Mehmet KARA |
|
Engel kalksın, söz de kalmasın... |
“Yasak kalktı” yazmak isterdik… Bahsettiğimiz yasağın kalkacağı konuya gelirsek… 28 Şubat sürecinde Anasol-M hükümeti tarafından Kur’ân kurslarına yaş sınırlaması getirilmiş ve 5. sınıfı bitirmeyenlerin (yani 12 yaşını doldurmayanların) bu kurslara katılması yasaklanmıştı. Aynı sınırlama yaz-kış devam edilen Kur’ân kurslarına ise ancak 8. sınıftan sonra gidilebiliyordu. Bu yaştaki çocuklar bale, müzik, jimnastik eğitimi alabiliyor, fakat Kur’ân eğitimi alamıyorlardı. Bu durum yıllardır kanayan bir yara olmaya devam ediyor. Diyanet’ten sorumlu Devlet Bakanı Faruk Çelik, Anadolu ajansına yaptığı açıklamada Kur’ân kurslarındaki yaş sınırlamasını kaldırmayı plânladıklarını açıklaması dahi heyecanla karşılandı. Konuyla ilgili sivil toplum kuruluşları ardı ardına yaptıkları açıklamalar da geç de olsa bu yasaktan vazgeçilmesini memnuniyetle karşıladıklarını açıkladılar. Yasağı kaldıracak bir kanun tasarısı hazırlıkları içinde olduklarını söyleyen Bakan, değişikliğin ne zaman yapılacağını ise açıklamadı. Yeni düzenlemenin Anayasa’nın 24. maddesini esas alınacağını, çocukların ailelerinin izni çerçevesinde kurslara devam edeceğini de söyleyen bakan, 10 yılı aşkındır devam eden yasağın kaldırılmasının milletin de beklentisi olduğunu kabul ediyor. Düzenlemenin iki aylık yaz tatili süresince çocukların, Kur’ân öğretimini talep etmeleri halinde camiyle ilgili yere gönderilmesi, yine devletin bir görevlisinin nezaretinde bu eğitimi almaları şeklinde olacağını söylüyor. “Bu konudaki kısıtlamanın doğru olmadığı inancındayız” diyor bakan. Doğruda söylüyor. Yedi sene gibi uzunca bir süredir tek başına iktidarda olmalarına rağmen değişiklik yeni gündeme getirilmiş olsa da “zararın neresinden dönülse kârdır” mantığı ile tebrik etmek gerekir. * * * Bu konuyu ilk günden beri gündemde tutan, bu “anlamsız yasağı”n kalkması için girişimlerde bulunan Diyanet-Sen Genel Başkanı Ahmet Yıldız’ın da işaret ettiği gibi kişilerin inandığı dinin vecibelerini yerine getirebilmesi, ibadet hayatını düzenleyebilmesi, ahlâkî erdemlerini davranışlarına yansıtabilmesi, kısaca dinî yaşayabilmesi için onu aslî şekliyle öğrenmesi din ve vicdan özgürlüğünün de gereği. Bakan’ın açıklamasından sonra görüşlerini aldığımız Yıldız haklı olarak şunu soruyor “Kur’ân’ı öğrenme ve anlama imkânı bulamazsak ondan nasıl istifade edebiliriz?” Yıldız, Kur’ân öğrenmeye gelen 12 yaşından küçük öğrencileri geri çevirmek zorunda kalan din görevlilerinin yıllardır kanun ile vicdanı arasında kaldıklarını da söylüyor ve “Öğretse kanunen suçlu duruma düşüyor, öğretmese dinî görevlerini yerine getirmemiş oluyordu” diye yanlışlığa dikkat çekiyor. Değişiklik yapılabilirse, bir haksız giderilecek, bir yanlıştan dönülmüş olacak. Çünkü, Kur’ân-ı Kerîm okumayı bilenlerin birçoğu Kur’ân okumayı yaz Kur’ân kurslarında öğrenmişlerdir. Bu zamana kadar çocukların din görevlilerine, camilere, Kur’ân ve din eğitimine bakışlarını etkileyen ilk mekânlar yaz Kur’ân kursları olmuştur. Ancak 28 Şubat döneminde görev yapan hükümet getirdiği sınırlama ile çocuklar camilerin kapılarından çevrilmiş, “Şimdi git 5. sınıfı bitirince gel” denilmişti. Geçtiğimiz yaz aylarında da bu sınırlama devam etmişti. Halbuki, hiç değilse Meclis tatile girmeden önce bu sınırlama bir kanun değişikliği ile halledilebilirdi. Ama olmadı. Yıllardır devam eden sınırlama ve yasak, bu sene de sürdü. Meclis tatilde olduğu dönemde, Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Kanunuyla ilgili değişiklik teklifinin yeni yasama yılı açılışıyla birlikte TBMM’de görüşüleceği belirtilmişti. Bu konuda bazı dernekler imza kampanyaları düzenlemiş, böylece demokratik tepkilerini dile getireceklerini açıklamıştı. Şimdi bakan, bir hazırlık içinde olduklarını söylüyor. Neticesi ne olur, ne zaman yanlıştan dönülür bekleyip göreceğiz. * * * Bu arada Danıştay İdari Dâvâ Daireleri Kurulu, baktığı bir dâvâda, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’a, 1999 yılında eklenen ek madde 3’ün birinci fıkrasının üçüncü tümcesi ile ikinci fıkrasının Anayasa`ya aykırı olduğunu ileri sürerek, Anayasa Mahkemesine başvurmuştu. Dün Anayasa Mahkemesi, “ilköğretimin 5. sınıfı bitirenler için tatil döneminde yaz Kur’ân kursları açılabileceğini öngören kanun hükmünün iptal istemi”ni, esastan görüşmeye başladı. Gerekçe ise malûm; laiklik… Yazıyı yazdığımız saatlerde Yüksek Mahkeme konuyu görüşmeye başlamamıştı. İlk görüşmede, kanunun iptali ve yürürlüklerinin durdurulmasıyla ilgili bir karar çıkar mı, bilemiyoruz. Ancak millet artık bu anlamsız yasağın kalkmasını istiyor. Çalışmaların da söz de kalmayıp bir an önce kanun tasarısının kabul edilerek uygulamaya geçmesini bekliyor. Hiç değilse önümüzdeki sene… 09.10.2009 E-Posta: [email protected] |