eskiden evlenen her çiftin evinin duvarının yüksek bir yerinde süslü bir kaba yerleştirilmiş Mushaf asılır, ona olan saygı gösterilirdi. Bunun anlamı şuydu: Kur’ân, bir ruh gibi hayatın her ânını sarmakta. Öyleyse ondan uzak kalınamaz. Her an gözümüzün önünde olmalı, sık sık okumalı. Onunla hemhâl olmalıyız. Bizi ayakta tutan Rabbimizden uzak kalamayacağımız gibi bize ruh ve hayat bahşeden yüce kitabından da uzak kalamayız.
Şimdi de gençlerimiz Kur’ân’ı evlerinin duvarlarına astıkları gibi onunla o ölçüde irtibat hâlinde olabiliyorlar mı bilemiyorum. Evet, Kur’ân’ı saygı gereği duvara asmak önemli. Ama yeterli değil. Onu alıp okumak, hakikatlerini anlamaya çalışmak ve ona göre hayata yön vermek ondan çok daha önemli ve gerekli.
İslâm hayat dini. Kur’ân dinin temel kitabı, hayata yön ve şekil veren bir rehber.
İleride bazı hatalar işleyebileceğimizi hissetmiş olacak ki Allah Resûlü (asm), “Kur’ân’ı okuyunuz!” buyurduktan sonra, “Şu duvarlarda asılı olan Mushaflar sizi aldatmasın” uyarısında bulunuyor. Kur’ân’ı okumak, bir kısım sûrelerini ezberlemek, mânâsını anlamaya çalışmak, bunun için tefsirlerini okumak bize çok şeyler kazandırır. “Çünkü Allah, Kur’ân’la dolu bir kalbe azap vermez”1 buyurarak Kur’ân’la dolu olmak gerektiğine dikkat çekiyor. Kur’ân’la dolu olmak çok önemli. Her şeyden önce Kur’ân okuyan insan kime muhatap olduğunun bilincinde olmalıdır. Allah bizi adam yerine koyup, bize değer verip bizimle konuşmuş. Bu şeref yeter bize. On sekiz bin âlemin sahibi bize değer verip hitap ediyor. Bunun ne demek olduğunu bilen insan olan insan da, elbette Onun hitaplarının hazinesi olan Kur’ân’a eğilecek, onu okuyacak, yer yer ezberleyecek, Rabbinin ne buyurduğunu anlamaya çalışacak. Bunlar yapıldığında da paha biçilmez mükâfatlar, muazzam müjdeler var. Kâinatın Efendisi (asm) buyuruyorlar ki: “Her kim Kur’ân’ı okur, ezberine alır, helâlini helâl; haramını haram bilirse, Allah bundan dolayı onu Cennete koyar ve kendisini, ailesinden Cehennemlik olan on kişiye şefaatçi yapar.”2 Böylesine avantajları olan Kur’ân’dan uzak kalmak akıl kârı mı? İşte Kur’ân’la buluşma, dolu olmak bu! Her harfine on sevap verilen Kur’ân’dan nasıl uzak kalabilir insan? Yeni Asya’nın Ramazan’da promosyon olarak vermeyi düşündüğü cüz cüz Kur’ân’ın önemi işte burada! Kur’ân’la yine evlerimiz süslenecek, okudukça neşelenecek; kalbimizi, yeteneklerimizi, duygularımızı onunla doyuracak, şifayâb olacağız inşaallah.
Daha geniş kesimlere ulaşmak yolunda ne kadar gayret göstersek az. Şimdiden gayyur kardeşlerimizi tebrik ediyoruz.
Dipnotlar:
1- Darimî, Fezâilü’l-Kur’ân: 15.
2- Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân: 13.
05.07.2008
E-Posta:
[email protected]
|