Başbakan Tayyip Erdoğan da basında sadece kapatma dâvâsıyla ilgili haberlerin yer almasından şikâyetçi. “Suriye İsrail barışı için başlama vuruşu yaptık. Dünya medyasında 300 haber ve yorum çıktı. Bizim basın nedense görmedi, malûm meseleden dolayı (Yargıtay bildirisi)” diye serzenişte bulunuyor.
Türkiye’de tek gündemin dayatılmasından şikâyetçi olduğumuzu biz de sık sık dile getiriyoruz. Özellikle son bir yıldır bir konu gündeme getirilip kamuoyu oyalanıyor. Diğer sorunların üzerine kalın bir şal örtülüyor. Hükümetin özellikle kapatma dâvâsı açılana kadar Avrupa Birliği projesindeki gevşekliği, seçimlerin hemen ardından gündeme getirilen yeni anayasa ile ilgili çalışmaların dondurulması, ekonomideki kötü gidişat, başörtüsü meselesinin çıkmaza sokulması, meslek liselerine uygulanan katsayı adaletsizliği gibi bir çırpıda aklımıza gelen şal altında bırakılan konular…
* * *
Meselâ, Avrupa Birliği… AKP’nin iktidara geldiğinde sımsıkı sarıldığı bir konuydu. Ancak yıllar geçtikçe hükümet bu konuyu kendi seyrine bıraktı. Tâ kapatma dâvâsına kadar. Türkiye bu medeniyet projesinde yapılması gerekenleri geciktirme lüksüne sahip değildir. Burada bir eksikliğe dikkat çekmek gerekir. Ali Babacan’ın hem Dışişleri Bakanı, hem de AB Başmüzakerecisi olması Türkiye’ye vakit kaybettirebiliyor, aksamalara sebep olabiliyor.
Ekonomide göstergelere bakıldığında gidişat iyi değil. Erdoğan, “Avrupa’da 6. büyük ekonomi olduk” dese de iş çevreleri özellikle TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun, “Anadolu SOS veriyor” sözü kulaklarda. Ekonominin gidişatından herkes yakınıyor. Enflasyon ve işsizlik rakamları bunun en önemli göstergeleri.
Başörtüsü konusuna gelince… Anayasa Mahkemesi’nin üniversitelerde başörtüsü serbestliği getiren anayasa değişikliğiyle ile ilgili kararı bekleniyor. Mahkeme Başkanı Haşim Kılıç’ın söylediğine göre dâvâ Haziran ayının ilk haftasında görüşülmeye başlanacak. Mahkeme dâvâyı reddetse de meselenin bu iki değişiklikle çözülmeyeceği görülüyor. Çünkü, üniversite yönetimleri tek başına bu değişikliğin yetmeyeceğini söylüyor. Tuzak bir madde (YÖK Kanunu EK-17 madde) sırada bekliyor.
Artık sivil anayasa ile ilgili söyleyecek söz kalmadı. Büyük bir hevesle işe başlayan hükümetin bu konuda geri adım attığı ve şimdilerde ise rafa kaldırdığı görünüyor. Bütün bu meseleler Türkiye’nin gerçek gündemi. Kimsenin bu meselelerin çözümü için de beklemeye tahammülü yok. Meseleler eşzamanlı düşünülüp çözüme kavuşturulması şart.
* * *
Son olarak GAP konusuna temas etmek istiyoruz. Başbakan Erdoğan, yanına 12 bakan ve 75 milletvekili alarak “Yüzyılın en büyük kalkınma projesi” dediği Güneydoğu Acil Eylem plânını açıkladı.
Yıllardır süren ve bir türlü tamamlanamayan, özellikle bundan önceki üç hükümet döneminde neredeyse bir çalışma yapılmayan bu proje gerçekten Türk ekonomisi ve Güneydoğu halkı için hayatî önem taşıyor. Sulamalarıyla, elektrik üretimiyle, yeni iş imkânlarıyla beraber düşünülmesi gereken projenin plânlandığı sürede bitirilmesi için kararlılık ve süreklilik gerekiyor.
Terörün bitmesi için de son derece önemli bir proje. Çünkü terörün sadece silâhla mücadele ile bitmeyeceği görüldü. Bu yüzden de terörün kazınması için ekonomik ve kültürel alanlarda iyileştirmeler yapılması gerekiyor.
Proje çok gecikti, daha fazla da geciktirilmemeli. Hükümetin bunu geçte olsa görmesi -sebebi erken seçim yatırımı, siyasî havayı değiştirme veya başka bir sebep olursa olsun-önemli bir gelişmedir. Tabi devamlılık arz ettiği sürece.
Şu da unutulmamalıdır ki, proje bu hükümetin değil, Türkiye’nin projesidir. İktidarlar değişse de bu projenin tez elden bitilmesi gerekir.
31.05.2008
E-Posta:
[email protected]
|