"Gerçekten" haber verir 26 Temmuz 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Mustafa ÖZCAN

100 yıl geciken düzen



İTTİHATÇILAR yıktıkları Hamidi düzenin enkazı altında kalmışlardır. Bunu fark ettiklerinde ise iş işten geçmiştir. II. Abdülhamid’in rüyayı hayali İttihadı İslâm’a dayanarak Osmanlı İmparatorluğunu ayakta tutmak ve güçlendirmekti. Fakat buna rejimin yapısı ve yöntemi müsait değildi. İttihatçılar miadı dolmuş arabayı hız yarışına soktular. Sonuç, Eskişehir istikametinde raydan çıkan hızlandırılmış tren gibi oldu.

İttihatçılar sonunda yıktıkları II. Abdülhamid Han’ın projesine sahip çıktılar. Ama onların da siyasî pozitivist ideolojileri müsait değildi. Dolayısıyla yapmak isterken yıktılar. Kaş yapayım derken göz çıkardılar. İttihatçıların ittihadı İslâm politikasını nasıl sürdürmek istediklerini Yağmur Atsız ‘Uğursuz bir yıl dönümü’ yazısında gayet veciz bir şekilde özetliyor. İbret nazarlarınıza arz ediyorum: “İttihadcılar birkaç ay içinde Osmanlı Mülkü’nü bir îdamlar, sürgünler ve suikasdlar kabushanesine çevirmişler, üstelik iktidara gelmek uğruna daha önce işbirliği etdikleri Balkan komitacıları ve Ermeni Daşnaksütyun militanlarından kendilerine bir hayır gelmeyeceğini de bermûtad çok geç fark etmişlerdir. Kaldı ki iç politika bakımından pek çok hataları ve paranoyaları bulunan Sultan II. Abdülhamîd, buna rağmen bir dış politika dehası olduğu için devleti bu şekilde yaşatmanın artık mümkin olmadığını görerek bir yandan yoğun bir eğitim ve ekonomi seferberliğine girişirken bir yandan da ‘Kabîle Mektebleri’ adı verilen okullarda Arab vilayetlerinden getirtdiği çocukları eğitiyor ve onları bu vilayetlerin müstakbel yöneticileri olarak hazırlıyordu. Niyeti, İngilizlerin kendi imparatorluklarında 35/40 yıl sonra yapdığını Türkiye için daha o zamandan gerçekleştirmek ve bir tür ‘Osmanlı Milletler Camiası’ kurmakdı…”

***

Osmanlı Milletler Camiası aslında, İngiliz Milletler Topluluğu/Commonwealth’in erken bir irhasatıdır. Ona öncülük ve takaddüm etmiş bir projedir. Fakat İttihatçılar, ideoloji ve yöntemleri yanlış olduğundan birleştirmek isterken parçaladılar. Bunun farkına bile varamadan hem vatandan hem de hayattan cüda oldular. Bununla birlikte, 100 yıllık İttihatçıların projesi hâlâ hayata geçirilmeyi bekliyor. Ölmüş değil tam 100 yıl gecikmiş bir proje. Aslında onlar erken öten horoz misaliydiler, boğazlandılar ve şimdi ise vakti merhun doldu ve vakit kemale erdi ve erişti. Gerçekleşme vakti gelip çattı. Neden? Osmanlı’nın bıraktığı yerden İngilizler bölgeye yeni bir düzen ve nizamat vermek istediler. Olmadı. Önce laik temeller üzerine Arap Birliği teşkilâtını kurdurdular o da tutmadı. Sonra yerlerini Amerikalılar aldı. Amerikalılar da Araplar karşısında sürekli Yahudileri desteklediklerinden dolayı hakem rolü oynayamadıkları için hakim olamadılar. Murat Yeşiltaş’ın belirttiği gibi, yeni düzenler daima savaşlardan sonra kurulmuştur. Ve Birinci Dünya Savaşı sonrasında Churchill düzeni kurulmuştur ve hâlâ da enkaz halinde yaşamaya devam ediyor. Baba Bush, tam da Soğuk Savaş’tan çıkıldığı ortamda Irak’ı Kuveyt’ten attı ve Yeni Dünya Düzeni adıyla yeni bir düzen kurmak istedi. Bu Soğuk Savaş’ın ve Irak’ın Kuveyt’ten atılmasının üzerine oturtulacak ve kurulacak bir düzendi. Belki amaç, Churchill düzenini yenilemekti ama talih yaver gitmedi ve beceremediler. Ardından 8 yıl sonra oğul Bush geldi ama onun da aklı bir karış havadaydı. Bol keseden rejimler ve düzenler vadetti ama hiçbirini gerçekleştiremedi. Aksine dünyayı felâketlerden felâketlere sürükledi. 11 Eylül rejiminde Afganistan ve Irak’a saldırdı ve ardından BOP adıyla yeni bir düzen kurmak istedi. Nefesi ve gücü yetmedi. Zira, sıra İslâm dünyasının 100 yıl geciken düzenine gelmişti. Bush tahripkârlığıyla bunun önünü açıyordu. Bushlar, düzen, güven ve istikrarı sağlayamadılar. Ve sıra Müslümanların yeniden iç düzenlerini tamir etmeye geldi. 200 yıldan beri içinde debelendikleri fetretten çıkmalarının vakti gelmişti.

