ürkiye’nin yanıbaşında enerji kaynakları ve hatları üzerindeki Kafkasya’da Gürcistan ve Güney Osetya üzerinden ABD ve Rusya kavgasının akabinde İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinecat’ın “terörle ortak mücadele” ve “enerji işbirliği” için Türkiye’ye gelmesi, bölgenin barış ve geleceği için oldukça önemli.
Ne yazık ki 1996’dan bu yana İran’dan Türkiye’ye yapılan bu en üst düzey ziyaret, yine “Anıtkabir’e gidip gitmeme” tartışmaları arasında karartılmaya çalışıldı. Oysa Tahran, Başbakan ve Cumhurbaşkanı’nın bulunmadığı Ankara yerine Cumhurbaşkanı Gül’ün de bulunduğu İstanbul’u seçildiğini, önceden duyurmuştu.
Tartışmalarda dikkati çeken husus, İran’ın ABD’nin destek verdiği bölücü terör örgütünün İran kolu PEJAK ve PKK ile mücadele işbirliği başta olmak üzere, geçen yaz imzalanan “mutabakat zabtı” çerçevesinde iki ülkenin petrol ve gaz alanlarında işbirliğini geliştirmesiydi. İran gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacak bir boru hattının döşenmesi konusunda da mutabık kalınmasıydı. Bunun içindir ki İran Petrol Bakanı Gulam Hüseyin Nozari, heyette yer aldı…
ABD VE İSRAİL’İN PERVÂSIZLIĞI…
Ne var ki daha Ahmedinejat gelmeden, içteki “Anıtkabir anaforcuları”dan ve dıştan, özellikle ABD ve İsrail’in açık açık Türkiye’nin dış politikasına müdahâle anlamına gelen ve diplomatik sınırları aşan “engellemeler” yapıldı.
Washington “memnuniyetsizliğini” iletti. Haftalar öncesinden Telaviv, pervâsızca Ankara’nın dâvetiyle yapılan ziyaretin “talihsiz” olduğunu bildirdi. Türkiye’nin Müslüman bir ülke olarak İsrail’e verdiği onca desteğe rağmen…
Bilindiği gibi AKP hükûmetlerinin küresel çaptaki ABD ilişkileri, bölgesel bazda İsrail’le artan işbirliği ekseninde devam ediyor. 15 Temmuz 2004’te Türkiye ile İsrail arasında Ehud Olmert’le Ankara’da, tarımdan tohumculuğa, hayvancılıktan sulamaya, kimyadan enerjiye, telekomünikasyondan turizme, güvenlik ve çevre teknolojilerinden danışmanlığa kadar oldukça geniş alanda işbirliği ve ticaretin gelişmesi imzalandı.
Türkiye’nin GAP ve KOP’u (Konya Ovası Sulama Projesi), Tuz Gölü ve Orta Anadolu köylerini içine alan bu çok kapsamlı anlaşmayla kalmayan Erdoğan hükûmeti, 7 Mart 2007’de Kudüs’te imzaladığı “Türkiye-İsrail karma ekonomik komitesi III. dönem toplantısı mutâbakat zaptı”yla İsrail’le başlatılan ticarî ve ekonomik işbirliğinin kapsamını daha da geliştirdi. Ancak İsrail son demde bütün bunları hiçe saydı.
Yine, Türkiye’nin İsrail Cumhurbaşkanı Peres’in Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’la Annapolis öncesinde Ankara’da buluşturması ve ilk defa TBMM’de konuşturulması jesti de bir kalemde silindi.
İsrail Büyükelçi Goby Leby, Ankara’ya “protesto notası” verdi. Bu bağlamda Telaviv’deki Türk Büyükelçisi Namık Tan İsrail Dışişleri Bakanlığına çağrılarak “ikaz” edildi.
Tıpkı bir yandan Türkiye ile “askerî ve savunma işbirliği”ni en üst noktaya taşırken, Suriye’deki tesisleri bombalayan İsrail savaş uçaklarının yakıt tanklarını Türkiye topraklarına atmasının ardından, Türk Dışişlerinin “nota” vermek yerine salt “izâhat” istemesini bile kale almaması; “özür dilememesi” ve aylarca suskun kalması gibi …
Keza Başbakan’ın “ricâsı” üzerine Kudüs’e giden Türk heyetinin araştırmalarıyla, İsrail hükûmetinin Harem’üş Şerif civarında İslâm eserlerini tahrip eden kazıları durdurulmaması yönündeki Türk araştırma heyetinin raporunu, Olmet’in verdiği söze rağmen hiçe sayması;. aksine büyük bir pervâsızlıkla kazı ve yıkım çalışmalarına daha da hız verilmesi gibi…
MUTÂBAKATA VARILAN
“ENERJİ ANLAŞMASI”NIN AKIBETİ…
İsrail Haaretz gazetesine göre, “Türkiye yanlış yapıyor ve Yahudi soykırımını alenen inkâr eden bir lideri resmî bir ziyarette bulunmak üzere dâvet edip meşruluk kazandırmasından İsrail hayal kırıklığına uğramış…”
Ahmedinejat’ın “modern Türkiye’nin kurucusu Atatürk’e yönelik eleştirileri”, enteresandır Yahudi gazetesinin tepkisini çekmiş. Türkiye’yi caydırmak maksadıyla, “Türkiye İsrail’le dostsa Ahmedinejat Türkiye’ye ayak basmamalıymış” türü ilkellik kokan ırkçı ve “dostluğa yakışmayan” sözlü saldırılar günlerdir devam ediyor.
Ve en ilginci, “AKP hükûmetine uyarısı” üzerine, İran Cumhurbaşkanının gezisinin “resmî devlet ziyareti”nden “çalışma ziyareti”ne dönüştürüldüğü kulislerde konuşuluyor.
ABD ve İsrail’in iki ülke arasında imzalanması plânlanan “enerji işbirliği anlaşmasına sert çıktığı”, bu yüzden aylar öncesinde mutâbakata varılan iki ülke enerji konusunda bir anlaşma sağlanamadığı haberleri geliyor…
Kısacası, Türkiye’nin ortak inanç, tarih ve kültür bağları bulunan Müslüman komşusuyla vardığı ortak anlaşmaya “stratejik müttefiki” ABD ve İsrail’in gölgesi düşüyor. Bakalım, siyasî iktidar bu gölgeyi ne kadar izâle edebilecek?..
16.08.2008
E-Posta:
[email protected]
|