Okuma programı meyveleri
Bu yıla iki farklı mekânda ve iki farklı ayda 11’er günlük iki farklı okuma programına katılmak nasip oldu.
Bu programlara eşimle birlikte katıldık. Zaten gazetemizde de serüven yer aldı. Bu benim ve eşim için tam bir şükür vesilesi. Aynı zamanda ailemiz için de bir şükür vesilesi. Çünkü prog- ramın etkisini günlerce, aylarca evimizde hissediyoruz.
Hatta risâle okumalarımızda yeni yeni sayfalar açılıyor. Okuma programlarının hayata kattığı ivme apaçık hissediliyor.
Her okuma programı sonrasında, gittiğimiz mekândaki dostlarla program sonrası da muhabbetimizi geliştirdik.
11 günlük ‘Almanya’da Risâle-i Nur günleri’ programımız sonrasında gerek şahsıma ve gerekse eşime pek çok dostlardan telefonların gelmesi, programımızın ayrı bir sonucu olarak hayatımıza yansıyordu.
Yeni duâ edecek ve duâ edilecek dost sayısını arttırmak oldukça güzel bir duygu.
Gustavsburg’lu Nur talebelerinden Hasan Sinan kardeşle olan mailleşmelerimiz, bize orijinal pencereler açıyor.
Her Nur talebesi, istifade edilecek yeni pencereler anlamına geliyor.
‘Güneydoğu’dan Karadeniz’e Okuma Hattı’ adı verilen 11 günlük okuma programımız sonrasında da pek çok dostlardan tebrik telefonlarıyla birlikte duâlar aldık. Özellikle programa katılan kardeşlerimizin yaptıkları duâlar bu programların ne kadar büyük bir ihtiyacı karşıladığını gösteriyor.
Bu program neticesinde de pek çok yeni dostlar kazandık.
Özellikle Hemşin-Bilen’deki kahraman Şükran Ablanın duâsını alabilmek oldukça büyük bir mazhariyet. Şükran Abla ile programdan 15 gün geçtikten sonra, gazetede yayınlanan gezi yazımızın bilgisini kendisine vermek üzere, telefon açtığımızda, yine dilinden taptaze duâlar dökülmekteydi.
İbretli kareler
‘Güneydoğu’dan Karadeniz’e okuma hattı’ yazı dizisinde de geçtiği üzere, bu programımıza katılan kardeşlerden çoğu ilk kez böyle bir organize içerisinde idiler.
Ama program bitip evlere döndüğümüzde, gerek aile büyükleriyle yaptıkları değerlendirmelerde ve gerekse kendilerinin bize yaptıkları geri bildirimlerinde oldukça sevindirici notlar vardı.
Zaten programın meyveleri program sonrasındaki, programa katılan kardeşlerin hayatlarındaki değişikliklerde olacaktı.
Bunlardan bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum.
Urfa’ya döndüğümüz saatlerde henüz sabah namazına bir saat kadar vardı. “Acaba kaç kişi sabah namazını bekleyip, namazı kıldıktan sonra, yatmıştır diye aklımızdan geçmedi değil.” Ertesi sabah bizi arayan Bilal Kardeşin, ‘hocam sabahleyin eve geldiğimde biraz bekleyip namazı kıldıktan sonra…’ cümlesi beni oldukça duygulandırdı.
Diğer taraftan programa katılan arkadaşlardan İbrahim H. Benek kardeşimin, programdan sonra günler geçmesine rağmen telefon görüşmelerimizin sürekli devam etmesi ve namazlarla ilgili, risâlelerle ilgili sohbetlerin yapılması beni çok mutlu etti.
Program vesilesiyle tanıştığımız kaptanlarımızdan Adem Bey ve Mahmut Bey ile olan irtibatımızın sürmesi ayrı bir sevinç vesilesi.
Bu mesaja kulak verin!
Kaptan Adem’den mesaj var. Kaptanlarımızdan daha önce bahsetmiştim. Risâle-i Nur okuma programımız boyunca 11 gün bizimle birlikte oldular. Programımıza eşlik ettiler. Risâle-i Nurlarla tanıştılar.
