Makul ve mantıklı olduğu kadar, gayet de meşhûr olmuş bir sözdür: "Koyun yavrusuna süt, kuş yavrusuna kay verir."
Kay, burada böcek ve haşere anlamında kullanılıyor.
Kuş, kanatlı olsun olmasın, yakaladığı haşereyi gagasıyla etkisiz hale getirip yavrusuna öyle yediriyor.
Yine de, bazı böcek türleri dikenli, yahut zehirli olduğundan, bunları yiyen kuş yavruları bazan ölebiliyor. Her ne ise...
Burada önemli olan husus, binlerce kuş türü başta olmak üzere, tavuk, sülün, keklik gibi bütün kanatlı havyanların temel gıda ve besin kaynağının böcek ve haşere taifesi olduğunun bilinmesi ve anlaşılmasıdır.
Kanatlı hayvanlar, uçsun uçmasın bütün böcek çeşitlerini yerler.
Kuşlar, üremeleri çok hızlı olan böceklerin bir kısmını havada yakaladıkları gibi, bir diğer kısmını da toprağı eşelemek suretiyle bulup yerler.
Kuşlar öldüğünde ise, bu kez onlar böceklere yem olurlar.
Bu iki tür ve iki taife, ekolojik nizam içinde harikulâde bir dengeyi sağlıyor.
Kuşlar, bir şekilde vurulduğunda, ya da telef edildiğinde, çekirge âfatı, böcek belâsı, yahut kene istilâsı meydan alır.
Tersine, çeşitli ilâçlama yöntemleriyle böcekler öldürülüp telef edildiğinde ise, bu kez bundan hem kuşlar, hem de insanlar büyük zarar görüyor.
Zira, böceği öldürecek kadar etkili olan bir ilâç, mutlaka insan ve sair canlıların da hücrelerine, dokularına zarar veriyor. Bundan da, ortaya çeşit çeşit hastalıklar çıkıyor.
* * *
Geçtiğimiz yıllarda, özellikle köy tavukları ve köyde yetiştirilen diğer kanatlı hayvanlara yönelik olarak ürpertici bir telefât hadisesi yaşandı.
Bundan maksat, tehlike arz eden kuş gribini önlemekti. Oysa, bu işin altında başka işler, başka maksatlar vardı.
Köy tavukçuluğunu bitirmek, köy yumurtasını piyasadan silmek isteyen bazı doymak bilmez vicdansızlar, bu tavuk itlâfını alabildiğine körüklemeye çalıştılar.
Peki, sonra ne oldu?
Olanı biteni, işte hep birlikte görüyor ve yaşıyoruz. Tavuk ve sair kanatlı hayvanların itlâf edildiği aynı alanları şimdi öldürücü kene türleri istilâ etti.
Zira, köy tavukları sabahtan akşama kadar etrafı dolaşarak ve toprağı eşeleyerek bulduğu kene türü böcekleri temizliyorlar. Bununla hem kendileri besleniyorlar, hem de insanlara mânidar bir hizmet sunuyorlar.
Ama, gelin görün ki, hikmet dolu bu fıtrî hizmetin farkında olmayan bazı gafil insanlar, öyle bir yanlışın içine düşüyorlar ki, hayatı kendilerine adeta zindan ediyorlar.
Son olarak, sitemkâr bir suâlimizi de hükümete ve resmî makamlara tevcih ediyoruz: Büyük masraflarla giriştiğiniz tavuk itlâfı gibi, böcek ilâçlamanın da artık hiçbir fayda vermediğini, aksine her yönüyle zarar verdiğini acaba ne zaman idrak edeceksiniz?
Tarihin yorumu = 21/22 Haziran
1940/41
Hitler, çok büyük oynadı
Beş–altı sene devam eden (1939–1945) II. Dünya Savaşının çok önemli ve bir o kadar da kritik geçen günleri, dönemleri var.
Meselâ, 1940 ve 1941 senelerinin 21 ve 22 Haziran günleri gibi... Şimdi, bu kritik zaman kesitlerine kısaca değinelim.
Hitler, Alman birliklerini 1940 senesinin Haziran ayı ortalarında Paris'e soktu. Peşpeşe indirdiği darbelerle Fransız kuvvetlerini çökertti. 21/22 Haziran günlerinde, Fransız hükümetini antlaşmaya zorladı. Aksi halde ülkenin tamamını işgale girişeceğini söyledi.
Fransa, Hitler'in teklifini kabul etti ve iki ülke arasında antlaşma sağlandı. Buna göre, Almanya Fransa'nın kuzey kısmı ile Atlas Okyanusu sâhillerini işgali altında, ülkenin üçte ikilik kısmını ise kontrolü altında tutacak.
Hitler, bu geçici Paris Zaferinin hemen ardından İngiltere'yi hedef aldı. İki ülke arasında şiddetli hava bombardımanı yaşandı. Ancak, karşılıklı büyük kayıplara rağmen, biri diğerine üstünlük sağlayamadı.
* * *
Bir sonraki sene, yani 1941 yılı 21/22 Haziran'ında ise, Adolf Hitler bu defa Sovyet Sosyalist Rusya'ya karşı çok şiddetli bir saldırı harekâtına girişti.
Maksadı, Rusya'yı tümüyle işgal etmek ve bu büyük ülkeyi Almanya'nın boyunduruğu altına almaktı. Alman panzer birlikleri, 22 Haziran günü adına "Barbarossa Harekâtı" denilen bir saldırı harekâtına başladı.
Kızıl Ordu, bütün gücüyle bu saldırıyı geri püskürtmeye çalıştıysa da, ciddî kayıplar vermekten kurtulamadı.
Rusya'ya yönelik Alman taarruzu, kış şartlarının iyiden iyiye ağırlaştığı Aralık ayına kadar devam etti. 5 Aralık 1941'de ise, hız keserek durma noktasına geldi.
Hitler, bu savaşta çok büyük oynadı. Ancak, sonunda mücadeleyi kaybetti ve bunalıma girerek hayatına son verdi.
21.06.2008
E-Posta:
[email protected]
|