Etle ateş arasına 15 santimetre
ÇEVRE Orman Bakanlığı Stratejik Geliştirme Başkanlığı, Tarımsal Kalkınma Vakfı ve Konya Büyükşehir Belediyesi’nce ortaklaşa başlatılan AB destekli Gıda Tüketicisini Koruma ve Bilinçlendirme Projesi kapsamında, tüketicilerin bilgilendirilmesi için, Tarımsal Kalkınma Vakfı Konya Temsilciliği tarafından broşürler bastırıldı.
Broşürde, evde yemek hazırlarken yiyeceklerin sağlıklı olması için unutulmaması gereken 4 nokta bulunduğu, bunlar “temizlik, uygun pişirme, soğutma ve çapraz bulaşmaya dikkat etme” olduğu belirtiliyor.
Sağlığı bozan yemeklerin çoğunlukla, hazırlanması sırasında çok basit temizlik kurallarına uyulmamasından kaynaklandığı ifade edilen broşürde, yemeği hazırlamaya başlamadan önce ve iş bittikten sonra ellerin yıkanması gerektiği, yemek yapacak kişinin ellerdeki bıçak kesiklerini su geçirmez bantla kapatması, kurulama bezlerinin sıkça değiştirilmesi, eller ve servis tabaklarının ayrı bezlerle kurulanması gibi öneriler sıralanıyor. Uygun pişirme sayesinde ise gıda zehirlenmesine yol açan zararlı mikropların öldürüleceği vurgulanan broşürde, şu bilgilere yer veriliyor:
nEt ve et ürünleri, yumurta ve kanatlı etlerini iyice pişirmek önemlidir.
n Donmuş sığır eti, balık ve tavuk eti pişirilmeden önce tamamen çözdürülmelidir.
n Yemeklerin bir kez daha ısıtılması sırasında, gıdanın bütün kısımlarında sıcaklığın en az 70 dereceye ulaşması gerekmektedir.
n Yemeklerde kullanılan yağların fazla yakılması kanserojen maddelerin artmasına yol açar. Etlerin mangal, barbekü gibi doğrudan ateş üzerinde pişirilmesi de, üzerinde kanserojenlerin oluşmasına neden olabilir. Bu nedenle, ateş ile pişirilen etin arasında 15 santimetre kadar mesafe olmalıdır.
Mikropların üreme ve toksinlerin oluşmasını engellemek için, pişmiş yiyeceklerden arta kalanların çabucak soğutulup buzdolabına konması, yiyeceklerin pişirilmesiyle soğutulması arasında geçen zamanın 2 saatten daha fazla olmamasına dikkat edilmesi gerektiği belirtilen broşürde, çapraz bulaşmanın engellenmesi için ise çiğ yiyecekler ile pişmiş yiyecekler için ayrı kesme tahtaları veya yüzeylerinin kullanılmasının şart olduğu kaydediliyor.
|
14.08.2008
|
|
Koş, genç kal
ABD’de yapılan bir araştırma, düzenli olarak koşmanın yaşlanma sürecini yavaşlattığını ortaya koydu.
Stanford Üniversitesi Tıp Merkezi araştırma ekibi, düzenli koşan yaşlıların kanser gibi hastalıklar yüzünden erken ölme risklerinin yarı yarıya azaldığını ve bu kişilerin azalan fiziki sıkıntılarıyla daha mutlu bir yaşam sürdüğünü saptadı. Uzmanlar, yaşlı kişilerin düzenli egzersiz yapmalarının öneminin bu buluşla daha da güçlendiğini ifade etti.
Araştırmacılar, koşmanın yaşlılara faydalarını 20 yıldan fazla süren çalışmaları sonucunda saptadı. Koşmanın yalnızca kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümleri yavaşlatmadığını, kanser, sinir hastalıkları ve enfeksiyonlar gibi hastalıklardan erken ölümleri de azalttığını belirten araştırmacılar, koşmanın yaşlılarda eklem iltihabı ya da diz sorunlarına neden olduğuna dair kanıt bulunmadığına dikkati çekti.
Araştırmanın başından bu yana izlenen 50 yaş grubundaki deneklerden haftada ortalama 4 saat koşmalarının istendiğini belirten uzmanlar, 21 yıl sonra bu kişilerden koşma süresini 76 dakika civarına indirmeleri istendiği halde deneklerin düzenli egzersizin faydalarını görmeye devam ettiğini bildirdi.
|
14.08.2008
|
|
D vitamini ömre ömür katar
İSVEÇ’İN Gıda Maddelerini Denetleme Kurulu, vatandaşlara, uzun yaşamaları için D vitaminini tüketmeleri tavsiyesinde bulundu.
ABD ve İsveç’te yapılan son araştırmalar, D vitamini eksikliği olanların, bu vitamine yeterli derecede sahip kişilere göre daha az yaşadığını ortaya koydu.
Ölen 1806 kişinin verilerini inceleyen uzmanlar, D vitamini yönünden zengin yiyeceklerle beslenenlerin diğerlerine oranla daha uzun yaşama şansının yüzde 26 oranında arttığını belirledi. ABD’de yapılan araştırmaya benzer bir araştırmayı İsveç’te de yaptıklarını açıklayan Göteborg Sahlgrenska Üniversitesinden Prof. Dr. Dan Mellström, D vitamininin vücutta birçok organı olumlu etkilediğini belirtti. İsveç’in Gıda Maddelerini Denetleme Kurulu da araştırmaların sonuçlarına katıldığını açıklayarak, vatandaşlara, yazın güneş ışınlarından yararlanmaları, kışın ise bol bol balık tüketmeleri tavsiyesinde bulundu.
|
14.08.2008
|
|
Sık kilo alıp vermek vücudu çatlatıyor
VÜCUTTA oluşan çatlakların cildin aşırı gerilmesi sonucu derideki elastik dokunun kırılması ile oluştuğunu ifade eden Deri Hastalıkları Uzmanı Yusuf Özmen, buna sık kilo alıp vermenin neden olduğunu söyledi.
Her 3 kadından birinde görülen bu rahatsızlığın çeşitli etkenlerle cildin sağlığını kaybetmesi ve cilt dokusunun zayıf düşmesiyle ortaya çıktığını kaydetti.
Başlangıçta kırmızı ile mor arası bir renkte olan büyüklü, küçüklü çiziklerin zamanla deri renginden açık bir renge dönüştüğünü aktaran Özmen, şöyle konuştu: “En çok, karın, kalça, baldırlar ve göğüslerde görülen çatlakların oluşumuna önemli kilo değişimleri, hamilelik, obezite, hızlı büyüme, sık ağırlık kaldırma, kortizonlu ilaç kullanımı gibi durumlar neden oluyor. Cilt yapımız çatlakların oluşma olasılığında çok etkili, kimi ciltler diğerlerine göre daha dayanıksız olabiliyor. Örneğin, çok açık renkli ciltler çatlak oluşumuna daha yatkın.” Özmen çatlakların oluşum nedenlerini şöyle açıkladı: “Cilt, üst üste sıralanmış 3 katmandan oluşmakta; epidermis, derm ve hipoderm. Derm, gerçek bir yorganı andırıyor. İçerdiği lifler sayesinde, cildin temel çatısını oluşturuyor. Demet şeklindeki kolajen lifleri, cildin dayanıklılığını, diriliğini ve yapısal bütünlüğünü sağlıyor. Daha ince olan elastin lifleri, kolajen lifleriyle birlikte gerçek bir ağ oluşturuyor ve cildin elastikiyetinde önemli bir rol oynuyor. Eğer kolajen ağları düzensizleşir ve elastik lifler koparsa, cildi sıkılaştıran tüm yapı yıkılıyor ve cilt, yaraya benzer çizgili bir hal alıyor, çatlaklar oluşuyor.”
|
14.08.2008
|