Cevher İLHAN |
|
“Medrese ve mescidde defile”ye izin! (1) |
Referandum sonrası yeni anayasa ve başörtüsü yasağı tartışmalarına odaklanan politik polemiklerin karambolunda, önceki hafta (25 Eylül’de) Mardin’de, birinde hâlen ibâdet edilen iki mescid ve bir türbenin bulunduğu 700 yıllık tarihî Kasımiye Medresesi’nde defile düzenlendi. Artuklular zamanında yapımına başlanan, 1469 yılında Akkoyunlu hükümdarı Cihangiroğlu Kasım tarafından inşası tamamlanan ve 80 yıl öncesine kadar tam 540 yıl boyunca ilim ve irfan mektebi olan Kasımiye Medresesi Külliyesindeki defileye, her fırsatta dinî değerlerden dem vuran siyasî iktidar arka çıktı. Milletin mâneviyatına, dinî mekânlara saygısızlığa, daha önce bir televizyon dizisinin içkili-danslı sahnelerinin de aynı avluda çekilmesini emsal gösteren Mardin Valisi başta olmak üzere yerel yetkililer “izin” verdi. Kültür Müdürü, müzeye çevrilip turizme açılacağını gerekçe göstererek “Medresede defile”de sakınca görmediklerini söyledi. En ilginci de Kültür ve Turizm Bakanı Günay ile Başbakan Erdoğan’ın bütün şikâyetlere bigâne kalıp Medresede defileyi onaylamaları oldu. İşin gerçeğine bakılırsa, bazı milletvekillerinin itirazına rağmen, aylar öncesinden plânlanan defilenin yapılmasında ısrar eden Valinin haftalar öncesinden, “üst düzeyde sıkı güvenlik tedbirlerinin alınacağını” ve “dâvetiyesi olmayanların Medreseye alınmayacağını” duyurması, halkın defileyi istemediğinin örtülü bir itirafıydı. Zira mescid avlusunun ve medrese eyvanının kadın mankenlerin Hollanda’dan getirilen ışık ve dans gösterileri eşliğinde defile podyumuna dönüştürülmesine halkın tepkisi büyüktü…
MUKADDES MEKÂNLARA SAYGI... Ne var ki, sözde “bir kısım karşıt medya”, defilenin propagandasını yaptı. “Ünlü mankenlerin görkemli sezon sonu defilesinde lazerli animasyonun yanısıra Türkçe, Kürtçe ve Arapça, Süryanice şarkılar ve ezgilerin de seslendirileceği” haberleriyle defileye destek çıktı. Ayrıca “Medresede defile polemiği” manşetleriyle, güya “halkın ikiye bölündüğünü” duyurdu. Polis kordonu atında âdeta provokasyona dâvetiye çıkarılarak ısrarla cami duvarı dibinde yapılan defilenin halkın sağduyusuyla olaysız geçmesini “halkın kabulü” olarak çarpıttı. Ve ne yazık ki AKP iktidarını kayıtsız-şartsız destekleyen mâlum “yandaş medya” da, bu kepazeliğe ya seyirci kaldı ya da zevâhiri kurtaran yayınlarla geçiştirdi! Oysa günler öncesinden Mardin’deki 50’ye yakın sivil toplum kuruluşu, halkla birlikte—önce inkâr edilen—Kasımiye Medresesi’ndeki camide öğle namazını kılıp ortak basın açıklamasıyla defileyi protesto etti. Camide asılı bulunan “cami külliyesi” belgesinde, Mardin Müftülüğü’ne ait resmî yazı ile kadrolu imam-hatibin bulunduğu basın mensuplarına gösterildi. Bu belgenin, hem valiliği, hem defileyi düzenleyen modacı İpekçi’yi yalanladığı belirtildi. Yüzyıllarca dinî eğitim yapılmış medresenin ve “Allah’ın evi” mescidlerin yer aldığı dinî bir mekânda bu tür dünyevî bir etkinliğin yapılmasının, kutsal mekânlara bir tecâvüz, saygısızlık ve talihsizlik olduğu anlatıldı. Milletin ahlâk, kültür, gelenek ve dinî değerleriyle alay edildiği uyarısı yapıldı... Keza geçtiğimiz yıllarda “Mardinbienali” adı altında içi su dolu şeffaf naylonların giydirildiği mankenlerin sulu gösterilerine, film festivaline ve Devlet Senfoni Orkestrasının konserine sahne edilen Medresenin moda podyumu olarak kullanılmasının halkın hissiyatını rencide ettiğine dikkat çekildi. Mardin-Diyarbakır Metropoliti Saliba Özmen’in “Manastırlarımızda bu gibi gösterilere izin vermem; Allah’ın anıldığı mekânlarda bunlar uygun değildir” tepkisi nazara verildi… NEDEN İLLE DE MESCİD VE MEDRESE? Ancak bütün bunlara rağmen, defile yapıldı. Vali, medrese-mescidde müzikli defileyi, “Kültür ve sanat şehrinin büyük deha Cemil İpekçi ile buluşması” olarak medhiyeler dizdi. İpekçi, “Mardin büyük bir değişim ve gelişim yaşıyor; tabiî ki bu değişimler sancılı olacaktır. Yılmadan bıkmadan ve usanmadan Mardin’i hak ettiği yere taşıyacağız” diye konuştu. Bu arada defilenin kasıtlı düzenlendiğini nazara veren STK’lar, özellikle son bir yılda Mardin’de abartılı içkili kokteyllerin, konser, müzikal, dans, defile gibi etkinliklerin tarihî yapı, mâbed ve medreselerde yapıldığına dikkat çektiler. “Niçin başka alan değil de Kasımiye Medresesi?” diye sordular… Gerçekten, “Mardin’in hak ettiği yer” ibâdethanede “defile” midir? Sonra camilerin, medreselerin, dinî ve tarihî mekânların maksat ve misyonlarına aykırı olarak kullanılmasına neden “izin” verilmekte? Onca tesis ve spor salonu varken, neden ille de mescid avlusu ve medrese eyvanı kullanılmakta? Bu soruların cevabı, İpekçi’nin defileden sonra medresede defilenin tertiplenmesi tartışmalarında kendisine arka çıkan ve defileye destek veren yetkililere minnettarlığını sunmasında görülmekte; “Sayın Valiye, hükûmetimize, Kültür Bakanımıza ve Başbakanımıza teşekkür ediyorum” cümlesinde deşifre olmakta… 05.10.2010 E-Posta: [email protected] |