Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 15 Haziran 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ali FERŞADOĞLU

Mülkî değil, melekûtî bakabiliyor muyuz?



Her şeyin, “mülkî” ve “melekûtî” olmak üzere iki yönü vardır. Buna göre bir de mülkî ve melekûtî olmak üzere iki türlü bakış vardır.

Bir şeyin maddî yönü “mülk”, mânevî yönü ise “melekût”tur. Bedenimiz mülk, ruhumuz melekûttur. Yağmurun damlaları mülk; hayatın menşei, âb-ı hayat olması melekûttur. Hastalık mülk, hastalıkların olgunlaşmaya, gelişmeye zemin hazırlaması melekûttur.

Mülk her şeyin dış yüzünü, melekût ise derûnunu kuşatmıştır. Mülk âlemi zıtların cevelân ettiği bir mekândır. Melekût âlemi ise İlâhî kudretin tecelligâhı ve yansıma alanıdır. Melekût âleminde, mülk âlemindeki gibi hikmet dairesinde cereyan eden sebepler ve fizik âleme ait kanunlar geçerli değildir. Burada her şey, ânında, şeffaf, pürüzsüz ve olumlu olarak ortaya çıkar.

Bu çerçeveden bakıldığında eşyanın, varlığın, olayların melekût denen iç âleminde, özünde, metafizik boyutunda, zâtında olumsuzluk yoktur. Onları güzel ve çirkin, iyi ve kötü, faydalı ve zararlı kılan, güzel ve çirkin gösteren düşünce tarzımız, bakış açımız ve yaklaşım biçimimizdir. Yağmurun yağması, güneşin doğması gibi. Bunlar bütünüyle güzeldir. Tedbirsizliğimiz, tembelliğimiz onları aleyhimize çevirebilir. İnsan ancak, melekûtî bakış ile kendisine, eşyaya ve hadiselere karşı dengeli bir tutum takınabilir.

Mülk, eşyayı ve varlıkları yatay ilişkileri içinde görme, değerlendirme ve şekillendirmedir. Melekût ise dikey... Mülk cephesinde “hikmet”, melekût cephesinde “kudret” ön plandadır. Yani, dünyamızdaki maddî ve bedenî olaylar, şart ve sebeplere bağlı olarak tedricî ve basamak basamaktır. Melekût, mânâ, ruh âleminde ise, bir anda meydana gelirler. Ruhun dolaşması, pek çok işi bir anda yapması ve saniyelik rüyalara pek çok işin ve olayın sığması gibi.

Mülk dairesindeki “nesnelerin, hâdiselerin ve sebeplerin” mânâlarını “melekût” yüzlerinde buluruz. Melekût, nimete bakıldığı zaman Mün’im’i, yani nimeti vereni; san'ata bakıldığı zaman Sâni’i; sebepler gözlendiğinde hakikî tesir sahibini, Allah’ı zihne getirmektir. Bu, san'attan san'atkârı, fiilden fâili, ikramdan ikram edeni gören gerçek bir bakıştır.

Meselâ güneşe maddî gözlük ve mülk gözüyle bakan felsefeci “Güneş büyük bir ateştir. Dünya ile gezegenler, ondan uçan parçalardır; çekimle Güneş’e bağlı kalarak yörüngelerinde hareket ediyorlar” der.

Melekût gözlüğüyle bakan Kur’ân ise, “Güneşi sizin için kandil yapmıştır”1 der. Böylece Esmâ-i Hüsnâ’nın (Allah’ın güzel isimlerinin) yansımalarına bakmak için bir pencere açar ve iç yüzünü göstererek ondaki nimetleri dikkate verir.

Bediüzzaman, varlığa melekût gözüyle baktırır. Işıktan tut tâ kamere (aya) kadar bütün unsurlar, gayet geniş bir tarzda ve büyük bir ölçüde bir pencere açar, varlığı mutlak gerekli olan Allah’ın birliğini, kudretini ve saltanatının büyüklüğünü gösterir, ilân ederler.2

İşte, melekûtî gözlüğü takan insan mülk âleminin kıskaçlarından kurtulup, melekûtî âlemlere seyahat ederek Muhammedî (asm) bakışı kazanır, huzur ve mutluluğu yakalar.

Dipnotlar:

1- Kur’ân, Nûh, 16.; 2- Sözler, s. 613 .

15.06.2008

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (13.06.2008) - İsmî bakıştan, harfî bakışa geçmek

  (12.06.2008) - Şimdi anlaşıldı mı?

  (11.06.2008) - Bakar körler gibi miyiz?

  (10.06.2008) - Taha Akyol: “Bediüzzaman çağımızın Gazalisi'dir!”

  (07.06.2008) - Ne diyeyim: Başörtüsü asla affetmez!

  (06.06.2008) - Nasıl ihmal edebiliriz?

  (05.06.2008) - İslâm insanlığı kucaklar

  (03.06.2008) - Bunlar “sorun değil!” mi?

  (02.06.2008) - STK, cemaatler ve Diyanet

  (01.06.2008) - “Bediüzzaman, müstebit rejime hayatı pahasına muhalefet etmiş”

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Kutlu Doğum Haftası Pdf

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır