26 Ağustos 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

M. Latif SALİHOĞLU

Niyet ve yöntem


A+ | A-

İyi niyet şart; olmazsa olmaz şartlardan biri. Ancak, iyi ve hayırlı bir netice hâsıl etmek için, öncelikle irade ve dirayet sahibi olmak, bunun yanı sıra doğru ve geçerli bir usûl dairesi içinde hareket etmek gerekir.

Zira, usûl esastan önce gelir. Usûl, esastan daha mühim değil; ancak, sıralamada usûl öncelik taşır.

Usûl–erkân bilmeden, yol–yordam bilinmeden, doğru hedefe varılmaz, hayırlı neticeler istihsal edilmez.

Meşhûr darb–ı meseldir: "Maksada vâsıl oluş, usûle riayet edişledir."

İşte, bu prensipler ve kaideler çerçevesi günümüz meselelerine baktığımızda, bir dizi usûl hatasının yapıldığını görmekteyiz. Bundan dolayı da, hayırlı ve memnuniyet verici neticelere bir türlü vâsıl olunamıyor.

Meselâ, iki sene evvel Meclis'in gündemine getirilen "üniversitelerde başörtüsü hürriyeti" meselesi, yapılan ciddî usûl hataları sebebiyle sarpa sardı ve aşılması daha da zor mecraya sürüklendi.

Kezâ, yeni ve sivil bir anayasa hazırlama meselesi gibi, bugünlerde hararetle tartışılan "Kürt açılımı" meselesinde de son derece ciddî ve tehlikeli usûl hatalarının işlendiğine şahit olmaktayız.

Doğrusu, bu da bizi endişelendiriyor ve yakın vadeli gelecek hakkında tedirgin ediyor.

Yanlış anlaşılmamak ve kimi halkçı, ırkçı, militarist ve komitacı çevrelerle aynı paralelde mülâhaza edilmemek için tekrar edelim ki: Orta yerde bir iyi niyet ve bir samimiyet gösterisi vardır. Dahası, bu iyi niyete dayalı çabalarla ciddî ve kalıcı bir yol haritası belirleme azim ve gayreti de sergileniyor.

Ne var ki, bütün bunlar "Kürt konusu" gibi Türkiye'nin kronikleşmiş bir derdine devâ bulmaya yetmez.

Bu öylesine netameli bir meseledir ki—usûl hatası yapıldığı takdirde—çözmek isteyeni çözerler, bitirmek isteyeni bitirirler.

Maalesef, bu konuda yapılan ciddî usûl hataları sebebiyle, iş çığrından çıkma ve ipin ucu kaçma noktasına geldi. Ezcümle: Konu, öncelikli olarak Meclis zemininde ve şeffafiyet içinde görüşülüp konuşulmak yerine, bir kapalı kutu hüviyetinde görünen ve orada ne olup bittiği kamuoyunca bilinmeyen MGK atmosferine taşındı.

Dahası, konuyla ilgili olarak MGK'nın açıklamaları ile askerî cenahın açıklamaları arasında ülfet ve münasebet görünmeyen, hatta dışarıya birbirine zıt gibi görünen bir uslûpta bilgiler sunuluyor.

Ve, çok mühim bir nokta: En başta bir "demokratik mutabakat" çerçevesi içinde kamuoyu ile paylaşılması gereken bu müzmin mesele, fikrî ve siyasî cenâhlar arasında tam bir zıtlaşma, didişme, kavfa, salvo, hakaret ve küfürleşme yörüngesine kaydırılmış oldu.

Bütün bunlar, yapılan ciddî usûl hatalarının birer zehirli meyvesinden ibaret.

Temenni edelim ki, hayırlı neticeye vâsıl olmak için, öncelikle doğru ve geçerli usûllere riayet edilerek yola devam edilsin.

Tarihin yorumu 26 Ağustos 1926

Muhalifleri bitirme plânı

Hayalî "İzmir Sûikastı" bahanesiyle muhalif kişilere yönelik cezalandırma işlemine İzmir'den sonra Ankara'da da devam edildi.

13 Temmuz 1926'da İzmir'de karara bağlanan dâvâ neticesinde, asker ve siyaset erbabından onlarca kişiye ceza yağdırıldı. Bazı asker ve mebuslar idam edildi.

Bu arada Kâzım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Cafer Tayyar, Refet Bele gibi İstiklâl Harbi kahramanlarıyla bazı milletvekilleri de idam edilmekten kılpayı kurtuldu.

Ne var ki, muhalifleri bitirme planı henüz tamamlanmamıştı. İzmir'den sonra Ankara'ya gelen İstiklâl Mahkemesi üyeleri, aynı dâvânın devamı mahiyetinde burada da faaliyetine devam etti.

Ankara İstiklâl Mahkemesinin 26 Ağustos 1926 tarihli tebliğ kararına göre, aralarında Hamidiye Kahramanı Rauf Orbay'ın da bulunduğu birçok asker ve siyasî muhalifin daha cezalandırılması isteniyordu.

Verilen karar gereği, Rauf Bey ve bir grup arkadaşı çeşitli hapis ve sürgün cezasına çarptırılırken, birçok mebus, bürokrat ve askerin de aralarında bulunduğu kimseler ise Ankara'da idam edildi.

Baskıların artması üzerine, önce milletvekilliğinden istifa eden Refet Bele Paşa, bir süre sonra askerlik mesleğinden de ayrılmak zorunda kaldı.

Halk Partisi zihniyetine muhalif görülen asker, sivil, bürokrat, siyasetçi, onlarca vatanperveri cezalandıran İstiklâl Mahkemesi, başlangıçta (1920) başka maksatlarla (vatan hainlerini cezalandırma maksadıyla) kurulmuştu. 1924'ten sonra ise, bu mahkeme doğrudan doğruya tek parti zihniyetine muhalif olanları ezme, sindirme ve hatta yok etme politikalarının âleti haline getirildi.

Evet, İzmir Sûikastı hayalî bir vakıa olduğu gibi, verilen ağır kararların gerekçeleri de birer bahaneden öteye gitmiyor.

Düşünün, koca devletin istihbarat teşkilâtı ile bilumum emniyet birimlerinin göremediği, tesbit edemediği bir suikast plânını İzmir'de balıkçılık yapan Şevki isminde bir motorcu görüp tesbit etmiş...

Bu arada, muhbirlik yapan motorcu Şevki'ye de o günün parasıyla devlet kesesinden 6500 liranın mükâfat olarak verildiğini hatırlatmış olalım.

26.08.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (25.08.2009) - Değişim sancıları

  (24.08.2009) - Misafirim kaplumbağa

  (22.08.2009) - Nurs ve Nursî gerçeği

  (21.08.2009) - Yeni Çağ'da eski kafa

  (07.08.2009) - Gündüz okur, gece yazar olmak

  (06.08.2009) - Ortadan bir yazı

  (31.07.2009) - O ünvan şahsa verilmez

  (30.07.2009) - Müphemiyetin hikmetleri

  (28.07.2009) - Risale-i Nur'da Mehdi meselesi

  (27.07.2009) - Hesna Hanımı ağlatan selâm

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.