"Gerçekten" haber verir 26 Ağustos 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Abdil YILDIRIM

DUÂLARIMIZI PAYLAŞALIM



Duâ, duâ eller karıncalanmış;

Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış

N.Fazıl

Bir turizm şirketinin reklâm afişinde, “Güneşimizi paylaşalım” yazıyordu. Gerçi onlar “Cebinizdeki parayı paylaşalım” diyorlardı ama insanlara paylaşma duygusu ile yaklaştıkları için afişleri ilgi çekiyordu.

Paylaşmak duygusu, insanda bulunan en asil duygulardan birisidir. İnsan her zaman başkaları ile bir şeyler paylaşma ihtiyacı içinde olabilir. Yani paylaşmak bir ihtiyaçtır. İnsan yakınları, dostları ve sevdikleri ile bazı şeyleri paylaşarak bu ihtiyacını giderir.

Paylaşan insan mutlu olur, huzur bulur. Dertli ise, dostları ile derdini paylaşır, onların yanında olmasından kuvvet bulur, destek alır. Böylece ruhunun omuzlarındaki yük hafifleşir. Sevinçli ise, sevincini paylaşır, bu şekilde dostlarını da sevindirdiği için dostlarının sayısı kadar sevinci de artar. Kısacası, “Acılar paylaşıldıkça azalır, sevinçler paylaşıldıkça artar.”

Paylaşabileceğimiz en güzel şeylerden birisi de duâlarımızdır. Duâ eden insan mutlu olur. Çünkü duâ, bir taleptir. Bir arzuhaldir. Her şeye gücü yeten ve “her şeyin anahtarı O’nun yanında, her şeyin dizgini O’nun elinde” olan bir Zat’a müracaat ederek istek ve ihtiyaçlarını iletmektir. İnsanın istekleri hiç bitmediği gibi, ihtiyaçları da “hayalinin yettiği yere kadar” uzanmaktadır. Bu kadar âciz ve muhtaç olan insanın bu kadar fazla olan taleplerini ancak bir Kadir-i Mutlak olan Cenâb-ı Hak yerine getirebilir. İşte duâ, böyle yüce bir makama verilen bir dilekçedir.

Duâ ile Rabbimize dilekçemizi arz edip O’ndan bir şeyler isterken, isteklerimizi kendi nefsimiz ile sınırlı tutmaz, başkaları için de aynı şeyleri arzu ederek duâ edersek, bu durum Cenâb-ı Hak’kın hoşuna gider. Belki de bizim için olmasa bile, bizden daha hayırlı bir kulunun hatırı için o duâmızı kabul eder. Böylece hem bize, hem de duâmıza iştirak ettiğimiz insanlara rahmeti ile muâmele eder.

Peygamber Efendimiz (asm), “Bir Müslüman, kendisi için istediğini başkaları için de istemedikçe, kâmil mü’min olamaz” buyurmuşlardır. Öyleyse duâmıza bütün Müslümanları, hatta bütün insanları dahil etmek sûretiyle Allah’ın nimetlerini paylaşmayı arzu etmeliyiz. Cenâb-ı Hak’ın hazinesi pek geniştir. Bir insana verdiğini bütün insanlığa da verebilir ve hazinesinden hiçbir azalma olmaz. “Herkese aynı nimetten verirse benim payıma daha az düşer” gibi bir düşünceye gerek yoktur. Güneşin ışığından bütün insanlar yararlanırken, hiç kimsenin payı ötekinden daha az değildir.

Evet dostlar, duâlarımızı paylaşalım. Rabbimizden bir şeyler istemek, bir hâcetimizi arz etmek üzere elimizi açtığımız zaman, kendimiz için istediğimiz güzel şeyleri başka insanlar için de isteyelim. İsmini bildiğimiz kardeşlerimize ismen duâ edelim. Ola ki onların hatırı için Rabbim bizim duâmızı kabul eder de, hem kardeşlerimiz, hem de biz İlâhî affa mazhar oluruz. Bir kardeşimizle vedalaşırken, “Bana da duâ et” deriz. Veya birisi bize nezaketen “Bir isteğin var mı?” diye sorduğunda, “Duâlarınızı talep ediyorum” deriz. Bu şekildeki istek ve temenniler, duâlarımızı paylaşmaktır. Manevî bir dayanışma ve destek arayışıdır.

Yapmış olduğumuz ibadetlerde ve duâlarda hasıl olduğunu umduğumuz ecir ve sevabı, sevdiklerimize de hediye edersek, yine duâmızı paylaşmış oluruz. Bir sevdiğimize verebileceğimiz en güzel hediye, onun için yapacağımız bir duâ olabilir.

Elimizde bulunan kıt imkânlarımızı muhtaç bir kardeşimizle paylaştığımız zaman ne kadar mutlu oluruz. Hatta kendi payımızdan ve hakkımızdan fedakârlık yaparak kardeşlerimizin daha fazla istifade etmesini isteriz. Bu bizim huzurumuzu ve mutluluğumuz arttırır. Duâ ederken de kendimiz için istediğimiz bir nimeti diğer mü’min kardeşlerimiz için de istemek, bizi daha fazla mutlu edecektir.

Duâlarımıza bütün mü’minleri ve hatta bütün insanlık âlemini dahil eder, onlar için de Rabbimizden iyilik ve güzellikler istersek, hem duâmız kabule daha yakın olacak, hem de kalbimiz ve ruhumuz daha büyük bir huzur bulacaktır.

26.08.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (20.08.2008) - ÖLÜMÜNE EMPATİ

  (07.08.2008) - Boş durmak değil, koşturmak zamanı

  (02.08.2008) - Biz kaybettik, o kazandı

  (13.06.2008) - Namaz hem ibadet, hem ticaret, hem nezakettir

  (27.05.2008) - İstinat noktamız

  (20.05.2008) - Siz hiç baharla sohbet ettiniz mi?

  (06.05.2008) - Yalnız değilsiniz

  (29.04.2008) - Elimden gelse

  (25.04.2008) - Evham ve hayâlat bulutlarına sarılmış hakikatler

  (03.04.2008) - İbadet ve ticaret

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır