Cevher İLHAN |
|
AKP iktidarının İsrail tezadı… |
Başbakan Erdoğan’ın Amerika’da birbirini nakzeden sözleri, “Irak işgalle bir milyondan fazla insanın katledildiğini ve koskoca bir medeniyetin çöktüğünü” belirtmesine rağmen ABD ile ilişkileri derinleştirme çelişkisiyle kalmamakta… Bir yandan Amerika’nın Irak’ı işgalinin bir netice vermediğini ve Ortadoğu’yu daha da kaos ve kargaşaya sürüklediğini nazara veren Erdoğan’ın, diğer yandan ABD’den alınacak milyar dolarlık tartışmalı Patroit füzeleri ile İsrail ihâlelerinde ısrarı, bu tezatların başında gelmekte. Keza Erdoğan’ın, “barışçıl amaçlı uranyum zenginleştirmesi”nden ve “nükleer enerji üretimi”nden dolayı Obama’nın ve İsrailli yetkililerin İran’a “askerî müdahâle”den bahsetmesini haksız bulup bölge barışını bütünüyle bozacağını uyarmasına karşı, AKP hükûmetinin İsrail’le ilişkileri yoğunlaştırması, bir diğer çelişkiyi oluşturmakta. Batılı istihbarat uzmanlarına göre, Amerikan eski yönetimini İran’a askerî saldırıya ikna edemeyen İsrail, bu ülke ile örtülü bir savaşa koyulmuş. Geniş çaplı casusluk faaliyetleriyle İranlı bilim insanlarına suikastlar, sabotaj teknikleri, paravan şirketlerle savaşı sürdürmekte… Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) Başkanı Muhammed El Baradey’in defalarca İran’ın nükleer enerji üretiminin barışçı olduğunu deklâre etmesine rağmen, Tel Aviv’in tahrikiyle Washington, İran’a yaptırım ve hatta saldırıyı dünyanın gündemine getirmekte. (Radikal, 18.2.2009)
İSRAİL’LE İLİŞKİLER TAM GAZ… Kısacası “Nükleer Silâhların yayılmasını Önleme Anlaşması”nı (NPT) imzalamayan İsrail, ABD’nin desteğiyle İran’a sürekli tehditler savurmakta. Bundandır ki Erdoğan, New York’ta, “Ortadoğu’da nükleer silâhı olan ülke var, örneğin İsrail. Kaldı ki Gazze’de fosfor bombaları kullanıldı. Bu ne? Kitle imhâ silâhı. Bunlar hiç masaya gelmiyor; yatıyoruz, kalkıyoruz, İran…” tepkisini dile getirmekte. Ne var ki tıpkı Davos’taki “one minute” çıkışından sonra İsrail’le işbirliği ve silâh alımı ihâlelerine hız verilmekte, ilişkiler geliştirilmekte… Aslında AKP iktidarının İsrail’le işbirliği karnesi olukça kabarık. Son yedi yıldır Türkiye İsrail’e tank ve silâh ihâleleri verdi, helikopter ve uçak satın aldı. İsrail Başbakanı Olmert’in Gazze saldırısı öncesi son Ankara’ya gelişinde siyasî, ekonomik ve enerji alanlarında daha ilerletilen “işbirliği projeleri” listesine yeni yeni silâh ihâleleri eklendi. M-60 tank modernizasyonu ihâlesi bu süreçte İsrail’e verildi. Sabra ve Şatilla mülteci kamplarında binlerce Filistinli çocuğu, yaşlıyı ve kadını katleden, hâlen komadaki eski İsrail Başbakanı Şaron döneminde (Yardımcısı Olmert’in 14-15 Temmuz’da Ankara’ya gelişiyle) kararlaştırılan ve 5 Ekim 2004 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 20 maddelik “Türkiye Cumhuriyeti ile İsrail Devleti Ekonomik Mutâbakat Zaptı” imzalandı. Tarımdan tohumculuğa, hayvancılıktan sulamaya, kimyadan enerjiye, telekomünikasyondan turizme, güvenlik ve çevre teknolojilerinden danışmanlığa kadar oldukça geniş alanda işbirliği ve ticaretin gelişmesini esas alan; GAP ve KOP’u (Konya Ovası Sulama Projesi) kapsayan ve Tuz Gölü ve Orta Anadolu köylerini içine alan bu işbirliği, 7 Mart 2007’de Kudüs’te yeni bir anlaşmayla daha da genişletilip pekiştirildi. Yine Temmuz 2007’de Ankara’da Enerji Bakanı Hilmi Güler ile İsrail Ulusal Altyapı Bakanı Binyamin Ben Eliezer arasında, Karadeniz’i Kızıldeniz’e bağlayarak, petrol, doğalgaz, elektrik ve suyu taşıyacak “Akdeniz Boru Hattı için fizibilitesi” hazırlandı.
“AŞK HİKÂYESİ’NE DÖNÜŞEN” İŞBİRLİĞİ… Bu arada Petkim’in yüzde 51 hissesinin satımı ihâlesi, 2 milyar 50 milyon dolar teklifle Kazak asıllı İsrail vatandaşı Investment Industrial Group Eurasia’nın sahibi Avrasya Yahudileri Konfederasyonu Başkanı Alexander Mashkevich’un “Ermeni- Amerikan ve Yahudi ortaklığı”ndaki TrnsCentralAsia Petrochemical Holding konsorsiyumuna “kazandırıldı.” “Galataport ihâlesi”ni, İsraillilerin “dünyadaki hükümetleri maymuna çeviren, burnu keskin çok iyi koku alan ve borsayı adeta avucunda oynatıp gittiği her ülkede kendine ortak bulan” Rusya kaçkını İsrailli işadamı kumarbaz S. Ofer’in başkanı olduğu konsorsiyuma tahsis edildi. Tartışmalı Tüpraş hisselerinin yüzde 14.76’sını da satın aldı. Özetle AKP siyasî iktidarının İsrail’le ekonomik ve bilhassa askerî işbirliği politikası, Türkiye ve İsrail’i “stratejik ortaklığa” soktu. İsrail Savunma Bakanı Barak’ın ifâdesiyle, İsrail-Türkiye askerî işbirliği “en üst nokta”ya taşındı. İsrail’in Ankara Büyükelçisi Avivi’nin, “zaman içinde AKP ile sevgiyi yakaladık; birçok konuda aynı anda aynı çıkarları savunuyoruz” ifâdesiyle “AKP ile ‘aşk hikâyesi’ne dönüştü.” (Milliyet, 21.7.2007) Son demde İsrail’in İran’a saldıracağı tehdidini savurduğu ve Başbakan’ın BM’de İsrail’den yakındığı süreçte de Ankara, İsrail’le siyasî, savunma sanayii, ekonomi ve enerji alanlarında işbirliğini tamgaz sürdürmekte. Aralarında insansız Ofek casus uydusu ve uçakları bulunan görsel istihbarat entegre sistemleri için açtığı toplam 140 milyon dolarlık ihâlesine Davos’un ardından hız verildiği İsrailli gazetecinin ifşaatıyla açığa çıkmakta. Ve bütün bunlar, AKP iktidarının İsrail tezadını, Başbakan’ın İsrail hakkındaki değerlendirmelerinin sathî ve siyasî olduğunu ortaya koymakta. 03.10.2009 E-Posta: [email protected] |