Ben küçüldükçe Senin büyüklüğünü daha iyi anlıyorum ey Sultanlar Sultanı... Ben üzüldükçe rahmetinin şuâları imdadıma yetişiyor. Ben dara düştükçe Seni düşünmekle feraha kavuşuyorum. Anladım ki bütün dertlerimin ilâcı Sendedir ey bütün varlıkların Hâlık-ı Kerimi...
Bütün ikramlar, bütün ihsanlar senin sonsuz hazine-i rahmetinden fışkırıyor etrafa... Zerreden şemslere kadar her varlığın imdadına Sen yetişiyorsun. Kapkara karıncaları kararmış gecelerde bile görüyor, besliyorsun.
Yer altındaki mahlûklar, denizin dibindeki küçük balıklar, havada tayeran eden kuşlar hep Senin san’atının harikaları... Yarattığın hiçbir şeyde düzensizlik bulunmamakta, nizam ve intizam âleme mânâ kazandırmaktadır. Hiçbir şeyi boşu boşuna yaratmadın ey Hakim-i Hâkim...
Sana yönelince insan olduğumu ve ne için bu sıkıntılarla dolu dünyaya gönderildiğimi anlıyorum. Senden uzaklaştıkça kendimi kaybediyorum. Sana yakınlaştıkça kendimi buluyor, muhabbet deryasına dalıyorum. Beni gerçek bir insan eden Sana olan imanımdır. Bana hayat veren, hayatıma mânâ katan Senin kudretindir ey Âlemlerin Yaratıcısı...
Bana hidayet veren, beni özüme döndüren Senin kâinata bile sığmayan sonsuz merhametindir. Sapkınlığımın, nankörlüğümün, asiliğimin sonucunu bile tahayyül etmek istemiyorum. Sana kul olmadan yaşamayı korkunç bir alçalış, rezil edici bir zül olarak görüyorum.
Seni ve esmanı düşününce hayat buluyorum. Sana yönelince, dergâhında eğilince güç kazanıyorum. Duâya sarılıp, secdelere varınca yüceliyorum. Saymaktan aciz olduğum bütün güzellikler Seninle ancak mânâ kazanabilir ey Rabb-i Rahimim...
Hüzünlerim Seninle güzelleşiyor, dertlerim Seninle derman buluyor, dünyamdaki karanlıklar Senin nurunla dağılıyor ey Kâinat Sultanı... Senin için olsa, ağlamaklar, hüzünler bile huzur veriyor. Senin için olsa, her şey güzel, her şey tatlı, her şey aydınlık oluyor...
Karanlıklar Senden uzaklaştıkça artıyor. Seni düşünmedikçe belâlar artıyor, hayat yaşanmaz hale geliyor. Sıkıntılar Sen olmayınca son bulmuyor ey Kalplerin Sahibi. Senin rahmetin olmasaydı bu dünya yaşanmazdı. Senin re’fetin olmasaydı hayatlar devam etmezdi.
Bana ve dergâhına yüz süren kullarına merhamet et, bizlere güç ver, bizleri bu dünya hanında perişan ettirme, bizleri düşmanlarına karşı muzaffer kıl... Ey Rabbim, bizi Habibin olan Muhammed’e (asm) ümmet eyle, Sünnet-i Seniyyesini kendine rehber edinen makbul kullarından eyle...
Sensiz dünya hayatının yükünü taşımaktan acizim ey Rabb-i Rahimim. Acizliğim sonsuz, nihayetsiz kudretine muhtacım, fakirliğimin sınırı yok, rahmet hazinene ihtiyacım bulunmaktadır. Beni kendime bırakma, nefsimi bana hâkim kılma, gururu bana rehber kılma, beni şeytanların tasallutundan koru Ey Rabbim...
Ahirzaman fitnelerinden Ashab-ı Güzin bile korkmuş, bunun için de Sana sığınmış... Biz de Sana sığınıyoruz, bizleri zamanın cazibedar fitnelerinden muhafaza eyle Ey Allah’ım... Sen istersen her şey olur. “Ol” dedin mi, her şey oluverir, dağlar bile parçalanır. Yıldızlar bu emrini yerine getirmek için sıraya girer, vazifede ihmalkâr olmamak için sabırsızlanır.
Sana kulluk etmek ne güzeldir? Sana sığınmak ne büyük güvencedir? Sana iltica etmek, insanlara boyun eğmemek ne harikadır?... Acizim ey Rabbü’l-âlemin. Sana karşı mahcubum ey Hâlık-ı Kerimim. İyi bir kul olamadım, iyi bir şakir, iyi bir hamid olamadım.
Nefsimle baş edemedim, şeytanları yeterince etrafımdan kovamadım. Dünyalıklara koştuğum gibi rahmetinden pay almak için çaba gösteremedim. Nefsimin arzularını yerine getirmek için uğraştığım kadar rızanı elde etmek için gayret gösteremedim.
Bana lütfunla muamele et, yarım yamalak amellerime güvenemiyorum, Ey Merhametlilerin En Merhametlisi... Dergâhına, sığındım bu aciz kulunu boş çevirme, ey benim Rabbim ve bütün âlemlerin Rabbi!..
28.07.2008
E-Posta:
[email protected]
|