Demokrasiyi özümsemiş, benimsemiş bir iktidar olmadan, hak ve hürriyetlerin kemaliyle işlediği bir ülke olmadan rahat edemeyiz!
Demokratik hak ve hürriyetlerimiz için iktidar olan, ancak muktedir olmayan AKP’yi eleştirmeden önce net olarak bir kere daha ortaya koyalım:
Hangi parti olursa olsun, şiddete, teröre, zorbalığa dayanmıyorsa; asla kapatılmamalı. Partileri millet iktidar yapar, millet alaşağı eder, millet yaşatır, millet kapatır!
Ne var ki, AKP’yi kapatmak isteyen çevreler; onu daha önce iktidara itenler, onu yere-göğe sığdıramayanlar ve AB’ye karşı olanlardır. AKP’yi kapatarak, AB yolunu tıkamak istemektedirler.
Şimdi gelelim milletin bir parçası, bir ferdi olarak AKP’ye bakış açımıza:
Bir sefer AKP zihniyeti demokratik bir mücadele ve kültürden gelmiyor. ANAP gibi, eyyamcı, fırsatçı bir zihniyettir. Ki, bunu sayın Erdoğan, “Özal’ın peşinden gitmek gerekir!” diyerek ifade etmişti. Hak ve hürriyetlerde başarılı olamamasının da sebebi budur. Ömrü boyunca iktidar olmak için çalıştı, çırpındı, mücadele verdi; demokrasi, hak ve hürriyetler için değil… 12 Eylül 1980 darbe-i münafıkanesinin mahsulü 82 Anayasası’nın kabul edilmesinde bu iktidardakilerin desteği vardır, payı vardır, alkışı vardır. Onun için başarılı olamıyor…
İkincisi: Bediüzzaman der ki: “Ben ekmeksiz yaşarım, ama hürriyetsiz yaşayamam!”
Buna göre;
* Ekonomik istikrar olmadan da yaşarım. Hatta, demokrasi, hak ve hürriyetler olmazsa, ekonomi ilerlemez, istikrar olmaz. Ne oldu şimdi!
* “Esnaf, Halk Bankası’ndan bir kuruş kredi alamıyordu, şimdi faizler yüksek, ama istediği kadar kredi alabiliyor.” Kredisiz yaşarız, ama hürriyetsiz kat’â!
* “Hayvancılığa büyük destek verdi.” Hayvansız yaşarız, ama demokrasisiz kellâ!
Şu halde: Birinci plana mânevî hayat, hak ve hürriyetler alınmalı; ekonomi değil!
YÖK’ü halledemeyeni neden tekrar iktidara taşıyalım ki!
* Enflasyonla yaşarım, ama demokrasisiz asla!
* TOKİ’nin evleri olmadan yaşarım, ama hürriyetsiz asla, başörtüsüz asla!
* Duble yol olmadan da yaşarım, ama YÖK ile asla yaşayamam!
* “Başörtüsü namus borcumuzdur, halledeceğiz!” deyip, sonra her şeyi yüzüne gözüne bulaştıranları neden iktidarda tutalım ki?
Başörtülüler üniversite imtihanlarına bile alınmadı!
Meslek okulu katsayısı meselesi halledilemedi.
Kur’ân kurslarına gitme problemi duruyor.
Ekonomik istikrara oy verildi, ayağımıza dolandı… İşte zamlar, işte binlerce esnaf kilit vurmuş, işte faizler yükselmiş, işte bankalar para ile para kazanıyor v.s.
Sanki mânâ âleminden bize bir ikaz yapıldı: Siz hak ve hürriyetlere değil, istikrara oy verirseniz…
Sıradan vatandaş kıstas olarak “ekonomiyi, ekmeği” baz alabilir. Bunun için AKP’ye oy verenleri saygıyla karşılarım; bu onların tercihi! Ama, maddî menfaat beklemeksizin hak ve hürriyetleri, demokratları, “millet, vatan ve Kur’ân hesabına” destekleme dersini, ihtiyat kuvveti olma ikazını Bediüzzaman’dan alanlar “hürriyetsiz nasıl yaşar!” Kaldı ki, asıl problem ekmek, ekonomi değil! Eğer gerçek hürriyet ve demokrasi olursa, ekmek de olur! Hem de gayet pişmiş ve tam gramajlı!
05.07.2008
E-Posta:
[email protected] [email protected]
|