"Gerçekten" haber verir 20 Ağustos 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Robert MİRANDA

İslâmı seçtiğim için mutlu muyum?



Geçtiğimiz bir kaç ay içinde, İslâmiyet’i seçmem ile ilgili sorular içeren bir çok mail aldım. Bunlardan bazıları bu kararımdan dolayı hiç pişman olup olmadığımı sorarken, bir kısmı da şu anki halet-i ruhiyemi merak ediyordu.

Şunu açık yüreklilik ile söylemek isterim ki, İslâmiyeti seçmem ile ilgili zerre kadar bir pişmanlık duygusuna kapılmadım. Bilâkis, önceki hâlimden kat kat fazla huzurlu ve kendimle barışık olduğumu söylemeliyim. Hayatın bütün dert ve kederleri yakamı bıraktı demiyorum ama, şimdi kendimi daha iyi tanıdığımı biliyorum ve böylece bir insan olarak ve bir Müslüman olarak kendimi geliştirmeye ve daha iyi noktalarda olmaya çalışıyorum.

Tabiî ki Amerika’da yaşıyor olmak beni hâlâ zihnen yoruyor ve zorluyor. Tüketim ve kapitalizmin en temel ilke olduğu Amerikan toplumunda yaşamaya çalışmak, zaten bir çok zorluklar içeren Allah rızası doğrultusunda yaşamak mücadelesini bir nebze daha zorlaştırıyor.

Her şeye rağmen itikadım ile İslâm’a ve Kur’ân’a inancım konusunda azim ve kararlılığım oldukça güçlü. Her gün Allah’a beni bu yola yönelttiği için ve Amerika’daki Müslümanlar ile ilişkilerimi güçlendirip nasıl iyi bir Müslüman olabileceğimi öğrettiği için şükrediyorum. “Asra yemin olsun ki, İnsan mutlaka ziyandadır. Ancak iman edenler, salih amel (iyi işler) işleyenler, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır.” (Kur’ân, Asr Sûresi)

İslâmiyeti öyle bir zamanda buldum ki; Amerika’da ırkçılık gittikçe artış gösteriyordu ve insanların derilerinin rengiyle yahut inançlarıyla değil de karakterleriyle değerlendirildiği ve yargılandığı bir topluluk bilincine ulaşmak noktasında daha Amerikan toplumunun kat etmesi gereken uzun bir yol vardı.

Ne yazık ki durum böyleydi çünkü ne zaman gayri müslimlerin olduğu bir ortamda İslâmiyeti seçtiğimi söylesem, şaşkın bakışlarla ve hayret içeren ifadelerle karşılaştım. Birisi, daha bir kaç hafta önce Müslüman olduğumu öğrenince hemen Müslüman kadınların gördüğü baskılar hakkında ne düşündüğümü sormaya kalkıştı. Zaten bu konu Amerika’da İslâm konusunda en fazla yanlış bilinen meseledir. İslâm ne yazık ki; kadın düşmanı bir din gibi algılanmakta. Ben bir çok gayri Müslime Kur’ân-ı Kerim’in kadın ve erkekler arasında bir denge ve eşitliği emrettiğini anlatmak zorunda kaldım. Bediüzzaman Hazretleri de; İslâm’a, materyalistler, ateistler ve diğer bir takım gruplar tarafından emsalsiz saldırıların yapıldığı bu zamanda en acil ve önemli ihtiyacın imanı güçlendirmek olduğunu belirtmiştir.

Bu noktada Risâle-i Nur’un önemi göz ardı edilemez diye düşünüyorum. Bediüzzaman Said Nursî özellikle Türkiye’de İslâm inancının muhafazası ve canlandırılması konusunda büyük bir rol oynamıştır. Risâle-i Nur adeta çağdaş insanın zihniyet ve bilincine hitap edecek şekilde yazılmıştır. Bu öyle bir bilinçtir ki; materyalist felsefenin derin etkisi tarafından kuşatılmıştır.

Risâle-i Nur ise bu dünyada ve öte dünyada gerçek mutluluğun ancak ve ancak iman ve Allah’ı bilmek ile yakalanabileceğini belirtir. Ve ayrıca inançsız bir insanın ruhu ve vicdanında en onulmaz yaraların ve bedbahtlığın yer alacağını göstermiştir.

Diyebilirim ki; İslâmiyet’i seçmemin hikâyesinin temelinde Kur’ân-ı Kerim’e olan inancım yatıyorsa, bu hikâyenin ana kahramanı ve imanımı kuvvetlendiren temel öge ise Risâle-i Nur ve dolayısıyla Bediüzzaman’ın sözleri ve misalleridir.

TERCÜME: UMUT YAVUZ

20.08.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (13.08.2008) - Türkiye ziyaretime dair

  (06.08.2008) - Ne pahasına modern bir İslâm?

  (30.07.2008) - Müslümanlar! Neo-con’ların din mühendisliğinden sakının

  (23.07.2008) - Savaştaki iyi ve kötüler

  (17.07.2008) - İslâmofaşist uyduruk bir Batı terimidir

  (25.06.2008) - McCain manevî önder olarak kimleri tercih ediyor

  (18.06.2008) - Çok teşekkürler

  (11.06.2008) - Üniversiteler demokrasinin köşetaşlarıdır

  (04.06.2008) - Bir düşman aramak

  (28.05.2008) - İslâm bizim kalkanımız

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır