Farkında olan için her şey anlam yüklüdür
Farkındalık, hayatı yaşanır kılıyor. Varlığın, olayların, yaşıyor olduğumuzun farkına, farkındalıkla varıyoruz.
Olumlu-olumsuz bütün duygular farkındalıkla canlanıyor. Sevdiğimizin, özlediğimizin, beklediğimizin, aradığımızın; sevmediğimizin, özlemediğimizin, beklemediğimizin, arayıp sormadığımızın ‘farkına varınca’ yaşanan duygu anlaşılıyor.
Farkına varılmamış hiçbir duygu, kişi için hiçbir değer taşımıyor. Duyularımız da farkındalıkla anlam kazanıyor.
Görmemiz, işitmemiz, hissetmemiz farkında isek anlamlıdır. Farkında değilsek gözün varlığı, kulağın varlığı, bedenin varlığı bir anlam ifade etmiyor. Bakar körler için, işitenler ama sesleri algılayamayanlar için görmenin ve işitmenin bir anlamı yoktur.
Kapımızı çalan birileri var; cebimize harçlık koyanımız; gelmediğimizde arayanımız; gitmediğimizde gelenimiz; darda iken imdadımıza koşanımız; neşemize yetişenimiz varsa, çok önemli ‘var’lara sahibiz demektir.
Ölenimiz olsa, ağlayanımız; kabirde iken duâ edenimiz; biz unutsak da unutmayanımız varsa, neşe bizim demektir.
Sevgisini, saygısını, ilgisini bizim sevgimize, saygımıza, ilgimize bağlı tutmayan insanlar varsa yanıbaşınızda; biz çok büyük bir hazineye sahibiz demektir.
Alınan nefes bile, farkındalıkla anlaşılıyor. Onun için, önemli olan yaşıyor olduğumuz değil, bunun farkında olmaktır.
Farkında olmayan için, sahip
olunanların hiçbir anlamı yoktur
Farkında olmamak kadar insana dokunan başka bir durum olamaz. Düşünün her şeyiniz var, ama hiç bir şeyiniz yok gibi yaşıyorsunuz. Çevreniz zenginlik dolu, ama siz bunları görmüyorsunuz. Bundan daha rahatsız edici ne olabilir?
Körlük, olanı görmemektir.
Farkında olmamak körlük halidir.
Sadece şimdi, sahip olduklarımızı saymaya kalksak; kâğıtlar yetersiz kalır. Denemek hiç de zor değil. Ama nedense insanlar hep sahip olmadıklarını saymaya yatkındırlar.
Oysa sahip olduklarını sayan, onların farkında olan insanlar hep mutludurlar. Ve sahip olunanların daha çoğuna ulaşmak, sahip olunanları bilmek ve şükretmekle alâkalıdır.
Farkındalık, şükretmeyi netice verir; şükür de ziyadeleştirir.
Farkında isek, her şey var ve anlamlı
Göz kapaklarımızın çalışıyor olması çok önemlidir. Parmaklarımızın hareketleri, yürüyor olmamız, işitiyor olmamız, görüyor olmamız, aklediyor olmamız, hasılı bunlar ‘fark ediyor’ olmamız gerçekten ne büyük nimettir.
Farkında isek her şey var ve san'atlıdır. İncelikleri fark ediş, algılamakla alâkalı bir durumdur. Farkında olmamak, olanı adeta yokluğa atmak demektir. Oysa farkına varılanın, insandaki mânâsı derinleşir. Varlığını, onu fark edince anlar insan.
Varlığın hikmeti, farkındalıkla okunuyor
Hayret secdesine kapanamıyorsak, san'at eserlerinin harika boyutlarına varamıyoruz demektir. Oysa insana hiçbir şey san'atsız sunulmaz. Yaratılışının her aşamasında derin, dakik incelikler bulunmaktadır.
Portakalın sadece meyve olarak verilmesi değil, mevsiminde olgunlaşması, o haliyle onun lezzetlerini algılayacak insandaki kuvve-i zaikanın da varlığı ve yedikten sonraki insan bedenindeki aşamaları tam bir mükemmellik değil de nedir?
O zaman farkında isek, her şey, her zerresiyle ince san'atlarla dokunmuştur. Farkında isek, her şey içiyle de dışıyla da hikmetlidir.
Varlığın hikmeti, farkındalıkla okunuyor.
Hikmet okumaları, farkındalıkla mümkündür
Hikmeti bilinmeyen şeyler anlamsızlıkla değerlendirilir.
Oysa o değerlendirme, o şeylerin hikmetsizliği anlamında değildir. Okuma yazması olmayan bir insan için yazı ne anlam ifade ediyorsa, hikmet okuması yapamayan bir insan için de ‘mahlûkat’, o anlamı ifade ediyordur.
Farkındalık adeta, muhteşem san'at eserlerinin bulunduğu karanlık sergi salonundaki ışık gibidir.
Farkında olan için, varlık heyecan vericidir; yeryüzü muhteşem bir sergi salonudur. Gökyüzü, hayretler uyandıran bir temaşagâh ortamı; sesler birer musika-i İlâhî; olaylar, yaşananlar insanlar için âlî maksatlar yüklü programlardır.
Gönderen belli ise, belirsizlik yok demektir. Bunu bilenler için, belâlar, musibetler mûsikînin nağmeleri gibi gelir.
Nitekim farkında olan için içinde ‘hayır’ taşımayan bir hal yoktur.
“Vardır bir hayır” farkında, insanların cümleleridir.
Farkındalık, Cenâb-ı Hak’tan bir ikramdır
Evet farkındalık, Cenâb-ı Hakkın bir ikramıdır. Ülfeti yırtmaktır. Perdeyi açmaktır.
Farkındalık, hayata hikmet pencerelerinden bakmaktır.
Farkındalık, imtihanın ‘farkında’ olmaktır.
Hasılı, farkında isek; yaşıyoruz demektir; çünkü farkında olmayan yaşadığının da farkında değildir.
Bir nefes alın, gülümseyin ve bunu size Verene şükredip, ibadet edin.
İşte hayat budur ve böylece anlamlıdır. Bunun adı da ‘farkındalık’tır.
19.07.2008
E-Posta:
[email protected]
|