“MUKABELE” sözcüğü; karşılık verme, karşılaştırma, yüzleşme ve karşı karşıya bulunma gibi anlamları ifade eder.
Bazen bize sunulan bir saygı ya da muhabbet ifadesinin karşılığı olarak “bilmukabele” deriz. Yani, “Bana gösterdiğin iltifatın aynısı ile karşılık veriyorum.” Hatta acele cevap vermemiz gereken uzun mesaj ve yazılara kısaca “bilmukabele” karşılığını verdiğimiz oluyor..
Ancak, arz etmeye çalıştığımız “mukabele” bunların ötesinde bir anlam ifade ediyor. Bu mukabele, çok ayrı ve özel bir mukabeledir. Her Ramazan-ı Şerif geldiğinde bu mukabele hatırlanır. Hz. Peygamber (asm) ile Hz. Cebrail (as) arasında gerçekleşen bu güzel âdet, mü’minlere ilham kaynağı olmuştur. Tıpkı bu iki hazret arasında icrâ edilen Kur’ân okuma ve tekrarlama âdeti gibi; mü’minler de asırlardır Ramazan-ı Şerifleri fırsat bilerek bulundukları mekânlara en yakın olan ehil okuyucuların meclislerine iştirak edip zayıf olan okuyuşlarını kuvvetlendirmeye çalışmaktadırlar.
Hatta–sadece–okuyuşu zayıf olanlar değil; serbest okuma kabiliyeti olanlar bile bu meclislere katılabilmektedirler. Bu meclisi, kimi zaman mahallemizin fedakâr imamı ya da müezzini organize eder; kimi zaman da, mahallinin kendisi ehil bir hafız bularak bu güzel geleneği sürdürür. Bazen de apartman sakinlerinin kendi mekânlarına dâvet ettikleri ehil okuyucular küçük çaplı Kur’ân sofralarının teşekkülüne vesile olur.
Mekân ve organize ne şekilde olursa olsun bütün bu faaliyetlerin birkaç maddede özetlenebilecek tek bir hedefi vardır:
1- Kur’ân-ı Kerim’in mânevî feyzinden yararlanmak. 2- Okuması zayıf olanların okuyuşlarını kuvvetlendirip serbest hale getirmek. 3- Teşekkül eden bu Kur’ân meclisleri sayesinde Kur’ân’ın mesajlarını anlamak ve yaşamak. 4- Ahirete intikal etmiş ve rahmete kavuşmuş dost, akraba ve yakınları bu mânevî sofralardan nasiplendirmek. 5- Ramazan vesilesiyle serbest hale getirilen okuyuşu Ramazan sonrasında da devam ettirmek. 6- Okunan Kur’ân’ı anlamaya gayret etmek. 7- Bu meclisler vesilesiyle bir araya gelen Müslümanların kaynaşma ve dayanışmasını sağlamak. 8- Bu kitlenin, ülke ve millet yararına olan hizmetlerde ittifakını sağlamak.
Bu liste elbette uzatılabilir. Ancak, şu kadarını söyleyelim ki:
Okumamızı kuvvetlendirmek için bu mukabelelere iştirak edelim. Katılmak isteyen aile fertlerimize imkân ve zemin hazırlayalım. Mukabelenin çok önemli olduğunu unutmayalım. Okuma esnasında tesbit ettiğimiz yanlışları tekrarlamamak için tedbir alalım. Mukabeleyi firesiz takip edelim. Okuyucu başı olan hocamıza saygıda kusur etmeyelim. Bu faaliyet vesilesiyle ilmin ve dinin izzet ve vakarını zedelemeyelim.
İşte, Yeni Asya, okuyucusunun bu ehemmiyetli faaliyetine çok güzel bir katkı sağlamak üzere tam da mevsiminde harika bir kampanaya başlatmış bulunmaktadır. Kur’ân-ı Kerim mevsiminde, cüzler halinde, okuyucusuna takdim ettiği bu güzel ve anlamlı hediye, gazetenin çıkış amacına da uygun bir vazife icra edecektir. Taşıma, istenilen yere ve mekâna rahat götürebilme özelliğinin yanı sıra okunuşu rahat bir bilgisayar hattına da sahip olması hatim setini daha da cazip hale getirmektedir.
Böylece, günlük cüz takip eden ve çalışan okuyucu, günlük cüzünü çantasının kenarına yerleştirerek rahatlıkla beraberinde götürebilir. Mukabele takip edecek olan okuyucu da cüzünü alıp rahatlıkla Kur’ân ziyafetine iştirak edebilir.
Bu rahat ve kolay okunur hat sayesinde okuması yavaş olan kardeşlerimiz okumalarını sür'atlendirme imkânı bulacaklar ve İnşallah bir daha “ağırlaştırmayacaklardır”.
Kur’ân-ı Kerim’i ağır-aksak okumak “gerçekten haber veren” bir gazetenin okuyucusuna “gerçekten” yakışmaz.
Bu çok önemli kampanyanın başarılı geçmesi dileğiyle.
26.08.2008
E-Posta:
[email protected]
|