Umut YAVUZ |
|
Savaşın getirisi kimin kasasına akıyor? |
Bilindiği üzere Irak’tan çekilme planları yapan Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama, aksi yönde Afganistan’a ek asker gönderme planları da yapmakta. Geçtiğimiz günlerde New York Times gazetesi de bu konuyu ele aldı. Gazetenin belirttiğine göre Afganistan’a bir Amerikan askeri göndermenin yıllık maliyeti ortalama bir milyon doları geçiyor. Evet tek bir asker için yıllık yapılan harcama 1 milyon dolar. Amerika Birleşik Devletleri’nin şu anda hali hazırda Amerika’da 68 bin askeri bulunuyor. Yeni planlara göre ise bu sene on binlerce daha asker gönderilmesi gündemde. Bazı çevrelere göre ABD’nin Afganistan bataklığına göndermeyi düşündüğü ek asker sayısı 40 bini bulabilir. Bu da nerden bakılsa ABD bütçesine yıllık 40-50 milyar dolarlık ek bir maliyet anlamına geliyor. Bu türden bir kararın ABD’nin 2010 askerî bütçesinin 734 milyar dolar gibi çılgın bir rakama yükseltilmesine yol açacağı belirtiliyor. ABD’nin halihazırdaki bütçe açığının 1,4 trilyon dolar olduğu bir ortamda bu türden bir ekstra harcamanın ne anlama geleceğini tahmin etmek için uzman ekonomist olmaya gerek yok. Elbette ki bütçeyi denkleştirmek adına bir cinayet olacaktır bu. Peki ekonomik krizin bütün insanlığın belini büktüğü böylesi bir dönemde Amerika hangi güce dayanarak Afganistan’da zaten iyice içine batmış olduğu bataklığa daha bir istek ve hevesle dalmaya çalışıyor dersiniz? Bakınız, Irak işgalinin maliyetinin geçtiğimiz senelerde 3 trilyon dolara ulaştığı hesaplanıyordu. Bu ise ABD’nin bugünkü bütçe açığının iki katından fazla… Şimdi de Afganistan’da bütçeyi iyice zora sokacak bu türden bir kararı almanın arkasında elbette cesaretten öte bir saik aramak gerekiyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde kimilerine göre 30 milyon kimilerine göre ise 50 milyon insanın aç olduğu, milyonlarcasının da “homeless” dediğimiz evsizler zümresinden olduğu biliniyor. Son olarak da ABD’nin dünyanın en büyük silâh ihracatçısı olduğunu düşünelim. Bütün bu bilgi parçalarını masanın üstüne koyup düşünmeye başladığımız zaman dehşet verici bir tablo karşımıza çıkacaktır. Vahşi kapitalizmin en acımasız ilkeleriyle yönetilen ABD gibi süper güçlü devletleri asla ve asla boş harcamalar ve kâr getirmeyecek yatırımlar yapmaya sevk edemezsiniz. Mutlak surette ortaya koyulan ve göze alınan maliyetin bir getirisi ve kârı mevcuttur. Peki madem ABD bütçesi sürekli olarak açık veriyor ve madem her 10 ABD’liden birisinin açlıktan nefesi kokuyor, o halde bu savaşların ve işgallerin getirisi ve kârı nedir ve kimlere gitmektedir? Evet bu gayet açıktır ki, ABD’yi derin ve sinsi bir şekilde yöneten dünya devi karanlık şirketler ve onların karanlık prensleri kendi emellerini yerine getirmek ve kârlılıklarını arttırmak amacıyla bu iğrenç planları devreye sokmaktadırlar. Yapılan her savaş ve masumların kan ve gözyaşının dökülen her damlası esasında bu zalim ve gaddarların kasalarına akan dolarların işaretçisidir. İşte bu kirli savaşın ABD bütçesine getirdiği maliyetin faturası, vergisini düzgün bir şekilde ve/veya millî gelirden hak ettiği payı alamayan masum Amerikan vatandaşlarının sırtına acımasızca yüklenmektedir. Terörle savaş aldatmacası ve yapay tehlike senaryoları üretilerek korkutulan ve sindirilen Amerikan seçmeni, deniz aşırı yerlerde verilen bu savaşın esasında kendi savaşları olmadığından ve aslında kandırılan ve sömürülen ve gelecekleri karartılan kişilerin, yani bir nev'î “savaşılanların” kendileri olduğundan bihaberler. Birazcık bu hususta intibaha gelerek Demokratları iktidar yaptılar. Ama bu bile perde arkasında kirli emellerini dünyaya dayatan o açgözlü devleri sindirmeye yetmedi, yetemedi. Şimdi ise ABD umarsızca harcayıp faturasını vatandaşına kesmeye devam ederken, hem işgal edilen topraklardaki masumların kan ve gözyaşları hem de masum ve kandırılmış ABD vatandaşlarının acı ve gözyaşları birbirine karışarak göğe yükselmektedir. Elbette bu feryadlar boşa çıkmayacak ve dünyanın kanını emen Firavun ve Nemrutların saltanatı bir gün sona erecektir. 19.11.2009 E-Posta: [email protected] |