“Tesettür Risâlesi Keşfedilirken” başlıklı diziyi hazırlarken, kadının örtünmesi ile ilgili bir çok aktüel gelişmeyi de basından takip etme imkânı oldu. “Algıda seçicilik” mi dersiniz bilmem, ama işte bu haberlerden küçük bir demet sunacağız.
Bu arada şu gerçeği hatırlatmakta fayda var. Kadının örtünmesi ile ilgili tartışmalar sadece İslâm coğrafyasıyla ilgili bir durum değil. Artık uluslar arası gündemi meşgul eden bir konu tesettür. Bunda İslâmiyeti seçen Batılı kadınların olduğu gibi, çalışma ya da eğitim sebebiyle Batıda yaşayan Müslümanların da etkisi var şüphesiz.
Şıklık ve iffetin geri gelmesi…
Bu tesbit, Daily Telegraph gazetesinin yorumu.
Müslüman kadının tesettürü sosyal hayatta çalışma ve eğitim dünyasındaki konumunda tartışmalara sebep oladursun, modacılar durumdan vazife çıkarmayı iyi biliyorlar. Malûmunuz, kapitalist sistem her şeyi paraya dönüştürmek üzerine kurulmuş.
Daily Telegraph gazetesi tesettür modasını podyumlara şıklık ve iffetin geri gelmesi olarak yorumlamış ve ünlü modacıların konu ile ilgili görüşlerini almış. İtalyan modaevi Dolce&Gabbana’nın kurucu ortağı Dolce “Eşarbı yenilemek istedik. Ona yeni bir hayat vermek ve yeni nesillere tanıtmak istedik. Amacımız eşarba modern ve şık bir anlam vermek” diyor. Habere göre Hermes, Vera Wang gibi kadın üzerinde yoğunlaşan diğer modacılar da Sonbahar-Kış koleksiyonlarında kendi tasarımları olan eşarpları podyuma sürüyorlar. Modacılar önümüzdeki aylarda eşarp sektörünün daha da hareketleneceğini ifade ediyorlar. (17 Temmuz 2008, Hürriyet)
Başörtülü hostes için özel kıyafet
ABD’nin en büyük havayolu şirketi Delta, Müslüman bir hostesin yaşadığı kıyafet problemine, örnek bir çözüm geliştirdi.
Miriam Köse’nin kıyafet sorunu birkaç ay önce başladı. İslâmı seçip, bir Türkle evlenen Köse tesettüre girmeyi de tercih etti. Başörtüsünün yönetmeliğe uymadığını belirten şefler bu konuda yönetimin karar vermesi gerektiğini, sonuç ilân edilinceye kadar da Köse’nin saçlarını açmasını, aksi halde uçuşa çıkamayacağını ifade ettiler. Miriam uçuşa çıkmamayı tercih etti. Konuyu incelemeye alan Delta yönetimi, Miriam Köse’den başörtüsünün dinî bir gereklilik olduğunu belirten yazı getirmesini istedi. New Jersey’deki camiden aldığı yazıyı şirkete gönderen Köse, bir hafta sonra istisnaî talebinin kabul edildiğini bildiren bir e-mail aldı.
Başörtülü olarak çalışmak isteyen Miriam Köse’nin talebini kabul eden firma, kıyafet için Delta Havayolları’nın üniforma tasarımcısını görevlendirdi. Delta’ya özel bir başörtüsü modeli için Miriam’ın görüşlerine başvuran tasarımcı, Köse’nin üniformaya uyumlu siyah, mavi, kırmızı ya da beyaz renkte başörtüsü takabileceğini bildirdi.
Delta’nın duyarlılığı bununla da kalmadı. Şirketin personele karşı dinî veya ırkî ayrımcılık yapılıp yapılmadığını takip etmekle görevli “Fırsat Eşitliği Bürosu” yöneticisi, özel numarasını vererek Köse’nin en küçük sıkıntıda kendisini aramasını istedi.
Delta’nın bu uygulamasından, kipa takan Yahudi erkekleri ile sarıkla dolaşan Sih erkekleri de yararlanacak.
Tesettüre Fransız kalmak!
Fransa’da yaşayan ve burka giyen bir Müslüman kadın vatandaş olmak için yetkililere başvurunca, Danıştay laiklik ve cinsiyet eşitliği konusundaki yasalarla uyuşmadığı gerekçesiyle talebi reddetti. Tartışmalar çıkaran olaya Cezayir kökenli Müslüman kadın bir bakan da katıldı. Şehircilikten sorumlu Bakan Fadela Amara “Burkalı kadınlar deli gömleği giymiş kargalara benziyor. Burka bir hapishanedir, baskıcı siyasî bir simgedir” yorumuyla tartışmalara katıldı.
Görüldüğü üzere Bediüzzaman Hazretlerinin tabiriyle “Birinci ve ikinci Avrupa” birbiriyle kıyasıya fikrî bir mücadele içinde. En azından kadının tesettürü ile ilgili konularda bunu açıkça görmek mümkün. Hadis ve Kur’ân’dan aldığı dersle Bediüzzaman Hazretleri galibiyetin iyilerden yana olacağını söylüyor. “Rüyada Bir Hitabe” ve “Leyle-i Kadir’de İhtar Edilen Bir Mesele-i Mühimme” isimli makalelerini bir de bu gözle okumakta fayda var. Ne dersiniz? (17 Temmuz 2008, Hürriyet)
İlginç kampanya!
Bu haber de Arap dünyasının önde gelen ülkesi Mısır’dan. Mısır’da “lolipop” benzetmeli türban kampanyası, örtünen kadınların sayısında büyük artışa yol açtı.
Gençler tarafından hazırlanan maillerde iki lolipop şekeri bulunuyor. Şekerlerin birisinin ambalajı açık değil. Bu başörtüsünü temsil ediyor. Diğeri ise açılmış ve üzerinde sinekler bulunuyor. Mesaj olarak ise, “Onları (erkekleri) durduramazsınız. Ama kendinizi koruyabilirsiniz” yazıyor. Mısır’da son dönemde türban takanların sayısında önemli bir artış gözleniyor.
ABD’nin önde gelen gazetelerinden Washington Times’ın haberine göre Mısır’da kadınlar erkeklerin tacizine uğramamak için örtünme yolunu seçiyor. Mısır Kadın Hakları Merkezi’nin yaptığı son araştırmaya göre ülkedeki erkeklerin yüzde 62’si açık bir kadın gördüğünde tacizde bulunuyor.
Toplumsal hayatta sırf kadın oldukları için tacize uğrayanların oranı ise yüzde 83 boyutlarına ulaşmış vaziyette. Kadınlar tacize uğradıklarında bunu yetkili makamlara da bildirmek istemiyor. Çünkü erkek “Yüz bulduğu için lâf attığı” iddiâsıyla kendisini savunuyor ve haklı görülüyor. Rapora göre iki ay önce binlerce insana ulaşan lolipop-başörtüsü tasvirli reklâm başörtüsü takanların sayısında artışa sebep oldu.
24.08.2008
E-Posta:
[email protected]
|