Ülkemiz çeşitli STÖ’lerin mücadelesine sahne oluyor. Bir taraf demokratik haklarını kullanırken diğer taraf illegal yöntemleri kendine rehber ediniyor.
Önce STÖ’ye bir açıklık getirelim. STÖ’den STÖ’ye fark var. STÖ’nün akla gelen ilk ve tek açılımı Sivil Toplum Örgütü.
Ancak Ergenekon operasyonu ile birlikte yeni tür STÖ’lerle, yani “Silâhlı Terör Örgütü”yle karşılaştık.
***
28 Şubat süreci de, adına Sivil Toplum Örgütü denilen kimi kuruluşların desteğiyle gerçekleştirilmişti. Toplum Örgütü. diğer Türkiye’nin en büyük meslek örgütlerinin liderlik yaptığı bu süreci çok iyi hatırlayacaksınız.
Bir olgunun ismini değiştirmek ona tek başına haklılık kazandırmıyor. “Doğan görünümlü Şahin” ne kadar inandırıcı ise “sivil görünümlü darbeciler” de o kadar inandırıcı. Bu yüzden söz konusu STÖ’ler “üçlü-beşli çete” tanımlamasına muhatap olmuşlardı.
***
28 Şubat süreci ile başlayan “siviller eliyle darbe” sürecini Ergenekonla daha da iyi anlamaya başladık. Bir çok STÖ’nün darbe ve çete oluşumlarına ev sahipliği yaptığı ortaya çıktı.
Sivil toplum deyince tüyleri diken diken olan ulusalcıların sivil toplumculukları da ancak bu kadar oluyormuş.
***
Kötü, emsal olmaz. Onu bir kenara bırakalım. İyiyle, güzelle, müspetle ilgilenelim.
Bir süreden beri çeşitli şehirlerde darbeyi lânetleyen STÖ’ler yani Sivil Toplum Örgütleri yarın Ankara’da bir araya geliyor.
Ankara alışkın olmadığı bir harekete ev sahipliği yapacak. Farklı düşünce ve fikirden demokratlar Sıhhiye meydanından Kolej’e doğru yürüyecek.
***
Her türlü istibdat ve baskıya karşı çıkmanın yolu herkesin kendi hukukuna sahip çıkmasından geçiyor.
Darbe zihniyetine dur demek için de bu gerekli... Hamiyet ehlini zahmetten kurtarmak için de...
Unutmayın. Yarın saat 16’da Sıhhıye’deyiz...
25.07.2008
E-Posta:
[email protected]
|