ABD’nin neo-conları oldukça hırslıdır. Ve onların en büyük gayretleri İslâmiyet’i reforme etmek üzerinedir. Philadephia merkezli Orta Doğu Forumu’nun (Middle East Forum) uzmanlarından meşhur neo-con Daniel Pipes, bir keresinde terörizm ile girdikleri savaşın ‘nihaî hedefinin’ İslâmı modernize etmek olduğunu söylemişti. Biz buna neo-con tabirle “din mühendisliği” diyebiliriz.
Böyle tutkulu bir hedefe ulaşmak için, Amerikan neo-conları inşa etmeyi planladıkları yeni din fikrini, Müslüman dünyaya coğrafî olarak yerleştirebilirlerdi. Pipes, en başta “İslâmî Gelişim Enstitüsü” (Islamic Progress Institute -IPI-) adında bir organizasyon teşkil etmek amacıyla finansman buldu. Bu şekilde Amerikalı Müslümanlar adına ılımlı, modern ve pro-Amerikan bir İslâm anlayışını temsil edecek bir kuruluş organize etmek hedeflenmişti. Nitekim Amerikalı Müslümanlar da bu tür kurumları çok ciddiye alır ve dinlerdi. Pipes’in hayalinde canlandırdığı şey, neo-con fikirler etrafında şekillenmiş bir Amerikan-Müslüman hareketi oluşturmak ve bu şekilde otantik İslâm fikrini safdışı etmekti.
Amerikalı neo-conlar şunları söylüyor: “ustaca sürdürülen medya faaliyetleri ve siyasî gayretlerle totaliter ve bağnaz bir İslâm anlayışı Amerika’da oturtulmak istenmektedir. Bu amaçla faaliyet yürüten, Amerikan İslâmî İlişkiler Konseyi (CAIR), Kuzey Amerika İslâm Cemiyeti (ISNA) ve Kuzey Amerika İslâm Grubu (ICNA) gibi oluşumlar kendilerini ülkedeki bütün Müslümanları sözcüsü gibi yansıtmaktadırlar”...
Bu yüzden, İslâmın gerçek ideallerini savunan gelenekçi oluşumlarla arayı koparmak ve Müslümanları daha modernist ve değişimci bir hareketi savunmaya yöneltmek ve bunun liderliğine de neo-conları geçirmek istemektedirler.
Pipes’in neo-conları diyor ki: “Böylesi bir durum gayri-Müslimler için olduğu kadar Müslümanlar için de tehlike arz edecek can sıkıcı bir durumdur. Amerika’daki İslâm Amerikan tarzı bir İslâm olmak zorundadır aksi halde topluma entegre olamaz; dolayısıyla Amerikan değerlerini bir tarafa iten ve dışlayan, Amerika’ya özgü inançlar arası ilişkilerdeki nezaketin altını kazan bir İslâm anlayışının Amerika’da yeri olamaz, ve bu tarz bir anlayış dikte edilemez”.
Biz çok açık bir şekilde biliyoruz ki, bu tür açıklamalar ancak ve ancak yenilikçi aktivistlerin, neo-con idealleri ve fikirleri ışığında İslâmiyeti modernize etme yolundaki haçlı savaşlarının sloganlarından başka bir şey değildir.
Amerikan neo-conları “ılımlılığı” Filistinliler arasında da körüklemek istemektedirler. Pipes bir yazısında şu ifadeleri kullanmıştı: “Filistinlilerin, İsraillilerin onları yenmeye ihtiyacı olduğundan daha fazla, yenilmeye ihtiyacı var.” Yani diğer bir deyişle, Müslümanlar bozguna uğradıklarının farkında olmalıdır.
Neo-con felsefesi özgür din fikrine karşıdır. Gerçekte onların amacı neo-con “din inşasıdır”. (Bediüzzaman buna “dinsizlik” demektedir.) Bu “dinsizliğin” amacı dini ama özellikle de İslâmiyet’i zaptetmektir. Bediüzzaman Said Nursî bize der ki: “Misyonerler ve Hıristiyan ruhanileri, hem Nurcular, çok dikkat etmeleri elzemdir. Çünkü, herhalde şimal cereyanı, İslâm ve İsevî dininin hücumuna karşı kendini müdafaa etmek fikriyle, İslâm ve misyonerlerin ittifaklarını bozmaya çalışacak. [Emirdağ Lâhikası, s. 139]
Buna ek olarak, Bediüzzaman 1934 yılında şunları yazacaktır: “Hattâ, hadis-i sahihle, âhirzamanda İsevîlerin hakikî dindarları ehl-i Kur’ân ile ittifak edip, müşterek düşmanları olan zındıkaya karşı dayanacakları gibi; şu zamanda dahi ehl-i diyanet ve ehl-i hakikat, değil yalnız dindaşı, meslektaşı, kardeşi olanlarla samimî ittifak etmek, belki Hıristiyanların hakikî dindar ruhanîleriyle dahi, medar-ı ihtilâf noktaları muvakkaten medar-ı münakaşa ve nizâ etmeyerek, müşterek düşmanları olan mütecaviz dinsizlere karşı ittifaka muhtaçtırlar. [Lem’alar, 20. Lema, s. 155]
Neo-con hareketine karşı uyanık ve dikkatli olalım. Müslümanlar Kur’ân-ı Kerim’deki hakikatleri değiştirmeye yönelik bütün girişimlere karşı dikkatli ve savunmada olmalıdır.
Arzu ettiler ki, sen yumuşak (bâtıla uzlaşmacı) davranasın da onlar da yumuşak / musamahakâr davransınlar. [El-Kalem: Sûre 68, Âyet 9]
TERCÜME: UMUT YAVUZ
30.07.2008
E-Posta:
[email protected]
|