevgi vardı. Katıksız, karışıksız, sâfî bir sevgi… Onun için de birbirlerini unutamaz, o günün ulaşımının zor şartlarına rağmen ziyaretlerini eksik etmezlerdi.
Müslim’de yer alan bir rivâyete göre bir adam, başka bir yerdeki arkadaşını ziyaret etmek ister. Cenâb-ı Hak ona bir melek gönderir. Melek adamın yolu üzerine çıkar ve ona nereye gittiğini sorar. O da arkadaşına gittiğini söyler. Bu ziyarette bir menfaati bulunup bulunmadığını sorar melek. “Hayır” der adam. “Ben Allah için severim arkadaşımı.” O zaman melek kendini tanıtır ve “Arkadaşını sevdiğin gibi Allah da seni seviyor” der.1
Görüldüğü gibi bu karşılıksız, Allah için gösterilen sevgiyi Allah da seviyor, kişi Allah’ın sevgili bir kulu oluyor. Amellerin en üstünü de bu değil mi? Allah Resûlü (asm) en faziletli ameli, sevdiğini Allah için sevmek2 olarak göstermiyor mu?
Kâinatın rabıta, manevî çekim gücü olan bu duygu nasıl insanları sevinçten cıvıl cıvıl hâle getiriyor, gam ve kederleri yok ediyor, mutlulukların kaynağı oluyor, insanları moralmen yükseltiyor tarif etmek mümkün değil.
Sevgi bir ilâçtır; şevk ve moral kaynağıdır. Bu mânevî bağı sadece dost ve sevdiklerine değil diğer insanlara, zerrelerden kürelere kadar her şeye uzatabilen insanın mutluluğuna diyecek yoktur.
Sevdiklerini Allah için sevmek kadar büyük bir kazanç düşünülemez. Bir kudsî hadis-i şerifte dikkat çekilen şu gerçek başka hiçbir şeyle elde edilemeyecek bir kâr vaadeder insana. Cenâb-ı Hak, ancak rızası ve büyüklüğü için birbirlerini sevenler için Mahşer gününde, “Arş’ımın gölgesinden başka hiçbir gölgenin bulunmadığı bu günde, ben onları gölgem [himayem] altına alırım”3 buyuruyor.
Sonra peygamberlerin ve şehitlerin gıpta edeceği insanlardır onlar. Çünkü peygamber ve şehitlerin dahi imrenecekleri şekilde nurdan minberler üzerine oturtulacaklardır.4
Mesleklerini kardeşlik üzerine oturtan insanların kazanabilecekleri ne büyük avantajlardır bunlar.
Kısaca Allah için sevgi, Allah için dostluk, Allah için kardeşlik!
Dipnotlar:
1- Müslim, Birr: 38.
2- Ebû Davud, Sünnet: 2.
3- Müslim, Birr: 37.
4- Tirmizî, Zühd: 53.
15.06.2008
E-Posta:
[email protected]
|