Bazı insanlar eski bir bahriyeli olan benim gibi birinin başkanına ve milletinin Irak’taki hedeflerine karşı olmasına inanmakta zorlanıyor. Fakat ben önceden beridir bu savaşa karşıydım ve hâlâ da öyleyim.
Ben pasifize bir insan değilim. Bireysel yaşamak gibi uçuk bir takıntım da yok. İnsanların ve milletlerin kendilerini savunma haklarına da inanırım. Ama ben bu savaşa karşıyım çünkü bu savaş insanlığa karşı verilen kötü ve kirli bir savaştır.
Yıllar önce, Deniz Kuvvetleri Komutanı Smedley D. Butler “War is a racket” başlıklı bir kitap yazmıştı. Bu kitap benim savaşla ve ABD’nin askerî kuvvetlerini kullanım şekli ile ilgili bütün düşüncelerimi değiştirmişti. Sözkonusu kitap ilk olarak 1935 yılında yayınlanmıştı. Kitapta General Butler, askeriyedeki yıllarını anlatmış ve Deniz Kuvvetleri olarak, büyük ticarî şirketlerin kuklası gibi nasıl hizmetlerde bulunduklarını ifşa etmişti. General Butler bu savaş makinesi şirketlere karşı çıkmıştı, çünkü şirketlerin ve ordunun hep beraber hükümetlerin kontrolünü ele geçirerek demokrasiye nasıl ihanet ettiklerini görmüştü.
General Butler, Birleşik Devletlere büyük bir onur ve gayretle hizmet etmişti. Daha sonraları ise sınırlarımızın ötesinde yapmış olduğu gezilerde, Birleşik Devletler Ordusu’nun Birleşik Devletler’e ve onun halkına hizmet etmediğini fark edecekti. Sonradan anladı ki yapılan bütün propagandalar aslında büyük şirketlerin çıkarları içindi.
Bir keresinde General Butler, bu türden düşünceleri yüzünden ağır suçlamalarla karşılaşmış ve Birleşik Devletler’de politik olarak dışlanan bir figür haline gelmişti. Butler bir yazısında şu ifadeleri kullanıyordu: “Wall Street’in çıkarlarına hizmet etmek için binlerce Orta Amerikalı’nın haklarının taciz edilmesine yardım ettim. Bu iş çok derinlere dayanıyor. Şimdi dönüp baktığım zaman Al Capone’a bile taş çıkartacak şeyler yapmışız. Onun yaptığı en fazla üç bölge üzerine idi ancak biz Deniz Kuvvetleri olarak üç kıt'ada benzer şeyleri yapmışız.”
Şu anda Deniz Kuvvetleri’nde hizmet eden askerlerin çoğunluğu General Butler’in bu görüşlerinden habersizdir. İnanıyorum ki eğer Deniz Kuvvetleri mensupları Butler’in bu sözlerini bilse ve dikkatlice inceleseler bir çok askerî ve sivil liderler Bush’u ve onun hükümetinin politikalarını daha ciddî bir şekilde sorgulayacaklardır.
Ben Deniz Kuvvetleri’nde tam 8 yıl hizmet ettim. Çalıştığım departman bana Reagan dönemi Pro-Amerikan retoriğini yakından tanıma fırsatı verdi. Daha sonra üniversiteye gidip eğitim aldıktan sonra ise siyasî görüşlerim ve inancım keskinleşmeye başladı.
Deniz Kuvvetleri’ndeki yıllarımda Kuzey Carolina’da Camp Lejeune’de görev yaptım. Benim bağlı bulunduğum kuvvet Orta Amerika, Karayipler, Kore ve Orta Doğu gibi daha bir çok bölgeye hizmet vermekteydi. Benim bölüğümü de bu kapsamda 1984 yılında Lübnan’a yolladılar. İşte o yıl da benim İslâm ile birebir kurmuş olduğum ilk ilişki olmuştu.
Beyrut’taki görev sürecimde ilk kez namaz kılan bir Müslümanı izleme şansı bulmuştum. Onu dikkatlice gözledim ve kendimi çok garip ve tuhaf hissettim. Bu şekilde ibadet eden birini ilk kez görmekteydim. İbadetini bitirdiğinden emin olduğum anda yanına gidip ne yapmakta olduğunu açıklamasını rica ettim. Ancak dil probleminden dolayı anlaşamamıştık. Her ne kadar anlaşamasak da bana İslâmiyeti anlatmaya ne kadar hevesli olduğunu ve nasıl heyecanla anlatmaya çalıştığını hissetmiştim. Neticede namazın onun için ne kadar önemli olduğunu anlayabilmiştim. Hani Bediüzzaman Said Nursî de bir seferinde demişti ya: “Biz sadece burada ibadet hakkımızı korumak için bulunuyoruz. Hiçbir suçumuz yoktur.” [44. Acet, Mustafa, Son Şahitler, I, 28.].
Şimdi aradan geçen yaklaşık 30 yıl sonra bile aklımın bir yerinde o günü hep hatırlarım. İlk olarak bu olay İslâma olan ilgimi uyandırmıştı. Bundan yıllar sonra ise İslâmı hayatıma kabul edecektim.
O zamanlar görevimiz gereği askerî propagandalar yapmaktaydık. Ancak sonraları anladık ki; ABD’nin öncülük ettiği bir çok savaş ve barış gücü görevleri ancak bir grup insanın çıkarlarına hizmet amacıyla yapılmaktaydı.
Diğer yandan da Lübnan görevim sayesinde Müslümanlar ile ilk elden tanışmış oldum. Ve oradan başlayarak daha sonra kalbimi tamamen İslâma açmamla sonuçlanacak uzun bir yolculuğa yelken açtım.
TERCÜME: UMUT YAVUZ
23.07.2008
E-Posta:
[email protected]
|