Şimdi de sohbetlerimize katılmak üzere kendi istekleri çerçevesinde söz verdiler. Hatta kaptan Mahmut Bey, liseye giden oğlunu bizimle tanıştırma ve sohbetlere gitme konusunda konuşacağını ifade etti.
Kaptan Adem Bey ise, programımız içerisinde namazlarını düzenli kılmaya başlamıştı. Ve o da kendisi namazları düzenli kılma konusunda söz vermişti.
Şimdi de onlardan güzel haberler gelmeye başladı.
Gezi yazımızın yayınlandığı günlerde kaptan Adem Beye haber veriyorum.
Hemen gidip Yeni Asya gazetesini alıyor, okuyor ve biraz sonra bana mesaj geliyor. Telefondaki mesajı okuyunca göz yaşlarımı tutamadım.
Mesajı olduğu gibi sizlerle paylaşıyorum.
“Hocam, gazeteyi aldım, okudum. Çok güzel, harika bir şekilde yorumlamışsınız. Ve ben hâlâ namazıma devam ediyorum. O günden beri her gün beş vakit kılıyorum. Sebep olduğunuz için teşekkürler. Kendinize iyi bakın. Nur talebesi Adem.”
İşte programlarda bu sonuçlar da ortaya çıkıyor.
İşte bu haberler için her türlü zorluk, sıkıntı ve problemler de olsa, okuma programlarına katılmaya değer.
Okuma programlarında okuyanların aydınlandığı kadar, okuyanlarla ilgili olanlar da aydınlanıyor. Çünkü okunan Kur’ân aydınlığıdır.
Kaptan Adem Beyin, ‘Nur talebesi Adem notu’ beni çok duygulandırdı. Adem Beye duâlar ettim.
Yeni programlarda kaptanlarımız artık belli oldu.
Bu programlara sürekli ihtiyaç var
Bu programlara en fazla bizim ihtiyacımız olduğu için Rabbimiz bize nasip ediyor diye düşünüyoruz.
İhtiyacımızı ve nasibimizi kesmesin Rabbim.
Okuma programlarına bizleri nasip ettiği için Rabbimize ne kadar şükretsek azdır.
Ben şimdi anlıyorum ki, her yıl en az mutlaka bir kez okuma programına katılmak gerekiyor. Kişinin yaşı, işi, hayat şartları ne olursa olsun, yıllık en az bir kere okuma programına katılması hayat için bir zorunluluk.
Yoksa yıpranma insanı bitiriyor.
Okuma programı yıllık bakım gibi bir şey
Risâle-i Nur okuma programı, Nur hareketinin bir ritüeli.
Bu ritüel, asra da en uygun bir hayat tarzı.
Okuyan, düşünen, tutarlı insan modeli ancak okumakla mümkündür. ‘Cehalet, zaruret, ihtilâf’ hastalıkları ancak okumakla tedavi edilecektir. Cehalet, marifet’le; zaruret, san'atla; ihtilâf ise ittifak ile aşılacaktır.
Bu asra en uygun bir hayat modeli olarak, Nur hareketi yakın gelecekte çok ciddî araştırma ve incelemelerin konusu olacaktır. Yarın bu modelimizi, Batılılar alıp yaşamaya kalkarlarsa şaşmayın. Zaten onlarda okumak var. Bir de bu okumaklar ‘Nur’lar olursa, sonuca ulaşılır.
Bu yazıyı kaptan Adem’den mesajın geldiği aynı dakikalarda kaleme alıyorum. Yaz sıcağında gerçekleşen sonuçlar karşısında sevinçler içerisindeyim. Aslında demek istediğim şey şu; pek çok kaptan Ademler, pek çok Bilaller, pek çok İbrahim Haliller bizi bekliyor. Yeter ki bizler bir şeyler yapabilelim. Adımlar atabilelim.
Niyetler bile mucizevârî sonuçlar doğuruyor.
Hiçbir adım, maddî ve manevî neticesiz değil.
Biz şimdiden seneye yapacağımız okuma programının muhtevasını ve gidilecek mekânın neresi olması gerektiği üzerinde düşünüyoruz.
Siz, hangi şehre, risâle okuma programına katılacaksınız düşündünüz mü?
26.07.2008
E-Posta:
[email protected]
|