Abdil YILDIRIM |
|
Hoşgeldiniz mübarek on bir aylar |
Cenâb-ı Hak Kur’ân-ı Kerim’inde bazı nimetler üzerine yemin ediyor. Rabbimiz, asra yemin ediyor, geceye yemin ediyor, kuşluk vaktine yemin ediyor. Zaman üzerine ettiği yeminler, zamanın ne kadar değerli bir nimet olduğunu göstermesi bakımından dikkat çekicidir. Sözlerinin doğruluğunu kullarına ispatlamak için yemin etmek gibi bir konumda olmadığı halde, insanların dikkatini bu nimetler üzerine çekmek için böyle bir İlâhî ifade tarzı irade ediyor. Zamanın her ânı çok kıymetli bir nimettir. Ancak Rabbimiz bizleri gafletten uyandırıp ülfetten kurtarmak için zamanın bazı kesitlerini diğerlerinden daha değerli kılmış, bu zaman dilimlerinde yapılan ibadetlere daha büyük mükafâtlar vereceğini vaad ederek ekstra ikramlarda bulunmuştur. Ramazan ayını böyle bir ikram ve ihsan ayı olarak tahsis etmiş, içerisine gizlediği Kadir Gecesi ile de bin aylık bir ikramiyeyi yine bu ayda bizlere lûtfetmiştir. Onun için Ramazan ayını “Onbir Ayın Sultanı” olarak kabul ediyoruz. Rabbimize sonsuz şükürler olsun ki, böyle kıymetli ve bereketli bir ayı elimizden geldiği kadar ihyâ edip, rahmetinden ve feyzinden istifade etmeye çalıştık. Bir ay boyunca Ramazan’ı hem sahur ve iftar sofralarımızda, hem de kalp ve gönül hanelerimizde misafir edip, en güzel şekilde ağırladık, bayram sabahı da tatlı bir hüzünle uğurladık. Bayramın sevinç ve coşkusunu yaşarken, yüreğimizin bir köşesinde de Ramazan’dan ayrılmanın burukluğunu hissettik. Şimdi ise, içinde Ramazan olmayan onbir aylara girmiş bulunuyoruz. Sahuruyla, iftarıyla, teravihleri ve mukabeleleri ile bir ay boyunca beraber olduğumuz böyle mübarek bir misafirden ayrılmak elbette kolay değildir. İbadetlerimize, hayır ve hasenâtlarımıza verilen sevapların onbinlerle ifade edilen kazançlarının devam etmesini gönlümüz arzu ediyor. Onun için belki biraz hüzünleniyorz. Ancak, Ramazan’ın sona ermesiyle Allah’ın rahmet muslukları kapanmış değildir. Sadece Ramazan’a özel ikramlar sona ermiştir ama, orucun getirdiği bir takım sıkıntılar da son bulmuş, açlık ve susuzluk gibi imtihanları başarmanın huzuru ile kalpler sürura ermiştir. Şimdi, nimetlerden daha geniş ölçüde istifade etme imkânına kavuşmuş bulunuyoruz. Diğer taraftan, onbir aylar içinde de yine çeşitli ihsanlarla sevapların yüzlere ve binlere katlandığı bereketli günler devam etmektedir. Şevval ayında tutulacak 6 günlük bir oruçla, bütün yılın oruçlu geçirilmiş gibi sevaba nâil olunacağını Peygamber Efendimiz (asm) müjde vermiştir: ‘Kim Ramazan orucunu tutar ve ona Şevval ayından altı gün ilâve ederse, sanki bir yıl oruç tutmuş olur.’ (Müslim, Sıyam, 204) Bu ayların da bazı gün ve geceleri yine özel ikramlarla bereketli kılınmış ve istifademize sunulmuştur. Bilindiği gibi, Cuma günleri mü’minlerin bayramı olarak kabul edilir. Cuma günlerini hakkıyla idrak ve ihyâ edenler, ayda dört defa bayram sevabını kazanma şansına sahiptir. Ayrıca, Ramazan ayı dışındaki bazı aylar da yine Müslümanlara mübarek kılınmış, bu aylarda yapılan ibadetler, binlerle ifade edilen sevaplarla mükâfatlandırılmıştır. Zaten şunun şurasında sekiz ay sonra tekrar üç aylar gelecek, rahmet sağanağı yeniden üzerimize yağmaya başlayacaktır. Rahmeti ve Keremi sonsuz olan Rabbimiz, bizi cennetine koymak için her zaman çeşitli fırsatlar yaratıyor, imkânlar bahşediyor. Biz bir adım atarsak, O bize binlerce adım atıyor. Onun için Ramazan ayı geçti diye ibadetteki kazançlarımızın azaldığını düşünüp üzülmeye, yeise kapılmaya hiç gerek yoktur. Allah’ın her nimeti mübarek ve kıymetli olduğu için, Ramazan ayı dışındaki ayları ve günleri de çok kıymetlidir, pek mübarektir. Ramazanda kazandığımız ibadet şevkini onbir ay boyunca da devam ettirirsek, inşallah her ayımız Ramazan bereketinde geçecektir. Onun için mübarek onbir aylara hoş geldiniz diyor, bizi böyle nimetlerle perverde eden Sultanımız’a şükranlarımızı arz ediyoruz. 24.09.2009 E-Posta: [email protected] |