HZ. NUH'UN gemisi tufanda inananların içerisine girip sahil-i selâmete ulaştığı bir gemiydi. Her devirde peygamberlerin gemilerine binen, yani onların yolundan gidenler kurtulagelmişlerdir. Bunun dışındaki yollar tehlikeli ve felâketlerle dolu yollardır.
Asrımızda da kurtuluş için Hz. Nuh’un gemisine binmek, yani hayatımızı iman ve Kur’ân çerçevesinde şekillendirmek gerekiyor.
Hz. Nuh’un gemisinde görev yapan tayfalara da büyük görevler düşüyor. Onlar yolculardan farklı olmak zorundadırlar. Uymaları gereken bir kısım kurallar vardır. Yolcular gibi rahatlarını düşünemezler.
Talebelerinin insan-ı kâmil ismine lâyık bir şahs-ı mânevînin âzâları ve ebedî saadeti netice veren bir fabrikanın çarkları hükmünde ve ümmet-i Muhammediyeyi (a.s.m.) sahil-i selâmet olan Dârü’s-Selâma çıkaran Rabbanî bir gemide çalışan hademeler olduğunu söyleyen Bediüzzaman Hazretleri uyulması gereken bu vazgeçilmez kuralları nazara verirken birlik, bütünlük ve dayanışma içerisinde olmak gerektiğinin üstüne basar, bunu örneklerle anlatır. Dört fertten bin yüz on bir kuvve-i mâneviyeyi temin eden sırr-ı ihlâsı kazanmak ile tesanüd ve hakikî ittihada muhtaç olduklarını söyler ve şöyle der: “Evet, üç elif ittihad etmezse, üç kıymeti var. Sırr-ı adediyet ile ittihad etse, yüz on bir kıymet alır. Dört kere dört ayrı ayrı olsa, on altı kıymeti var. Eğer sırr-ı uhuvvet ve ittihad-ı maksat ve ittifak-ı vazife ile tevafuk edip bir çizgi üstünde omuz omuza verseler, o vakit dört bin dört yüz kırk dört kuvvetinde ve kıymetinde olduğu gibi, hakikî sırr-ı ihlâs ile, on altı fedâkâr kardeşlerin kıymet ve kuvve-i mâneviyesi dört binden geçtiğine, pek çok vukuât-ı tarihiye şehadet ediyor.”1
Kardeşler arasında birlik ve beraberlik bu kadar önemlidir. Bu kaybolduğunda mânevî hayatın da sona ereceğini belirten Bediüzzaman Hazretleri, “İhtilâfa düşmeyin; sonra cesaretiniz kırılır, kuvvetiniz de elden gider”2 âyetinde de işaret edildiği gibi tesanüd bozulduğunda cemaatin de tadının kaçacağını söyler ve yukardaki mânâyı teyid eder tarzda üç elif örneğini verir. Üç elif ayrı ayrı yazılsa, üç kıymetindedir. Yan yana gelip omuz omuza verdiklerinde ise yüz on bir kıymetinde olurlar. Bunun gibi Hakka hizmeti esas alan üç dört kişi işbölümü yapmaksızın ayrı ayrı hareket etseler üç dört adam kıymet ve kuvvetinde olurlar. Eğer hakikî bir kardeşlikle, birbirinin faziletleriyle iftihar edecek bir tesanüdle, birbirinin aynı olacak derecede tefânî sırrıyla hareket etseler, o dört adam dört yüz adam kıymet ve kuvvetini kazanırlar.3
Demek tesanüd içinde olmak bir kısım fedakârlıkları da gerektiriyor.
DİPNOTLAR:
1. Lem’alar, s. 165.
2. Enfal Sûresi, 46.
3. Barla Lâhikası, s. 88.
28.07.2008
E-Posta:
[email protected]
|