Önümüzdeki hafta Ankara hayli hareketli olacak. 22 Temmuz seçimlerinin üzerinden bir yıllık süre geçti. Seçimler öncesinde yaşanan cumhurbaşkanlığı tartışmaları erken bir seçimi getirmişti. Seçimlerin ardından cumhurbaşkanı seçildi, ama siyasette yaşanan karışıklık bir türlü giderilemedi.
Meclis’te grubu bulunan 4 partiden ikisi için kapatma dâvâsı açıldı. Anayasa Mahkemesi DTP’nin sözlü savunmasını 26 Haziranda vermesi gerekirken Anayasa Mahkemesine yaptıkları başvuru üzerine Mahkeme talebi yerinde bularak sözlü savunma gününü 16 Eylül’e erteledi. AKP’nin kapatma dâvâsında ise, son dönemece girildi. Anayasa Mahkemesi önümüzdeki Pazartesi gününden itibaren “kapatma talebini” esastan görüşmeye başlayacak ve en geç gelecek hafta Cuma günü kararın açıklanabileceği tahmin ediliyor. Yakın tarihimizde Refah Partisinin kapatılma dâvâsında bu aşamaya 7 ay 25 günde, Fazilet Partisi’nin kapatılma dâvâsında ise bu aşamaya 2 yıl 45 günde gelinebilmişti. 14 Mart 2008 tarihinde AKP hakkında kapatma dâvâsını açan Yargıtay Başsavcılığı ve AKP’nin hiçbir dâvâ aşamasında ek süre talebetmemesi, hatta sürenin dolması beklenilmeden yapılan sözlü savunmalar neticesinde yaklaşık 4.5 aylık bir sürede bu aşamaya gelinmiş oldu.
* * *
AKP hakkındaki kapatma dâvâsını, 11 kişiden oluşan Anayasa Mahkemesi heyeti karara bağlayacak. Dosyadaki deliller tek tek tartışıldıktan sonra kapatma talebi oylamaya sunulacak. Anayasaya göre, en az 7 üye “kapatma” yönünde oy kullanırsa AKP kapatılacak. Bu durumda heyet, kimlere siyaset yasağı yaptırımı uygulanacağını, hakkında yasak talebinde bulunulan başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan, 5 bakan, 11 parti yöneticisi, 32 milletvekili, eski milletvekilleri, belediye başkanlarının olduğu toplam 71 ismin durumunu tek tek ele alarak oylayacak. En az 6 üyenin “yasaklansın” oyu verdiği isme, 5 yıl süreyle siyaset yasağı yaptırımı uygulanacak. Kapatma kararı için Anayasa Mahkemesinin 11 asıl üyesinin en az 7’sinin oyu gerekecek.
Bu dâvânın bir ilk olma özelliği de var. İhtilâller haricinde cumhuriyet tarihinde ilk kez tek başına iktidarda olan parti aleyhine kapatma dâvâsı açıldı. Kapanması durumunda iktidarda olan bir parti Anayasa Mahkemesi kararıyla kapatılmış olacak. Ancak, AKP’liler bazı göstergelere dayanarak partinin kapatılmayacağını düşünüyor.
Birincisi Başbakan’ın Başkanlık ettiği Yüksek Askerî Şûrâ 1-4 Ağustos tarihleri arasında toplanacak. Eğer Anayasa Mahkemesi kapatma kararını gerekçesi ile birlikte açıklarsa YAŞ Başbakan olmadan toplanabilir mi? Toplanırsa Başbakan imzası olmadan Köşk’e gönderilebilir mi? Çünkü, kapanma durumunda Erdoğan ve bazı bakanların siyaset yasağı devreye gireceği için Başbakan’la birlikte otomatik olarak hükümet düşmüş sayılacak. Türkiye öncelikle yeni bir hükümet sorunuyla karşı karşıya gelecek.
İkincisi ise, Yargıtay Başsavcısının kapatılmasını istediği Hak ve Özgürlükler Partisi (Hak-Par) dâvâsında Anayasa Mahkemesi’nin beş üyesinin partinin “kapatılmaması”, diğer 6 üye ise “kapatılması” yönünde oy kullanmış olması. Bu kararın gerekçesi 1 Temmuz 2008 tarihinde Resmî Gazete’de yayınlandı. Bu gerekçe hem AKP, hem de DTP’yi umutlandırdı.
Üçüncüsü ise, Anayasa Mahkemesi raportörünün “AKP kapatılmasın” şeklinde görüş açıklaması…
* * *
Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, dâvânın sonuçlanmasının ardından kıyamet kopacağına ilişkin sözlerine karşılık (Paksüt sonra sözlerinin cımbızlandığını söyledi) Başkan Haşim Kılıç, “Türkiye çok büyük bir ülkedir. Kıyamet-mıyamet kopmaz” demişti. Dâvânın sonucunun açıklanmasından sonra belki kıyamet kopmayacak, ama iktidar partisinin kapatılması durumunda siyasî dengelerin yerinden oynayacağı, ekonomide dalgalanmaların olacağına kesin gözüyle bakılıyor. Başka alanlarda da etkilerinin olacağı aşikâr.
SÖZÜN ÖZÜ
AKP’ye kapatma dâvâsı açıldığında partilerin kapatılması ile ilgili olarak şunları söylemiştik. Şimdi de aynı noktada duruyoruz. “Türkiye’de şu ana kadar 24 parti kapatılmış, peşinden aynı insanlar başka isimlerle parti kurmuşlar, faaliyetlerine devam etmişler. Gerek mahkemelerin, gerekse de ihtilâllerin kapattığı partiler milletin gönlünde yer ettiyse tekrar siyaset sahnesine dönüyor. Milletin gönlünde yer bulamayan partiler ise kapatılmasalar da marjinal hale geliyor veya kendiliğinden kapanıyor… Demokrasilerde temsil yetkisinin kaynağı millettir. Demokrasinin temel unsurlarından birisi de siyasî partilerdir. Siyasî partilerin de seçimle gelip seçimle gitmesi demokratik kuraldır.
25.07.2008
E-Posta:
[email protected]
|