Temmuzda resmî bayram yoktur: Tanklar yürümez, çocuklar koca koca koltuklara oturup ülke yönetme taklidinin taklidini yapmaz, gençler kule kurmaz.
Temmuzda darbe bile olmaz. Potansiyel darbeciler muhtemelen, “Temmuzda tatil yapılır” inancına, “Ara sıra sivilleri hizaya getirmek lâzım” inancından daha fazla öncelik tanırlar.
Ama Temmuzda dinî bayramlar olur, oruç da tutulur. Kurban kesilmiştir, kesilecektir de Temmuz’da. Bayram namazı kılınır, kılınacaktır da.
Bunlar her sene olmaz gerçi. Her sene olan bir şey varsa o da Temmuz demenin sıcak demek olduğudur. “Temmuz sıcağı” diye bir şey vardır. Oysa Temmuzda üşür, yerkürenin diğer yarısı. Belki onlarda da “Temmuz soğuğu” vardır ve bu ayda arabaları kara saplanıyordur.
Temmuzda televizyonların sahil görüntüleri vermesi elbette televizyonculuğun olmazsa olmazı değildir. Bunun bir izleyici beklentisi olduğu bile söylenemez. Ama böyle bir zorunluluk ve beklenti olmamasına rağmen hemen bütün televizyonların aynı şeyleri yayınlamasını “Temmuz sıcağı”na vermek de pek akla yatkın görünmez.
Hiçbir resmî tatilin olmadığı Temmuzda tanklar ne yapıyor acaba? Onlar da potansiyel darbeciler gibi tatilde midir? Yoksa bayram olsa da az yürüsek diye mi geçiriyorlardır içlerinden?
Peki çocuklar, onlar özlüyorlar mıdır, geçit resmi yaptıkları günleri? Bir valinin koltuğuna oturacakları anı sabırsızlıkla bekliyorlar mıdır?
Gençler memnun mudur hallerinden? Bu ay hediye edilmiş bir bayramımız yok diye tatili kendilerine zehir ediyorlar mıdır?
“Temmuzda tatil yapılır” inancının gereğini, elinde olmayan sebeplerle yerine getiremeyen ve dört duvar arasında volta atan potansiyel darbecilerin aklından neler geçiyordur acaba? “Darbe yapamıyorum, bari tatil yapsaydım” fikri mi? Çıkınca ilk işi bir tanka sarılıp uyumak hayali mi?
21.07.2008
E-Posta:
[email protected]
|