***

Bediüzzaman Münâzarât adlı eserinde İkinci Meşrûtiyet rejiminin sıfır noktasında (100 yıl önce, yani 1908 yılında) kabile şeflerine nutkunda yüz yıldır bozulan düzenin ancak 100 yılda tamir olacağını söyler ki bu bizi, 200 yıllık fetret gerçeğine götürür. Araya girmektense sizleri kendi satırlarıyla baş başa bırakayım:

“Suâl: “Neden böyle bulanıktır, sâfî olmuyor?”

Cevap: Yüz seneden beri harâba yüz tutan birşey, birden yapılamaz. Size bir misâl söyleyeceğim. Bir bulagbaşı, çok zaman taaffün ve tesemmüm etmiş, içine çok pislik düşmüş, sonra da onu tasfiye için o pislikleri içinden çıkarılırsa ve bir havuz gibi yapılırsa, acaba pınarın suyu bir zaman bulanık olarak gelmeyecek mi? Fakat merak etmeyiniz; âkıbet berrak olacaktır.

Suâl: “Tarif ettiğin meşrûtiyetin ne miktarı bize gelmiş ve niçin bütün gelmiyor?”

Cevap: Ancak on kısımdan bir kısmı size gelebilmiş. Zîrâ sizin şu vahşetengiz, cehâletperver, husumetefzâ olan sarp dağ ve derelerinizdeki vahşet ayılarından, cehâlet ejderhasından, husûmet kurtlarından bîçare meşrûtiyet korkar, kolaylıkla gelmeye cesâret edemez. Eğer siz tenbel kalıp da onun yolunu yapmazsanız, tenbellik etseniz, yüz sene sonra tamamen cemâlini göreceksiniz. Zîrâ sizinle İstanbul arasındaki mesâfe bir aylıktır; fakat sizinle ehli meşrûtiyet arasındaki mesâfe bin aydan fazladır. Zîrâ eski zamanın adamlarına benzersiniz. O nâzik meşrûtiyet, İstanbul havâlisindeki yılanlardan kurtulsa, şu uzun mesâfeden geçmekle, cehâlet gibi müthiş bataklığı, fakr gibi mütevahhiş kıraçları, husûmet gibi gâyet keyşer dağları katetmekle beraber, eşkiyaya rast geçecektir…”

26.07.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (25.07.2008) - 23 Temmuz’un sırrı

  (24.07.2008) - Ulusalcılarla liberaller arasında İslamcılık

  (23.07.2008) - Cehennemden gelen adam

  (21.07.2008) - ‘Mistik ve populist’

  (20.07.2008) - İran’ın bu acelesi ne?

  (19.07.2008) - “Arapların bir Atatürk’e ihtiyacı var mı?”

  (18.07.2008) - Çakalların günü

  (17.07.2008) - Travma ve coşku

  (16.07.2008) - Fetretten çıkış

  (15.07.2008) - CHP’nin rölünü çalan parti

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır