Mehmet KARA |
|
Müjdelenen açılım |
Rusya Dışişleri Bakanlığı, Rusya Müftülüğü, Moskova Belediyesi ve İslâm Konferansı Teşkilâtı ile birlikte düzenlediği “Rusya ile İslâm Dünyası: İstikrar İçin Ortaklık” adlı konferansı Bediüzzaman’ın müjdelerini ortaya koyması açısından son derece önemliydi. Gelişmeler Bediüzzaman’ı haklı çıkarırken, Rusya’nın dinsiz kalamayacağını göstermesi bakımından da dikkat çekiyor. Binden fazla kişinin katıldığı ve Bediüzzaman’ın talebelerinden Mustafa Sungur Ağabeyin de hazır bulunduğu konferansta ortaya konulan düşünceler, Bediüzzaman’ın yıllar önce söylediklerini müjdeliyordu. Moskova Belediye Başkanı Yuri Lujkov’ın Moskova’da bulunan “Merkez Camii”nin arsasının verilişini anlatırken söylediği, “Bu bölgenin camiye verilmesine ön ayak oldum. İnsanların sokakta ibadetlerini yerine getirdiğine şahit oldum. Bu araziyi camiye kazandırdık. Ben de cihad yaptım” sözü ile Liberal Demokrat Parti Başkanı Vladimir Jirinovski konuşmasına besmele ile başlaması “dinsiz” kalınamayacağını göstermesi açısından çok önemliydi. Gelişmeler, Rusya Başbakanı Vladimir Putin, “İslam barış dinidir” ve “Biz İslâm ve Müslüman dendiğinde Kur’ân’ı anlamak zorundayız ve ben böyle anlıyorum” sözleriyle İslâm dinine olan sıcak yaklaşımını açıkça göstermişti. Gerek devlet başkanı, gerekse başbakan düzeyinde Rus yetkililerin Müslümanların dinî bayramlarındaki açıklama ve ziyaretleri Bediüzzaman’ın müjdesini haklı çıkarıyor. Bediüzzaman, komünizmin en hararetli olduğu dönemde bu müjdeyi şöyle vermişti: “İki dehşetli Harb-i Umumînin neticesinde beşerde hasıl olan bir intibah-ı kavî ve beşerin tam uyanması cihetiyle, kat’iyen dinsiz bir millet yaşamaz. Rus da dinsiz kalamaz. Geri dönüp Hıristiyan da olamaz. Olsa olsa, küfr-ü mutlakı kıran ve hak ve hakikate dayanan ve hüccet ve delile istinad eden ve aklı ve kalbi ikna eden Kur’ân ile bir musalâha (barış, uzlaşma) veya tâbi olabilir. O vakit dört yüz milyon ehl-i Kur’ân’a kılıç çekemez…” (Emirdağ Lâhikası, yeni tanzim s. 606) Müjdenin “müsalâha” kısmı gerçekleşti. Sıra ikinci kısmı olan İslâm’a tâbi olmalarında. İnşaallah bu da olacaktır. * * * Rusya’daki bu gelişmeler Haziran ayında yaptığım bir röportajı hatırlattı. Rusya’nın Dağıstan Cumhuriyeti’nde dinî toplantı yapıldığı belirtilen bir eve düzenlenen operasyonda aralarında Dr. Ali İhsan Erdemir adında bir Türk vatandaşının da bulunduğu 17 kişi gözaltına alınmış, sonrasında mahkeme hatadan dönerek gözaltındakileri serbest bırakmıştı. Erdemir, Türkiye’ye geldiğinde kendisi ile röportaj yapmış, röportaj gazetemizde 8-9 Haziran 2009 tarihinde yayınlanmıştı. 1991 yılından beridir değişik tarihlerde Rusya ve Türkî cumhuriyetlere gidip gelen Erdemir, gittiği bölgelerdeki Risâle-i Nur hizmetlerini anlatmıştı, Bediüzzaman’ın işâret ettiği müjdeleri bizlere aktarmıştı. Erdemir röportajında şöyle demişti: “Şu anda gördüğümüz kadarıyla Rus milleti bir arayış içinde. Onun için Risâle-i Nur’u bulur bulmaz hemen sarılıyorlar. İslâmîyeti bulduklarında da çok titiz biçimde yaşıyorlar. Oradaki insanlar hakikatlere gerçekten susamışlar. Risâle-i Nur öyle izah ve ispat ediyor ki, kim okursa okusun itiraz etmiyor. Rusya’da bunu gördük. İslâmiyet çığ gibi genişliyor. Camiler tıklım tıklım doluyor. Bir zamanlar beğenmedikleri Müslümanlar şimdi orada numune oluyorlar. İnsanların bu zamanda Bediüzzaman’ın dediği gibi maddî cihada değil, mânevî cihada ihtiyacı var.” Erdemir Rusya hizmetleri deyince Bediüzzaman akıllara geldiğini söylemiş ve “Çünkü, Rusya’ya ilk giden Risâle-i Nur Talebesi Bediüzzaman’dır. Kader-i İlâhî Bediüzzaman’ı sevk etmiş, 1915 yılında Ruslara esir düşmüş. Orada 2.5 sene Kosturma’da esir kalmıştır” demişti. 23. Söz’ü okuyan bir Rus’ın “Rusların hâlet-i ruhiyesini bilmeyen bir insan bu kitabı yazamaz. Bu zât Rusları biliyor” dediğini aktarmıştı. Ve demişti ki, “Şu anda İslâmiyetin en hızlı geliştiği ülke Rusya’dır. Çünkü insanlar İslâm’a çok susamış. Diğer taraftan orada çok Müslüman vardır. Müslümanlar yeniden dinlerine sarılınca diğer insanlara da numune oluyorlar.” Son gelişmelere bakıldığında da bu susamışlığın ortaya çıktığını görüyoruz. Erdemir röportajda daha birçok müjdeler vermişti. (http://www.yeniasya.com.tr/2009/06/08/lahika/default.htm) internet adresimizde bu röportajın tamamını okuyabilirsiniz. * * * Rusya gibi birçok ülke Bediüzzaman’ın görüşlerinin “değer ve kıymetini” çok iyi anladı, anlıyor. Bütün bu güzel gelişmelere bakıldığında, “açılım” yapma iddiasında olanların da bu “kıymeti ve değeri” anlayıp bu açılımlarda onun fikirlerini dikkate almalarının gerekliliğini ortaya koyuyor. 04.10.2009 E-Posta: [email protected] |